EPİLEPSİ NÖBETLERİNİ NELER TETİKLİYOR?

Türkiye’de yaklaşık 700 bin epilepsi hastasının olduğunu söyleyen Özel Trakya Hastanesi doktorlarından Nöroloji Uzmanı Dr. Levent Üçkardeşler; uykusuzluğun, stresin, fazla güneşte kalmanın ve alkollü içkilerin epilepsi nöbetlerini tetikleyebileceğini ifade etti.

EPİLEPSİ NÖBETLERİNİ NELER TETİKLİYOR?

Türkiye’de yaklaşık 700 bin epilepsi hastasının olduğunu söyleyen Özel Trakya Hastanesi doktorlarından Nöroloji Uzmanı Dr. Levent Üçkardeşler; uykusuzluğun, stresin, fazla güneşte kalmanın ve alkollü içkilerin epilepsi nöbetlerini tetikleyebileceğini ifade etti.

Emre SEDEF
Emre SEDEF
09 Ocak 2020 Perşembe 06:19
EPİLEPSİ NÖBETLERİNİ NELER TETİKLİYOR?

Halk arasında sara hastalığı olarak bilinen epilepsi, en sık görülen nörolojik hastalıklardan biridir. Özel Trakya Hastanesi doktorlarından Nöroloji Uzmanı Dr. Levent Üçkardeşler, Türkiye’de yaklaşık 700 bin epilepsi hastasının olduğunu belirtti. Toplumda yaygın olarak bilenenin aksine epilepsinin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu vurgulayan Dr. Üçkardeşler, tedavilerin genellikle ilaçla yapıldığını söyledi.

“ÜLKEMİZDE 700 BİN EPİLEPSİ HASTASI OLDUĞU TAHMİN EDİLMEKTEDİR”

Özel Trakya Hastanesi doktorlarından Nöroloji Uzmanı Dr. Levent Üçkardeşler, epilepsi hastalığı hakkında bilgiler vererek, “Halk arasında ‘sara’ ya da ‘tutarık’ olarak bilinen ve zaman zaman kısa süreli nörolojik bulgu ve belirtiler içeren nöbetlerle seyreden kronik seyirli bir hastalıktır. Nöbet sırasında hastadan hastaya değişen nöbet tipleri vardır; bilinç kaybı olabilir veya olmayabilir. Kasılmalar olabilir ya da olmayabilir. Bilinç kaybı yapan nöbetlere jeneralize (yaygın), olmayan nöbetlere basit nöbetler adı verilir. Epileptik nöbetin temelinde bir grup sinir hücresi grubunun aynı anda deşarj (boşalım) göstererek beyine göre yüksek voltaj yani enerji üretmesidir. Beyine kafa dışından yüksek voltajlı karedalga elektrik akımı verirsek kişide sara nöbeti oluşturabiliriz. Bu yöntem psikiyatride elektroşok tedavisi olarak kullanılmaktadır. Epilepsi her yaşta başlayabilir. Ülkemizde sağlıklı bir araştırma yapılmadığından genel toplumda görülme oranı kesin olarak bilinmemekle birlikte ülkemizde 700 bin epilepsi hastası olduğu tahmin edilmektedir. Hastaların bir kısmı nöbet olacağını hastaya göre çok değişken çeşitli belirtilerle hisseder. Buna nöbet öncesi belirti ya da tıp dilinde ‘aura’ adı verilir. Bir bölüm hastada ise bu öncü belirti yoktur ve nöbet birden başlar. Bu hastalar birden yere düşer kasılmaya başlar ve bu hastalarda yaralanma sık görülür. Aura bir bakıma yararlıdır. Hasta nöbet olacağını anladığından kendini emniyete alır. Nöbet sonrası hastasına göre değişen bir süre sersemlik, uyku hali, kusma ve nadiren davranış bozukluğu,  saldırganlık olabilmektedir.” dedi.

“EPİLEPSİ ÇEŞİTLİ NEDENLERDEN DOLAYI OLABİLİR”

Epilepsinin çeşitli nedenlerden olabileceğini vurgulayan Dr. Üçkardeşler, “Bebeklik çağındaki ateşli havaleler, zor ve mor doğum genelde geç yaşta ortaya çıkan şakak lobu nöbetlerine yüzde 8 neden olur. Ayrıca şuur kaybı yapan kafa darbeleri, beyin damar yumakları, beyin damar tıkanmaları, tümörler, anne karnında beyin gelişimi sırasında olşuan bozukluklar, bazı kromozom anomalileri, kanalopati denilen durumlar, anne karnında beyin gelişimi sırasında oluşan bozukluklar epilepsiye yol açabilir. Epilepsilerin hepsi irsi değildir, kromozom anomalileri ve kanalopati denilen durumlar irsi nöbetlere yol açar. Ailede, kan bağı olan yakın akrabalarda epilepsi bulunabilmektedir. Epilepsinin tanı ve tedavisi ile nöroloji (sinir hastalıkları uzmanları) dalı ilgilenir.” ifadelerini kullandı.

“EPİLEPSİ HASTALARI DOKTORUNA SORMADAN İLAÇ KULLANMAMALI”

Doktorun nöbet geçiren hastayı görmesinin en iyi epilepsi tanısı konulmasında çok önemli olduğunu söyleyen Dr. Üçkardeşler, “Epilepsi nöbetlerini uykusuzluk, stres, fazla sıcak veya güneşte kalmak, alkollü içkiler ve bazı ilaçlar tetikleyebilmektedir. Bazı ilaçlar nöbet tetikleyebilir. Epilepsi hastası doktoruna sormadan ilaç kullanmamalıdır. Epilepsi tanısı en iyi, hekimin nöbeti görmesi ile konulur. Bu her zaman mümkün olmaz. Nöbetleri görenlerin anlattıkları yararlı olur. Daha pratik olarak birkaç nöbeti cep telefonu kamerasına kaydetmek ve hekime göstermek tanıda oldukça yararlıdır. Bazı hastalarda psikolojik nöbetler olmakta ve nöbet görülmezse epilepsi diye yanlış tedavi edilmektedirler. Elektroensefalografi (EEG) ya da beyin elektrosu epilepsi tanısında ve epilepsi tipinin tayininde, hangi tip ilaç kullanılacağına karar vermede genellikle yardımcı olur. Rutin (her zaman çekilen kısa süreli EEG) fikir vermezse uzun süreli uyku EEG, hatta video EEG çekmek gerekebilir. Beyin manyetik rezonans görüntüleme (MR) tetkiki epilepsi yapabilen beyin dokusu bozukluklarını göstermede yararlıdır. Pozitron emisyon tomografisi (PET), tek foton emisyon tomografisi (SPECT) nadiren kullanılır.” şeklinde konuştu.

“EPİLEPSİ TEDAVİ EDİLEBİLEN BİR HASTALIKTIR”

Epilepsinin tedavi edilebilen bir hastalık olduğunun altını çizen Dr. Üçkardeşler, “Epilepsinin tedavisi genelde epilepsi ilaçları ile olur. İlacı en az 2 yıl çok muntazaman kullanmak önerilir. Bazı durumlarda ilacı 5 yıl kullanmak gerekir. Bir kısım hastada ise ilacı ömür boyu kullanmak gerekmektedir. 2-5 yıl nöbetsizlikten ve EEG tamamen düzeldikten sonra ilaç ya da ilaçlar yavaş yavaş azaltılarak ve sık EEG kontrolları yapılarak kesilmeye başlanır. EEG kontrollarında bozukluk ortaya çıkarsa süre 2 yıl daha uzatılır. İlaçların etkisiz olması durumunda epilepsi ameliyatla tedavi edilir. Nöbetleri oluşturan sara odağının çıkarılması, beyinin iki yarım küresini birleştiren köprünün kesilmesi şeklinde ameliyatlar yapılır. Sara odağı beyinin hassas bölgesinde ise, çok sayıda sara odağı varsa, özetle odak çıkarılamayacak bir yerde ise boyundaki sol vagus sinirini elektrikle uyaran ve sol meme altına yerleştirilen epilepsi pili takılmaktadır.” dedi.

Kerem Filiz

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.