Mahalli seçimler  sonrasında siyasi parti yetkililerinden bir ara üsluplarının yumuşadığını, birlik ,bütünlüğü, dostluğu ülke genelinde  yaymayı içeren  söylemler duyduk ve çok sevindik.

Seçimle birlikte bir ara  partilerin birbirine suçlamaları  son buldu diye mutlu olduk.

Gel gör ki, bu beklentimiz  de boş çıktı. İstanbul belediye seçim sonucundaki belirsizlik, bu arada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırı sonrası  siyasilerimizin birbirine yaklaşımı. Karşılıklı suçlamalar  partiler arasındaki husumetin son bulmadığını gösteriyor.

Halkın bu kadar gergin ortamda  sükunetini koruması, hiç bir tahrike kapılmaması  demokrasiyi içine sindirdiğini. Bunun   bazı siyasi partilerimizin  barıştan yana söylemleri sayesinde olduğunu kabul etmeliyiz.

Yoksa atışmalar aynı şiddetle karşılıklı olmuş olsa korkarım ülkemizde çok daha ciddi sorunların meydana gelmesi kaçınılmaz hale gelirdi.

Kısa bir süre mutlu olan “ Çok şükür ülke genelindeki gerginlik son buldu” diye sevinen insanlarımızın bu sevinci kursaklarında kaldı.

Ülkemiz  yine eski kısır tartışma ortamına döndük.Bu gergin ortamla  siyasilerimizin birbirini karalayıcı söylemleriyle  ülkede nasıl kalıcı huzur sağlanabilir.

Ülkemizde kaos yaratmak isteyen dış güçler  için bu gereksiz tartışmalar  zemin yaratmıyor mu?

Sokağa çıkıldığında  herkesin ortak kanısı  huzur ve güven. Hiç kimse  bu tür gerginlikten yana değil. İnsanlarımız yaşam derdine düşmüş bir de siyasilerin kaprisleriyle  ilgilenmeye samanı yok. Dilekleri bir an önce  bu gerginliklerin son bulması.

----------------------------------------------------------------------------------------------

SİYASİ PARTİLER POLİTİKALARINI GÖZDEN GEÇİRECEK Kİ?

Mahalli seçimler son buldu.Siyasi partilerin aldıkları oylar belli oldu.. Seçim sonrası her parti örgütü toplanıp  seçimde aldıkları sonucu masaya yatırması gerekir.

Başarısız oldukları yerlerde neden başarısız olduklarını irdelemesi lazım ki bir daha aynı hata yapılmasın.

Gerek iktidar partisinde, gerekse muhalefet partilerinde  henüz böyle bir çalışmanın emarelerini görmüyoruz.

İktidar partisi kendince kısmi başarısıyla övünüyor.  Muhalefet ise  az farkla da olsa seçimi kazanmanın mutluluğunu yaşıyor. Bu seçim özellikle Ana muhalefet partisi CHP’ye  uyarıcı mesajlar verdi.

Bir dahaki seçimde aynı  yöntemle  girersen  işin çok zor denilmek istendi. Türkiye genelinde CHP’nin en çok oy aldığı bir ilde bu sonuçların alınmasının mazeretleri olamaz. Bu durum enine boyuna masaya yatırılmalı.

Partide, rehavete kapılıp görevini savsaklayanlar belirlenip CHP yeni kadrolarla takviye edilmeli.

Ortada bir başarısızlık var,bu çeşitli bahanelerle inkar edilip örtülmek istenirse gelecek seçimler için muhalefete seçimi kazanma yolu açılır.

Siyasi hatalara anında neşter vurulmazsa  onun  sonuçları ağır olur. Türkiye’de siyaset bahar havası gibidir.

Şimdi  seçim yok denilir. Bir süre sonra seçim yapılacak dendiğinde seçime hazırlıksız yakalanan partinin  o seçimde başarı şansı çok az olur.

İstanbul örgütünün seçimde çalışma  yöntemini CHP tüm illerde uygulamak zorunda. Oradaki kadroların  zor koşullardaki  başarıları   diğer illerde de uygulandığı zaman CHP başarısını yükseltebilir.

Seçimde o yöntem tüm illerde uygulanmış olsaydı CHP’nin başarısı  birkaç puan daha yükselmiş olurdu.

Ne yazık ki,  tüm uyarılara rağmen parti örgütlerinin çalışmaları yeterli olmadı.

MİNİBÜS  SÜRÜCÜLERİNİ KUTLUYORUM.

Bir süredir devam eden, yollarda yayalara öncelik tanınması  uygulamasına en çok uyum sağlayan minibüs  sürücülerimiz oluyor.

Minibüs sürücüleri yaya geçidi olsun olmasın bir yayayı yoldan karşıya geçmek istediğini gördüklerinde  aracı durdurup geçmesini sağlıyor. Bu duyarlılıkları nedeniyle Minibüs şoförlerini kutluyorum.

Bu duyarlılığı diğer araç sürücülerimizin, taksici esnaflarımızın  gösterdiğini söyleyemeyiz.

Yayanın karşıya geçmesi için duran minibüs şoförüne arkadan korna çalan veya yanından geçmek isteyen araç sürücülerimiz henüz bu önemli trafik kuralını  kavramış değil.

Onlar  eski usul devam etmek istiyorlar. Sanırım bir süre sonra onlar da  bu kurala uymak zorunda kalacaklar.

Zira bunun başka  yolu da yok. Kurallar herkes için geçerli. Bu arada araçlar yol verdi diye, salına salına  ağır adımlarla  yayındaki ile konuşarak veya telefonla görüşerek   yoldan  karşıya geçen  yayalar da uyarılmalı.Kurallar yayalara da uygulanmalı.

----------------------------------------------------------------------------------------------------

GEÇTİ BOR’UN PAZARI SÜR EŞEĞİNİ NİĞDE’YE

Bir fırsat kaçırıldıktan sonra ondan sonrakileri değerlendirilmesi için “Geçti Bor’un pazarı sür eşeğini Niğde’ye” deyimi kullanılır. Bu sözlerin hikayesi şöyle:

Bor Niğde iline 13 kilometre uzaklığında olan bir ilçe. Bu ilçe bir zamanlar çevresine pazaryeri ile ün salmış. Bu herkesin önem verdiği Pazar Bor ilçesinde salı günleri kurulurmuş. Ondan bir gün sonra çarşamba günü ise Niğde’nin pazarına gidilirmiş.

Salı günü pazara gelmek için köyünden çıkan bir köyle bir suyun başında mola verir eşeğini de ağaca bağlar.

Yorgun olduğu için kendisi de ağacın gölgesine uzanır. Orada uyuyakalır.

Uyandığında epey zaman ilerlediğini  güneşin yükseldiğini görür. Hemen eşeğine binerek pazara ulaşmak üzere yola çıkar. Fakat ilçeye varıncaya kadar Bor pazarı biter. İşlerini bitirip köylerine dönmekte olan köylüler yolda ona rastlayınca kendisine ”Geçti Bor’un pazarı  sür eşeğini Niğde’ye” derler.

-------------------------------------------------------------------------------------

RADYO İLE İLK KEZ POSTACILAR TANIŞTI

İlk radyo deneme yayını Ankara ve İstanbul’da  PTT’nin posta görevlerinde  yararlanmak amacıyla  kurduğu beşer kilovat gücündeki verici istasyonundan  1927 yılında yapıldı.

Bu  yayınları 1936 yılına kadar  Türk Telsiz Telefon kuruluşu yönetti.

 Radyonun günlük hayatta  önemli bir yer tuttuğu gerçeğini gören hükümet , Ankara’da büyük bir  radyo istasyonu kurdurdu.

28 Ekim 1938 günü sürekli yayınlara başlayan  bu yeni radyo uzun dalga “ Türkiye radyosu” ve   kısa dalga “ Ankara Radyosu” adıyla hizmete girdi. İstanbul Radyosunun yayınlarına  sürekli olarak başlayışı.1 Eylül 1949  günü mümkün oldu.

İŞADAMI YARDIMI

Zengin bir işadamı sokakta rastladığı eski okul arkadaşına yardım için yüz lira verdi. Okul arkadaşı bu  duruma hiç memnun olmadı.

 “Bu kez yalnız yüz lira veriyorsun.?”  Diye sordu.  İki yıl önce 500 lira, bir yıl önce ise 250  lira vermiştin  şimdi ise  yalnızca yüz lira  ha..?

 İşadamı arkadaşının bu sitemi üzerine  özel durumunu açıklamak istedi.

“ Geçen yıl evlendim, bu yıl bir çocuğum oldu” diye başladı söze. Arkadaşı onun sözünü yarıda kesti:

“ Tamam tamam anladım” dedi. “ Desene benim paramla aile geçindiriyorsun artık.

ÖZLÜ SÖZ

Adalet dünyadan kalkarsa  insan yaşamında değer verilecek  bir şey kalmaz

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.