MEB, OKULLARI, VİRÜSÜN KULUÇKA ALANI HALİNE GETİRDİ

Eğitim İş Edirne Şube Başkanı Murat Akçay, 2021-2022 eğitim öğretim yılının ilk yarısının sona ermesinin ardından, öğretim yılının ilk yarısını değerlendirdi. Akçay, eğitim alanında yıllardır yaşanan ve COVID-19 salgını birlikte daha da ağırlaşan sorunların damga vurduğu, hatırlatarak, “Pandemiye ilişkin neredeyse hiçbir tedbir almadan yüz yüze eğitime geçen MEB, okullarımızı virüsün kuluçka alanı haline getirmiştir” dedi.

MEB, OKULLARI, VİRÜSÜN KULUÇKA ALANI HALİNE GETİRDİ

Eğitim İş Edirne Şube Başkanı Murat Akçay, 2021-2022 eğitim öğretim yılının ilk yarısının sona ermesinin ardından, öğretim yılının ilk yarısını değerlendirdi. Akçay, eğitim alanında yıllardır yaşanan ve COVID-19 salgını birlikte daha da ağırlaşan sorunların damga vurduğu, hatırlatarak, “Pandemiye ilişkin neredeyse hiçbir tedbir almadan yüz yüze eğitime geçen MEB, okullarımızı virüsün kuluçka alanı haline getirmiştir” dedi.

Emre SEDEF
Emre SEDEF
24 Ocak 2022 Pazartesi 07:04
MEB, OKULLARI, VİRÜSÜN KULUÇKA ALANI HALİNE GETİRDİ

Eğitim İş Edirne Şube Başkanı Murat Akçay, 2021-2022 Eğitim ve Öğretim döneminin ilk yarıyılını değerlendirdi.

Akçay, yaptığı yazılı açıklamada, 6 Eylül 2021'de yüz yüze ve tam zamanlı olarak başlatılan 2021-2022 eğitim öğretim yılının eğitimi geleceğe taşımak bir yana dursun, yıllarca geriye götüren uygulamalara sahne olduğunu ileri sürdü. Okullarda pandemiyle ilgili biçbir tedbirin alınmadığını iddia eden Akçay, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Pandemiye ilişkin neredeyse hiçbir tedbir almadan yüz yüze eğitime geçen MEB, okullarımızı virüsün kuluçka alanı haline getirmiştir. Okulları "Maske-mesafe-hijyen" tabelalarıyla donatıp, okullarda maske dağıtmaktan, mesafeleri kalabalığa engel olacak şekilde ayarlamaktan, hijyen malzemeleri temin etmekten aciz bir yönetim, eksiklikleri yine okul yöneticilerinin, öğretmenlerin ve velilerin sırtına yüklemiştir. Sınıflar seyreltilmemiş, derslik başına düşen öğrenci sayısı pandemiye uygun hale getirilmemiştir. Bilim Kurulu'nun tavsiyeleri dersliklerde 4 metrekareye 1 öğrenci düşmesi gerektiği yönündeyken, birçok okulda sınıf mevcutları 40-50 öğrenciye çıkmıştır.

Yine virüsün bulaş riskini azaltmak için derslerin ülke genelinde 30 dakikaya düşürülmesi gerekmekteyken 40 dakikalık ders süresinde ısrar edilmiş, okul öncesi için 50 dakika düzenlemesi devam etmiştir.

YETERLİ ÖĞRETMEN ATAMASI YAPILMADI

Pandemiden önce açıkladığı raporlarla öğretmen açığı bulunduğunu itiraf eden MEB, bu koşullara rağmen yeterli öğretmen ataması yapmamıştır. 2020-2021 eğitim öğretim yılı sonunda 38.000 öğretmenimiz emekli olmuştur. Milli Eğitim Bakanlığı önce 20 bin ardından 15 bin ek atamayla emekli öğretmenlerimizin yerini bile dolduramamıştır. Geçtiğimiz yıl 87.000 ücretli öğretmenimiz görev yapmıştır. Bunun en az 80 bini açık kadrodur. En az 140 bin atama yapması gereken Milli Eğitim Bakanlığı ataması gereken 140 bin öğretmenin yerine ücretli öğretmen çalıştırmaktadır. Bu durum hükümetin işletmeci zihniyetinin yansımasıdır.

MEB`İN BÜTÇESİ PARALEL EVRENDEKİ TÜRKİYE İÇİN BELİRLENMİŞTİR

Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi, salgın koşullarına rağmen 2022 yılı için 189 milyar 10 milyon TL olarak belirlenmiştir.  Bu yetersiz bütçe: Yeni dersliklerin inşası için, gereken öğretmen atamaları için, taşımalı eğitim utancını bitirmek için, Okulları pandemiye uygun hale getirmek için, Köy okullarını aktif hale getirmek için, İhtiyaç sahibi çocuklara tablet/bilgisayar ve internet temin etmek için hazırlanmamıştır.

Bu bütçe, "itibardan tasarruf olmaz" diyenlerin, tasarrufu eğitimden yapmaya kararlı olduklarını göstermektedir. Bu bütçe her bir öğrencinin bilimsel, laik, sağlıklı, adil ve kamusal eğitim aldığı, eğitim emekçilerinin mesleki ve maddi anlamda mağdur edilmediği bir düzen ihtiyacının yanından bile geçmemektedir.  Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk, "Eğitimde feda edilecek tek bir fert yoktur" derken, bu bütçeyle çocuklarımızın ve dolayısıyla ülkemizin geleceğinin feda edildiği açıktır.

ÖĞRENCİLER EĞİTİMDEN KOPARTILDI

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ülkede lise çağındaki gençlerin yüzde 50’ye yakınının eğitimde yer almadığını açıklamıştır. 15-19 yaş grubundaki 6 milyon gencin, 1 milyon 249 bini ne eğitimde ne istihdamda yer almaktadır.

2012 yılında getirilen 4+4+4 sisteminin ardından açık lisede okuyan öğrenci sayısı 940 binden 1 milyon 389 bin'e yükselmişti. Aynı dönemde lise öğrenci sayısındaki artış oranı yüzde 15,8 olurken açık öğretim lisesinde okuyanların artış oranı yüzde 32,4 olarak gerçekleşmişti. Bugün ise açık öğretim lisesinde 1 milyon 452 bin 331 öğrenci bulunmaktadır.  Açıköğretim ortaokulunda kayıtlı 128 bin 433 öğrenci sayısını da dikkate aldığımızda, toplam 1 milyon 580 bin 764 öğrenci örgün eğitimden kopmuştur. Bu durum, eğitime erişimdeki ciddi problemleri göz önüne sermektedir.

SONUÇ

Eğitimde yaşanan yapısal sorunlar karşısında MEB’in somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirmek gibi bir amacının olmadığı, eğitimde yaşanan ticarileşme, özelleştirme ve dinselleştirme uygulamalarının hız kesmeden devam edeceği görülmüştür. Daha önce defalarca söylediğimiz gibi eğitim sisteminde yıllardır yaşanan sorunların aşılmasının, çocukların nitelikli bir eğitime ulaşabilmesini sağlamak için bugüne kadar izlenen bilimsel olmayan eğitim politikalarını tamamen değiştirmekten geçmektedir. Yaşanan karanlık tablodan çıkışın tek yolu ise eğitimin eşit, parasız, bilimsel, laik ve kamusal niteliğinin arttırılmasıdır.”

Bülent Sarıçiçek

Son Güncelleme: 24.01.2022 15:11
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.