Alıntılamak, yani bir başkasının yazdıklarından kendi yazacaklarına aktarma yapmak bazılarınca hoş karşılanmaz.

Ben onlardan değilim…

Bazıları takıntılarını tırım tırım gizler. Kendini eksiksiz ve kusursun yansıtmak için çaba harcar. Bu yüzden de yorulur ve bir türlü mutlu olamaz. Bu yaklaşım “ Ya göründüğün gibi ol, ya olduğun gibi görün”

öğüdüne uymayanlar için de geçerlidir. Gerginlikten ve mutsuzluktan kurtulmanın bir önemli yolu da doğallıktır

Ben. Hep ve her zaman doğallıktan yana olmuşumdur ve takıntılarımı saklama olayına girmemişimdir. Hala öyle olduğumu söyleyebilirim.

Yıkımlar ya da yıkıntıların altında ezilmek de hoş değil bence. Çünkü ben Donkişot olmadığımı biliyorum. Değirmenlerle savaşmaya da hiç niyetim olmadı ve yok. Kendini açık göz sananlar genellikle salaktır, Başkalarını kandırayım derken, kendileri düşer o tuzağa

Dağlar denizler atom hepsinin sırları çözülse bile insan sırları çözülememiştir. Çünkü her insan başka bir dünyadır. Özgündür. Eşi benzeri yoktur. Ne denli insan varsa, o denli dünya vardır; genel benzerliklere rağmen…

Ama gel gör ki günümüz insanı sekiz milyar olmuş.Günde birer ekmek yense; her gün yedi milyar ekmek. Üretmeden tüketen durumuna düşürüldük. Ye, iç, yat üçgeninde mısır bile patlatmadan geçiyor ömür, hem de karın tokluğuna. Bir azınlıksa bal-börek; pasta-çörek dörtgeninde yaşıyor, yaşatılıyor. Parasını bile saymaya zaman bulamaz böyleleri. Asgari ücretliler de “yahu ne çabuk bitti bu para” hesabıyla hesaplaşmakta. Tek yönlü ve yetersiz beslenen böylelerinde zeka da kişilik de iyi ve sağlam gelişemez. Böylelerini soyup soğana çevirmekse, devede kulak, eşekte paldum.

Hemen söylemeliyim; Bu durumda olanların kendi suçu ya da yanlışı değildir bu durum. Suçlu aranacaksa onları oralarda unutanlarındır.Onlara eğitimde fırsat eşitliği yaratmayanlardadır.Onların potansiyellerini unutanlardadır. Ve… ve onları küçümseyenlerdedir.Yeteneklerini güdük bırakanlardadır.

Bunun ekonomik yanı ise, ulusal gelirın dengesiz paylaşımıdır.

Yıkıntılar insanlar için de geçerlidir işin özeti.

Sanatçısıyla bile geçinemeyen bir yönetim nerede olusa olsun, sevimsizdir. Çoğunluğu elinde tutsa bile, boşunadır.

Oysa eğitimin en önemli yanı güzel sanatlar aracılığı ile yeni kuşağı yaratmaktır.

Ülkü Tamer “Selam Olsun” köşesindeki yazısını sonlandırırken bazı alıntılara, ya da özdeyişlere yer vermiş. Bir bölümünü paylaşalım diyorum;

Oscar Wilde: “Kaba gücü bir noktaya kadar anlarım, ancak kaba mantığa katlanılamaz.”

“Son olarak Geoffrey Cotterell’nin bir sözünü bize uyarlayalım:’Amerika’da sadece başarılı yazarlar önemlidir., Fransa’da bütün yazarlar önemlidir, İngiltere’de hiçbir yazar önemli değildir, Türkiye’de ise önce yazarın ne olduğunu anlatmanız gerek.’ “

Şimdi de çok önceleri yazdığım bir şiirle nostaljik takılalım: Korona çatlasın!..

ASLEN NERELİSİN HEMŞEHRİM HÜZÜN

Turistik tesis gibisin

Her bakışında bir başka inci-boncuk

Yüzün denize dönmüş yüzünü

Kubbe kubbe çoğalttığım İstanbul

Sen, kapalı kapılar ardında esen yel

Afrika ajandasından üs’süme taşıdığım çöl

Sen en güzel kıyılarımda

Yeşil tepkiye rağmen

Döviz yeşeren motel

Bahardı, sonbahardı derken

Kış oldu yüzün

Şiirler avutmuyor şarkılar suskun

Aslen nerelisin hemşerim hüzün

N.T

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.