Geçenlerde yazmış olduğum Kentsel Dönüşüm ile ilgili köşe yazıma şöyle başlamıştım;"Ne zaman 1.Murat Mahallesinde 5.katta bulunan evime dinlene dinlene çıkmama rağmen soluk soluğa ve ter içinde kaldığım anlar oluyor, işte o zaman hemen aklıma Kentsel dönüşüm ve Başkan Recep Gürkan geliyor"
Bu gün yazdığım köşe yazıma şöyle bir cümle de ekleyerek başlamak istiyorum; "Ne zaman ülkemizde bir deprem felaketi yaşasak ve binaların hatalı,eski ve malzeme hırsızlığı yapıldığı için bu felaketleri daha fazla yaşandığını duysam ve okusam,hemen aklıma Kentsel Dönüşüm ve Başkan Recep Gürkan geliyor"
Birinci endişem ikincisine göre gül suyu aslında.
Dinlenerek,ah vah diyerekde çıksan merdivenleri yine yaşıyorsun,ama 40 yaşına yakın bir evde ikamet ediyor olmak,hele hele son olarak İzmir'de yaşanan Depremlerin sonrasında karşılaşılan akıbet insanı çok ama çok korkutuyor tabii ki.
Bu nedenle Depremin çok taze olması nedeniyle ülke gündemindeki tezahürleri bu gün bir kez daha Başkanıma; "Başkanım ne olur şu Kentsel dönüşüm işine en kısa sürede el at ve yaşanabilecek felaketlerin önüne şimdiden geç" diyerek seslenmek istiyorum.
İzmir Seferihisar ve Bayraklı'da yaşanan felakette eski ve düzgün malzeme noksanlığı ile İmar hatalarının çok fazla olduğu binaların yıkıldığını görüyoruz.
Dilerim tüm insanlık Deprem gibi felaketler ile karşılaşmasın.
Çünkü geçen ki yazımda belirttiğim gibi artık bu Mahallerimizde ki evler 35–40 yaşında evler.
Kaldı ki; o zaman şartları ile yapılan evlerin durumu da malum.
Ne malzeme olarak ne de işçilik olarak bu günle mukayese dahi yapılamayacak ayrıcalıkta.
Aslında Başkanımız 2018 yılında 1.Murat Mahallesi sakinleri ile yaptığı bir toplantıda bu konu ile ilgili geniş açıklamalar yapmış ve gecikme nedenlerini duyduğu endişeler ile birlikte dile getirmişti.
Hatta;“Kentsel Dönüşüm kazmasını Şubat ayında 1.Murat Mahallesinde vuracağız” demişti.
Bende Mahalle sakini olarak o toplantıdaydım ve bir konuşma yaparak binaların eskiliğinden ve depreme dayanıksız hale gelişlerinden bahsederek Başkan Gürkan'a bu işin çabuklaştırılmasının gerekliliğini izah etmeye çalışmıştım.
Başkan bunları biliyordu ve en az bizler kadar bu konuda yapıcı bir tavır içinde olduğunu hissettirmişti.
Başkan Gürkan verdiği sözün arkasındaydı ve en az bizler kadar işin başlamasını arzuladığını ifade etmişti ama endişesi vardı ve vebal altında kalmamak istiyordu.
Daha önceki yazımda yazmıştım ama bir kez daha endişelerini içeren konuşmasını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Piyasalar çok bozuk diyerek şunları eklemişti konuşmasına; “Hocam yapılacak olan iş kolay ve ufak bir iş değil.1.Murat, Fatih, Kocasinan Mahallelerinde yüzlerce bina var. Bunları anlaştığınız bir yüklenici Firmaya vereceksiniz. Her şey den önce bu işi başaracak kapasitede ve Maddi büyüklükte bir Firma olması gerekir. Şu anda bakıyoruz hiç tahmin etmediğimiz güçlü firmalar işleri bozulduğu için Konkordato ilan ediyor. Tutun ki siz bütün bu insanları böyle bir akıbet ile karşılaştığını düşünün. İşi alıp başlayıp binaları yıktıktan sonra; ben işin altından kalkamıyorum diyerek Konkordato ilan ederse ben söz verdiğim hatta bir anlamda kefil olduğum vatandaşıma ne cevap verebilirim.” diyerek piyasaların durulmasını beklediğini ama bu işi mutlaka hayata geçireceğini söylemişti.
Endişelerinde haklı olduğunu biliyor ve tahmin edebiliyorum ama Edirne'nin dört mahallesindeki 40 yıllık binalarda yaşayan insanların her depremde bu korkuları yaşaması çokta dayanılır bir durum değil bana göre.
Alt yapıdan sonra bu konuya odaklanması dileğiyle selam,sevgi ve saygılar sunuyorum Başkanımıza.
Hükümette,Ama Muhalefet Partisi de Kentsel Dönüşüm konusunda kararlı açıklamalar yapıyor şu anda.
