Çorlu’da meydana gelen tren kazası, maalesef ülkede bazılarınca sıradan bir kaza gibi algılandı, benzer kazaların Avrupa’da da olduğu mazereti getirildi.

Arap Kralı öldüğünde bayrakları yarıya indirenler, Filistin insanlarına gösterilen duyarlılığı bu elim kaza sonrası  göstermedi.

Bırakınız bayrakları yarıya indirmeyi, kazanın olduğu gün sanki hiçbir şey olmamış gibi tantanalı kutlamalar yapıldı. Ulusal denilen basın bu haberi sıradan bir haber gibi geçiştirdi.

Bölge insanımız bu olanları kaygı ile izledi.

Bazı vatandaşlarımız “Trakya insanının canı bu kadar değersiz mi?” yorumu yaptı.

Bu elim kaza sadece 24 can ile sınırlı değil. Kazada demir yığınları arasında kalarak vücut organlarını kaybeden ömür boyu sakat kalacak insanlarımız olacak.

Yüce devletimiz yaşamını kaybeden ve sakat kalacak insanlarımız için acaba nasıl bir destek verip o insanların acılarını hafifletme yoluna gidecek?

Bu insanlarımız devletin sahip olduğu bir kuruluşta ihmal sonucu canlarını kaybettiler ve yaralandılar.

Yüzlerce ailenin evine ateş düştü. Benim de yakından tanıdığım insanlar var.  Kimisi minik evladını kaybetmiş bazıları çocukları ile can vermiş. Burada da ateş düştüğü yeri mi yaktı? Ölen insanlarımız öldükleri ile mi kalacak?

Bu kaza sorumluluğu daha önceki tren kazalarında olduğu gibi yine birkaç çalışanın üzerine mi yüklenip kapatılacak?

Dar gelirli insanlarımız hem ekonomik hem de güvenli olduğu için tren yolculuğunu tercih ediyor.

Orada ölen ve yaralananların tamamı bu kesimden insanlar. Onların rahat seyahat edeceği hususi araçları yok. Yolculuklarını her zaman tren yolculuğu ile yapıyorlar.

Tren kazasını gördükten sonra insanların tren yolculuğuna da güveni kalmayacak. Bundan yine devletimiz zarar görecek.

 Tren yollarını kontrol edip güven sağlayan bekçilerin kaldırılması şimdi nelere mal oldu. Küçük bir tasarruf yapayım derken üç yüzü aşkın ailenin evine ateş düştü. Bunun sorumlusu kim olacak? Yeni hükümet telaşı ile sayın yetkililerden de bu konuda açıklama gelmiyor.

Kuşkusuz giden canlar geri gelmez. Hiç olmazsa devletimiz bu insanların ve yaralananların acılarını bir nebze hafifletecek destek sağlamalı.  Bu ihmal sonucu meydana gelen kazaya neden olanlar her kimse ,en alt birimden en üste kadar gereken cezayı vermeli.

 Çorlu’daki kaza da daha önceki tren kazalarında olduğu gibi gerçek failleri bulmadan geçiştirilirse. Bundan sonra da bu tür kazalara davetiye çıkarır duruma geliriz.

OLUMLU BİR GİRİŞİM

Ana Muhalefet Partisi CHP’de her seçim sonrasında olduğu gibi yine kazan kaynamaya devam ediyor.

Parti, Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce taraftarları olarak parti ikiye ayrıldı.

Her iki gurubun birbirine salvoları devam ediyor.

Bu koşullarda partide birlik sağlamak mümkün görünmüyor. Bu koşulları dikkate alan CHP İl başkanları soruna çözüm bulmak için bölge bölge aralarında toplantı yapmışlar.  İllerden temsilciler belirlenmiş. Bu temsilciler CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ile görüşme yaparak partinin şu anda içinde bulunduğu durumu iletecekler.

Partinin bu durumda mahalli seçimlere gidilmesi veya kurultayın toplanması halinde CHP’nin  büyük zarar göreceğini, bu tartışmaların mahalli seçimler sonrasına bırakılmasının yararlı olacağını il başkanlarını temsilen söyleyecekler.

Aksi durumda bunun sorumlularının parti örgütleri olmayacağını kendilerine duyuracaklar.

 Gelişmeleri  objektif olarak değerlendirdiğimizde. Seçim dönemi ve sonrasında Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce’nin partiye zarar verecek siyasi hataları oldu, bu inkar edilemez.Böyle görüntüler partiye güveni zedeledi. Bu şartlarda  yapılacak bir kurultay partide bütünlüğü sağlayamaz.

Zira, şu anda yetkili olan kurultay delegeleri Kılıçdarıoğlu’na daha önceki kurultayda destek veren delegeler.

Bunlardan kaçı Muharrem İnce’ye destek verecek?

Diyelim ki kurultay’da tekrar Kılıçdaroğlu kazandı. Bu CHP’ye ne kazandırır.

Muharrem İnce’nin kazanması durumunda da  bu kurultay delegeleri ve ona destek çıkan milletvekilleriyle  nasıl çalışacak.

Tüm bunlar kafalarda  bugün soru işareti yaratıyor.

 İl Başkanlarının bu girişimi nasıl bir sonuç verir, onu da  bekleyip göreceğiz. CHP’de mahalle seçimlere kadar bir konsensüs sağlanır, her iki taraf buna riayet ederse. CHP’de geçici de ateşkes sağlanmış olur.

  BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

               

                1-2011 yılında ülkemizde 171752 çiftçi  2 milyon 938   dekarda pancar ekip  16  milyon 126 bin ton  pancarı üretildiğini:

                2- 1016   yılında  ise 105 bin  500 çiftçi  3.milyon 220 bin dekar alanda  ekim yapıp 19.milyon 600 bin ton pancar elde edildiğini.

                3-2001-2002 yıllarında pancar üreticisi sayısının  500.000  adetken  kota ve ÇKS  sistemi uygulamasıyla bu sayının 200. Bine indiğini

                4- Türkiye’de Şeker Şirketinde 25(bugün bir kısmı satıldı) özel sektörde ise 8 şeker fabrikası olduğunu:

                5-   2016-2017 pazarlama yılında belirlenen şeker miktarının 2 milyon 650 bin tondan kota olarak tanınan %10 oranı olan  265 bin tonluk bölümü  nişasta bazlı şekerden kalan 2 milyon 385 bin tonu  şeker pancarı olarak planlandığını.

                6-Şeker pancarı, tarım hayvancılık sektöründe yem olarak, taşımacılıkta, etil alkol yapımında kullanıldığını:

                7- Şeker pancarının hava kirliliğine karşı atmosfere en fazla oksijen veren bir ürünü olduğunu:

                8-  Deniz seviyesinden yüksek alanlarda ekilen şeker pancarının şeker oranın daha yüksek olduğunu  biliyor musunuz.?

                9- 2014 yılında  tekelin özelleştirilmesi sonucunda  tütün ekiminin  1014 yılında  tasfiye edildiğini:

                10- 2002 yılında 405 bin 882 olan tütün üreticisinin sayısının  2015 yılında  %86 azalarak  56 bin  üreticiye düştüğünü, tütün üretiminin aynı yallarda 159.521 Tondan  62 bin tona  indiğini:

                11-2008 yılından sonra  tekele ait sigara fabrikalarının özelleştirilmesinden sonra  sigara pazarına hakim olan 5 yabancı firmanın 18 milyar liralık Pazar  payının  %90 ’ına  hakim olduğunu,2009 yılandan sonra  kırsal kesimden büyük kentlere göç edenlerin  çoğunluğunu  tütün üreticileri  olduğunu biliyor musunuz,?

                FIKRA

                Temel bir gün ormanda gezerken bir hazine bulur hazineyi gömer ve üzerine  bir tabela koyar  tabelanın üzerine :

                “ Burada  hazine yoktur” diye yazar.

                 Ormana giden arkadaşı Dursun burada hazine olduğunu anlar, hazineyi alır.

                 Tabelayı çıkarıp üzerine şöyle yazar:

                “ Bu hazineyi Dursun almadı” diye yazar.

bahis siteleri - deneme bonusu veren bahis siteleri - kaçak iddaa illegal bahis - kaçak bahis

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.