Geçmiş yıllarda tarihe mal olmuş Edirne’nin ünlü kadın yazarı Safiye Erol’un ardından ikinci bir Safiye Erol,  olmaya aday   gazeteci kardeşimiz  Gözde Kabasakal genç yaşında yazdığı iki romanı ile  bu alanda  Edirne’nin sesini duyuruyor.

Bir yanda yaşam mücadelesi, diğer taraftan geceleri istirahat zamanından fedakarlık yaparak roman yazmak herkesin harcı değildir. Bu bir koltuğa iki karpuz sığdırmak gibi bir şey.

Geçtiğimiz haftalarda Serkan Nişantaş ile dünyaevine giren genç yazarımız, yazın hayatında Kabasakal soyismini kullanmaya devam ediyor.

Genç yaşına rağmen basın mensuplarımız arasından böyle bir başarıya imza atan kardeşimiz, meslektaşımız Gözde Kabasakal’ı  bu başarısı nedeniyle  canı gönülden kutlamak gerekir.

Sanırım, bu başarısı bundan sonraki yıllarda artarak devam edecektir. Böylece Edirne adı  bir kez daha  tarih sayfalarına, edebiyat dünyamıza geçecek  Edirneli  bir romancımız daha olacaktır.

İlk romanı olan ve ikinci baskısı  yapılan Saplantı adındaki  romanı 310 ,İkinci eseri  Adil Ölüm romanı ise 546 sayfa.

Genç romancımız bu eserini oluşturmak için  gecesini gündüzünü feda ederek adeta iğne ile kuyu kazar  gibi   bu kalıcı eserlerini meydana getirmiş.

Roman yazmak daha ziyade boş vakti, bu alanda bilgi birikimi olanların   işidir, çok çaba, efor sarf etmek   ister. Bu türde eserleri ortaya çıkarmak herkesin harcı değildir.

Meslektaşımızın öyle zamanı yok denecek kadar az.  Bir taraftan geçim derdi  için  mücadele veriyor. Geride kalan  kısıtlı zamanında uykusundan istirahatından fedakarlık yaparak romanını yazıyor.

Bir köşe yazısı için  zaman ayırmada zorlandığımız,bırakınız roman okumayı  gazete okumaya dahi  zaman ayıramadığımız bir  dönemde   bu genç kardeşimizin  iğne ile kuyu kazar gibi bu  kalıcı eserlerini yaratması  olağanüstü  başarı sonucu ortaya çıkabilir .

Meslektaşımızın  bu  özverili çalışması, birbiri ardına eserlerini ortaya çıkarması, basımevlerince  başarısının  onaylanması ise   önümüzdeki yıllarda  başarısının göstergesidir.

Kardeşimizi bu başarısı nedeniyle  kutlamak isteyenler, onun başarısına ortak alanlar, buna sadece sözle değil eserlerini alarak bu genç yazarımızı önere etmelidir.

Odalarımız, mahalli yöneticilerimiz edebiyat tutkusu olanlar  bu topraklarda filizlenen bu genç romancımızın  başarısını sahiplenmelidir. Onun başarısı hepimizin ortak başarısıdır.

 Genç romancımızı bundan sonra açılacak kitap stantlarında eserlerini imzalarken görmek istiyoruz.

Buradan kendisini canı gönülden kutlamak istiyorum.

Başarın daim olsun kardeşim.

BELEDİYE BAŞKANI HAKLI

Kırkpınar etkinlikleri bugüne kadar  Edirne Belediyesinin sırtına yüklendi.Davul onun omzunda tokmak başkalarının elinde oldu.

Lafa geldiğinde Bu uluslararası etkinliğe destek vereceklerinin sözleri lafta kaldı. Bu yıl da bakıyoruz. Kırkpınar başarı ile noktalandı. Bu konuda devletimizin  yardımı yok.

Tüm harcamalar  yine Edirne belediyesi kasasından çıkıyor.

Bu Allah’tan reva mı?

Siz,  dünyanın dört bir yanından gelen insanların katılımı ile bir spor etkinliği düzenliyorsunuz, bu etkinliğiniz  dünyada Olimpiyatların ardından ikinci  spor organizasyonu  olarak biliniyor.

Buna rağmen devletimiz Kırkpınar’a gereken desteği vermiyor. Başarı dendiğinde ön plana çıkanlar neden külfetine katılmıyor.

Bu sadece Edirne’nin başarısı değildir. Bizler buradan tüm Türkiye’nin başarısını  kanıtlamış olmuyor muyuz?

 Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan bu kadar borcun altından nasıl kalkacak diye hesap eden yok .  Konuşmalarında Edirne Belediye Başkanını  acımasızca eleştirenler böyle halkı davasında  destek vermelidir.

Bazı çevreler Kırkpınar’ın Edirne’de başarısız olması için elinden geleni yapıyor. 

Edirneliler olarak buna alet olmamalıyız.

 Kırkpınarsız Edirne düşünülemez.Bu spor etkinliği Edirne ile etle kemik gibidir ayrılamaz. Bu güzellik bazı çevreleri rahatsız ediyor olacak  ki  bu Kırkpınar’a  gereken destek sağlanmıyor.

Yine Edirne belediyesi bu engeli aşacaktır. Kısıtlı imkânlarıyla da olsa gelecek Kırkpınarların organizasyonunun yine Edirne belediyesi yapacaktır.

Buna engel olmak isteyenler  bir kez daha  başarıya ulaşamayacaklardır.

FIKRA

İMTİHAN

Tanınmış  fakat kirli işlere bulaşmış bir işadamı vefat eder.Öbür dünyada melekler tarafından  karşılanıp  yaşamı süresince  iyilik yapıp yapmadığı sorulur.

Zengin fakirlere  beş milyon lira yardımda bulunduğunu söyler.

Bunun üzerine melek yanındakilere:

“ bakın bakalım bu yardımın kaydı var mı”

Bakan meleklerden biri cevap verir:

“ Beş milyon değil beş yüz lira yardım yapmış” der.

-“ Ya öyle mi” der sorgulayan melek.

“ İade edin beş yüz lirasını  sonra da atan bunu  cehenneme” der

 FIKRA

HİÇ ENSELEYEMEMİŞLER

Kuşkonmaz Rıfkı bir şirkete memur olmak için başvuru yapmıştı.

Fakat talebinin gözden geçirilmesi için, ilk önce üzerinde çok sayıda soru olan bir kağıdı doldurması gerekiyordu.

Rıfkı, sayfanın baş tarafındaki soruları çabucak doldurduktan sonra, şöyle bir soruyla karşılaştı.” Hiç hapse girdiniz mi?”

Rıfkı bu soruya “ hayır” diye yazdı.

Ancak bunun altında da şöyle bir soru vardı:

Ne sebepten?”

Kuşkonmaz Rıfkı bu sorunun karşılığı şunu yazdı” Ben hiçbir zaman enselenmediğim için..”

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

BUNLARI  BİLİYOR MUSUNUZ,?

RADYO İLE İLK  OLARAK  POSTACILAR TANIŞTI

İlk radyo deneme yayını Ankara ve İstanbul’da PTT’nin posta görevlerinde yararlanmak amacıyla  kurduğu, beşer kilovat gücündeki verici istasyonundan  1927 yılında yapıldı.

Bu yayınları 1936 yılına kadar Türk Telsiz Telefon kuruluşu yönetti.

 Radyonun günlük hayatta  önemli bir yer tuttuğu gerçeğini gören hükümet, Ankara’da büyük bir  radyo istasyonu kurdurdu. 28 Ekim 1938 günü sürekli yayınlara başlayan bu yeni radyo uzun dalga “ Türkiye radyosu” ve kısa dalga “ Ankara Radyosu” adıyla hizmete girdi. İstanbul Radyosun yayınlarına sürekli olarak başlayışı.1 Eylül 1949  günü mümkün oldu.

ZENGİN İŞADAMI YARDIMI

 Zengin bir işadamı sokakta rastladığı eski okul arkadaşına yardım için yüz lira verdi. Okul arkadaşı bu duruma hiç memnun olmadı.

 “Bu kez yalnız yüz lira veriyorsun.?”  Diye sordu.  İki yıl önce 500 lira, bir yıl önce ise 250  lira vermiştin,  şimdi ise  yalnızca yüz lira  ha..?

 İşadamı arkadaşının bu sitemi üzerine özel durumunu açıklamak istedi.

“ Geçen yıl evlendim, bu yıl bir çocuğum oldu” diye başladı söze. Arkadaşı onun sözünü yarıda kesti:

“ Tamam tamam anladım” dedi. “ Desene benim paramla aile geçindiriyorsun artık”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.