Kooperatifler yoluyla konut edinmenin dayanılmaz kolaylıkları. Devlet desteği de söz konusuysa daha da kolaylaşır. Yıllar önce başlayan bu çaba bir çok kişiyi ev sahibi yaptı.Şimdi çok kişi kirada değil, kendi evinde oturmakta.O zamanlar ”Konut edindirme yardımı” KEY’ler vardı ve çalışanların aylıklarından kesilmişti. Sonra sonra bunların iadesi söz konusu oldu.İadeler başladı eksik gedik bazıları aldı, bazıları hava aldı. Alamayanlar için yeni düzenlemeler yapılsa da bir türlü sona ermedi. İki yıl mı, üç yıl mı geçti. Mağdur olanlar hava almayı sürdürüyor. Koskoca devlet, bir türlü üstesinden gelemedi. Verilen sözler hep ertelendi. Mağdurlardan birinin ben olduğunu da belirtmeliyim. 31.5 yıl çalıştıktan ve aradan on beş yıl geçtiği halde 1.200 l. Aylık olarak elime geçiyor. Benim durumumda olan binlerce emekli beklemede. Zaman zaman verilen zamlar (enflasyon farkı falan) henüz yüzde beşi geçmiş değil. Asgari ücretle çalışanlar nasıl geçiniyor, işsizler ne yiyip içiyor aklım ermiş değil. Promosyon dediler, tatil parası(Avrupa’ böyle bir ödeme yapılıyormuş)dediler… Hep azla yetindiler. Bir ülkede ekonomi bozuksa, gelir dağılımı arasında uçurumlar varsa, sorunlar bitmez gibi geliyor bana

Toplu yaşamın öteki yüzü de var elbet. Alt alta, üst üste yaşamak kolay değil. Dargınlıklar, kırgınlıklar hiç eksik olmuyor, en başta.

Hele bu günlerde yapılanlar, gürültü kirliliğinde tavana vurmakta.

Bazı binalara doğalgaz monte ederken çıkan gürültüler. Asfalt çalışmalarının yansıttıkları, yeni asfaltın sıcaklığı ve kokusu. Bazı sitelerde mantolama çalışmaları. Ve zaman zaman görülen su arızaları. Elektriklerin kesilmesini saymıyorum. Çünkü pek gürültülü değil. O kayıpları da elektrikle çalışan makinelere sormak gerek. Onarım ücreti de cep yakıyor olayı da ayrı.

Kısaca sabahtan başlayan sevisiz sesler vuvuzela kadar sinir bozucu ve yorucu. Bunların üstüne aşırı sıcaklar yoğun rutubet karması da gol üstüne gol atmakta.

Yani apartman yaşamı ya da toplu yaşam iyi yanlarına rağmen sorunlarla dolu. Kaçsan bir türlü kalsan başka türlü. Robinson ve Cuma’nın adası belki de böyle bir karıca yuvasından daha iyidir, kim bilir? Öyle bir yer bulunsa da bu kez de yalnızlığın zorluğu karşımıza çıkar.

Öğrencilerin girdiği sınavlar sanırım, bitti. Bitti de yankıları bitmedi. Başarılı öğrenciler üzerinden dersanelerin yaptığı reklamlar bence, biraz aşırıya kaçıyor. Boy boy resimler, günlerce gözümüzün önünde. Başarılılarla ne denli gurur duyuyorsak, başarısızlar ne olacak? U başarılar elbette yalnızca o dersanenin , okulun, yada özel okulun başarısı olarak görmekse  haksızlık gibi geliyor bana. Biraz ölçülü davranılsa daha iyi olacaktır, kanımca.

YABAN diye bir kanal var. Daha çok avcılık üzerine çekimlere yer veriyor.Avcılık spor olarak yapılmalı derler. Ama öyle değil. Her türlü mo0dern aletler ve silahlar kullanılmakta İri iri hayvanlar bile avlanmakta. Hepsi bir yana vurulmuş yani ölü bir hayvanla poz üstüne poz veren avcılara canım sıkılıyor doğrusu Dağlarda, kırlarda gezinip temiz hava almaya bir diyeceğim yok elbet. Katliama dönüşen avlar olmasın diye yasalar da konmuş.Ama ne denli uyuluyor belli değil.

GALA GÖL’ünde ve çevresinde  avcılık bir aralar çok ünlenmişti. Sanırım gerekli önlemler alındı Çünkü yabancı ülkelerden bile avcılar geliyormuş. Neden derseniz göçmen kuşlar o bölgede konaklarmış..

Son gittiğimde   gölün kıyısında iki minik ev vardı. Ama ikisi de yıkılmıştı. Kim olusa olsun türlerin neslini kurutmak doğa dengesini etkileyecektir. Her şey, av da kararında ölçülü ve zamanında yapılmalıdır

Ünlü bir şarkı ne diyordu? “Her yerde kar var…”  

HOMURDAYAN  ORMAN

Kulağımın içinde homurdayan bir orman

İğneada’ya  “sanral yok” diye çırpınır

Gül, kuş, orman, deniz…Böyle kalsın

Vitrinli beldemiz

Doğa ile karındaştır, ak değil, Karadeniz

Cehaletin kör kuyusunda Yusuf

Demirköy’de top üretir İstanbul’a

Istırancalarda şarkılanınca meşeler

Son yaprak bile hayır der, santrala

Orada bir Longoz ormanı var ki dünyada üç

Cehennem şelaleleri ve Dupnisa

Hemen sizi çağırır ve der ki

Bir fidan da siz ekin tahtım tacım olsun

Trakya rüzgarı Balkanlar’dan  eser

Odun kömür yoksa kışın, yazları özler

Orpeus’un liri bir çalsa dağ taş dinler

Çok ileri gitmeyin bestesinde Kulağımızı çeker

N.T

ETV'de canlı müzik ve şiir programı:

5.Ocak Saat 21'de... Katılımcılar: Ali AKARTÜRK, Necdet  TEZCAN,  ÖZLEM Ağırgan, Gülhis BİLGENOĞLU, Suzan  TEZCAN...  Duyurulur.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.