İlimizde en güçlü parti olan bir zamanlar Türkiye’de sosyal demokratların kalesi konumunda olan CHP’nin merkez ilçe kongresine katıldım, burada yapılan konuşmaları sonuna kadar izledim.
Bu kongreden daha öncekilerine oranla farklı bir görüntü heyecan bekliyordum ne yazık ki bu olmadı.
Her ne kadar Irmak Düğün Salonun partililerce tamamen dolu olsa da gelenler adeta sinema izler bir konferansı takip eder gibi genel kurulu izlediler.
Hiçbir partili genel kurulda görüşünü ortaya koyma cesaretini göstermedi.
Bunu fırsat bilen yöneticiler de bu ilgisizlikten sitem ettiler.
İl Başkanı konuşmasını daha ileri götürdü ve” Seçimi boykot etmek isteyenler bakıyorum toplantıya katılmışlar ”diye toplantıya gelen partilileri yadırgadığını belirtti.. Adeta “ne yüzle toplantımıza katıldılar” dercesine bir laf söyledi..
CHP’nin bu sekter,partide hoşgörüyü yaygınlaştırmayan onlara dostça yaklaşmayan kafalar partide birlik ve beraberliğin sağlanması, bu partinin geniş kitlelere açılması büyümesi mümkün değil.
Bırakınız genel kurula küskün olanların gelmesini herkesin, partiye sempatisi olanların dahi orada olması parti yönetimlerini mutlu etmelidir.
Parti dışından biri bu genel kurulu izlediğinde acaba ne düşünür.
Çevreye bakıyorsun, iktidar ve muhalefet parti yöneticilerinden kimse yok . Cumhur İttifakı parti temsilcilerinin ötesinde Millet İttifakı ortakları da orada değildi.
Halbuki böyle genel kurullarda iktidar ve muhalefetten temsilcilerin olduğunu görüyorduk.
Ne yazık ki bu toplantıda böyle bir dayanışma birliktelik yoktu .
Bunun gerçek sebebi nedir bilemem.
----------------------
PARTİLER NEDEN GÖRÜŞLERİNİ ORTAYA KOYMUYOR
Genel kurulda divan başkanı defalarca partililerden konuşmak isteyen var mı diye sordu. Uzunköprü ilçesinden eski bir yöneticinin haricinde kürsüye çıkıp konuşan olmadı.
CHP gib çok sesli olması gereken i bir partiye böyle sessiz bir genel kurul yakışmadı.
Buradan sormak gerekir. Kahvelerde ahkam kesip partisi hakkında ileri geri konuşanlar neden buraya çıkıp fikirlerini ortaya koymadılar?
Çok seslilik her zaman siyasi partiler için iyi bir yöntemdir.. Sen bir taraftan iktidar partisinin tek sesliliğinden yakınacaksın diğer yandan aynı uygulamayı kendi partinde sen yapacaksın. İşte bu olmadı.
-------------------
DOSTLUK SÖYLEMLERİNİ BAŞKA YERE SAKLASAYDINIZ
Genel kurulda yapılan konuşmalarda dikkatimi çekti , Kürsüye her çıkan konuşmacı birbiri ile ilgili hatıralarından bahsetti dostluklarından vurgu yaptı.
Bunlar aslında genel kurullarda yapılan konuşmalarda ikinci planda olması gereken konular.
Onları diğer zamanlarda aranızda görüşüp konuşabilirsiniz.
Toplumu etkilemek için bunları ön plana çıkarmak ne kadar doğru oldu.
Orada toplanan halk bu tür ahbap çavuş ilişkilerinden çok bölgesel sorunlar ve ülkenin içinde bulunduğu açmaz konusunda bilgi edinmek istedi.
Her şeyden önemlisi CHP’nin bilinen sorunlarının nasıl giderileceği, mahalli seçimde CHP’nin Edirne’de aldığı oyun nedenleri , bunu gidermek için yapılması gerekenler konusunda partilerin rahatlatıcı konuşmalar dinlemek istedi.
Ne yazık ki böyle bir yaklaşım görmedik.
Konuşmalar da delege bazında sınırlı olduğu onların da bu ortamda seslerini çıkarma gereği duymadıkları için sessiz sakin bir genel kurul izledik.
-------------------------
İL DELEGELERİ BİLDİK YÖNTEMLE BELİRLENMİŞ
Merkez ilçe genel kurulunda belirlenen il delegelerindeki isimlere göz attığımızda partide aktif olarak çalışan ve bugüne kadar bildik partilileri görmek mümkün değil.
Bakıyoruz, aynı soyadı taşıyan ailelerden birkaç isim her zamanki gibi listede yerine almış.
Bunlar partiyi sorunsuz bir şekilde seçime götürecek ve iktidara taşıyacak kadroların seçiminde söz sahibi olacak kişiler midir?
İl delege listeleri tarafsız bir gözle incelendiğinde benim gibi birçok partilinin de endişeleri var.
Listede yer bulanlar seçilmek istenen, seçilecek yönetime göre delege tercihi yapılmış Bu işe ne kadar layık olup olmadığı dikkate alınmamış.
Bu kadroların yarın seçim döneminde partiye ne kadar yarar sağlayacak veya parti ilkelerini savunmada ne kadar kararlı onu da önümüzdeki aylarda göreceğiz.
Bu yazdıkların bir kenarda dursun.
Dilerim yeni seçilen kadrolar beni mahcup eder. Eğer aksi olursa bundan sevinç değil üzüntü duyarım. Partiye gönül verenlerin haberi olsun.
---------------------------
YARIM YÜZ YIL SÜRER
Ünlü Vatan Şairi Namık Kemal konuşmalarında, Osmanlı Devletinin sürekli gerileyen, zayıflayan durumunu anlatmak için sık sık” İmparatorluk can çekişiyor” dermiş.Namık Kemal’in bu sözleri üzerine bazıları kendisine sataşırmış.” Yıllardır İmparatorluk çan çekişiyor diye yazıp duruyorsun .Fakat İmparatorluk hala ayakta duruyor, yıkılacak gibi görülmüyor..” derlermiş.
Namık Kemal:
“Benim dediğim bakkal Mehmet ağanın can çekişmesi değil, koskoca imparatorluğun can çekişmesidir. 600 yıllık imparatorluğun can çekişmesi elbette yarım yüz yıl sürer”
--------------------
ÜÇTE ÜÇÜ BULAMAYIZ
Denilir ki tanrı insana üç özelliği vermiş.
Dürüstlük Akıl. İrade
Fakat zaman zaman gördüğümüzde bir ikisinin dışında hiç kimseye iki üzellikten fazlasını vermemiş.
Eğer dürüst ve akıllı iseniz siyasetçi olamazsınız.
Eğer dürüst ve siyasetçiyseniz akıllı değilsiniz.
Eğer akıllı siyasetçiyseniz dürüst değilsiniz. Gelin bu denklemi çözün bakalım.
Tam bir bilmece değil mi?
Günün birinde bu üç özelliğe sahip istisnai bir insan bulup onu politikaya soyundurarak ülkeyi kurtarmak umudu içindeyiz. Yoksa mevcutlarla işler zor yürüyecek gibi görülüyor.
--------------------
ÖZLÜ SÖZ
Dört şey devam ettikçe, din ve dünya ayakta duracaktır;
Binginler mallarıyla cömertlik yaptıkça; alimler ilmiyle amel ettikçe; cahiller bilmedikleri bilgilerle kibirlenmedikçe