Türk milleti bugüne kadar olduğu gibi ülkemizde meydana gelen olayları sabır ve metanetle izliyor.
Hiç bir tahrike kapılmadan gelişmeler soğukkanlılıkla ile takip ediyor.
Özellikle siyasilerimizin son aylarda doruğa ulaşan tahrik edici konuşmaları toplumdan ilgi görmüyor.
Yayın organlarında bu tür konuşmalar olduğu zaman çoğu kez halk bu kısır tartışmaları dinlememek için televizyonlarını kapatıyor.
Bu tür tartışmaların yerine halkın geçim sorunlarının gündeme getirilip çözüm yollarının aranması önerisinde bulunan vatandaşlar ”Birbiri ile ağız dalaşına giren, böylece halkı etkileyeceğini sanan siyasilerimize birileri. bunu çıkar yol olmadığını duyurmalı.
Halk bir yanda hastalık korkusu, diğer taraftan bunu sebep olduğu geçim zorlukları ile uğraşırken siyasilerin birbiri ile laf yetiştirme çabalarına ayıracak zamanı yok.Televizyon karşısında cebelleşen siyasilerimiz biraz halkın içine girip sorunlarının neler olduğunu ne zorluklarla karşılaştıklarını görmeli.Halk geçim derdinden hayat pahalılığından inim inim inlerken siyasilerimizin birbiri ile kavga yolunu seçmelerinin hiçbir işe yaramayacağını halk seçim geldiğinde gösterecektir.
Hani halk arasında bir söz vardır.”koyun can derdinde kasap et derdinde” denilir.
Halk bu pahalılıkta kışı nasıl geçireceğini, her ay artan faturalarını nasıl ödeyeceğinin hesabını yaparken siyasilerin bunlarla uğraşacağı, çözüm yolu bulması gerektiği halde toplumu kutuplaştıran konuşmalar yapması en çok onlara zarar vereceğini unutmamaları gerekir” dediler
-------------
MESLEK KURUM TEMSİLCİLERİMİZ KIŞ UYKUSUNDA MI?
Zor günler geçirip borçlarını ödeme sıkıntısı çeken esnaflar meslek kuruluş üst yönetimlerine de tepkili.
Kendileri bu zorlukları yaşarken onların temsilcisi olan üst yönetimlerin bu sorunlara ilgisiz kaldığını belirten esnaflar “ yöneticilerin rahatı yerinde maaşları çok iyi bizim sırtımızdan saltanat sürüyorlar.
Bu hepimize ders olmalı.Bir daha yönetimleri seçerken bir kez daha düşünmeli,böyle kendilerini o makama getirenlerin sorunlarından habersiz, sadece kendi saltanatını düşünen yönetimler alaşağı edilmeli,O işe layık olanlar göreve getirilmeli.
Bu bizim kulağımıza küpe olmalı.
Onların gerçekleşmeyen yalanlarına kanmamalıyız.O koltukları babasının malı sayıp yıllarca orada kalanları koltuklarından indirecek yolu bulmalıyız.Yoksa bu çekilen çileler bir süre sonra unutulur Bizler de bugün olduğu gibi sorunlarımızla baş başa kalırız.”
-----------------------------------------------------------
YÜREKLER ACISI DURUM
Edirne’de otuzu aşkın insanımıza iş imkanı sağlayan bir esnafımızın son ekonomik sıkıntılardan düştüğü durumu görünce büyük üzüntü duydum.
Modern bir tesis sahibi bu esnafımız hiçbir geliri olmamasına rağmen işyerinde çalışan elamanların işine son vermemiş “dara düşen esnafların işçi çıkarmanın yasak olduğu dikkate alarak bir gelirim olmasa da onların ücretlerini ödüyorum.İşlerinden olmasına da gönlüm razı olmuyor.İki otomobilim vardı onları borç ödemek için sattım. Yine borcumu ödemeye yetmedi.Kara kara düşünüyorum nereye başvursak çözüm yok. .Esnaflar ülke ekonomisinin kılcal damarı gibidir onu yok ettiğinizde ülke ne hale gelir.
Esnaflara yardım yapılıyor denildi. Bu yardımı kimler aldı belli değil.
Bizler yardım almadık.Bu kadar istihdam sağlayan biri bu yardımdan yararlanamıyorsa işine nasıl devam edecek.
Önümüz de belirsiz,.canımız burnumuza geldi.Esnafların yanında olduklarını söyleyenler bizlere bu dar zamanımızda yardım etmiyorlarsa ne zaman edecekler.
Onların tuzu kuru.Bizim ne zahmet çektiğimizden haberleri yok.
Gün ola devran döne bizim de hesap soracağımız zaman gelecek ”dedi.
----------------------
FIKRA
BEN ÖLDÜRDÜM
Arnavut’un biri, bir gün tesadüfen sokakta bir tane fare öldürmüş.Farenin yanında kahraman edasıyla beklemeye başlamış.gelip geçenler ölü fareyi gördükçe sorarlarmış:
-“More bu fareyi kim öldürdü.?”
Arnavut cevap vermemiş.
More bu sıçanı kim öldürdü:?
Yine ses yok..
Derken bir başka yolcu yoldan geçerken:
“ More bu aslanı kim öldürdü.?” Demiş
Arnavut göğsünü gererek:
“More kim olacak ben öldürdüm” diye gururlanarak cevap vermiş