“MÜCADELEMİZDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ”

Edirne Kadın Platformu adına Benay Gürsel, İstanbul Sözleşmesinin feshedilmesine karşı olduklarını dile getirerek, tüm kadınları ve LGBTİ+ları yaşamların ve haklarını korumak için alanlara çağırdı.

“MÜCADELEMİZDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ”

Edirne Kadın Platformu adına Benay Gürsel, İstanbul Sözleşmesinin feshedilmesine karşı olduklarını dile getirerek, tüm kadınları ve LGBTİ+ları yaşamların ve haklarını korumak için alanlara çağırdı.

Emre SEDEF
Emre SEDEF
01 Temmuz 2021 Perşembe 06:08
“MÜCADELEMİZDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ”

Edirne Kadın Platformu adına yazılı bir basın açıklaması yapan Veli Der. Başkanı Benay Gürsel, 2011 yılında imzalanan ve 2014 yılında TBMM onayıyla yürürlüğe giren ‘İstanbul Sözleşmesi’’nin “Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile feshedildiğini hatırlattı. Bir uluslararası sözleşmenin hangi usulle yürürlüğe girdiyse aynı biçimde yürürlükten kaldırılabileceğini iddia eden Gürsel, “TBMM devre dışı bırakılarak, anayasa hiçe sayılarak oluşturulan kararname ile iktidarın kadın düşmanlığı ve sivil darbe uygulamaları devam ediyor.

İstanbul Sözleşmesi kadınların ve LGBTİ+ların her türlü şiddet ve ayrımcılıktan korunması, kadınlarla erkekler arasında eşitliğin yaygınlaştırılması, bu amaçlar için kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler tasarlanması ve uluslararası iş birliğinin yaygınlaştırılmasını sağladığı için uzun süredir iktidarın hedefindedir” dedi.

Kadın cinayetlerinin artarak devam ettiği bu süreçte iptal edilen İstanbul Sözleşmesi’nin 2014 yılından bu yana etkin bir şekilde uygulanamadığının da altını çizen Gürsel, açıklamasına şöyle devam etti:

“İstanbul Sözleşmesi etkili bir biçimde uygulanabilseydi eğer katledilmiş pek çok kadın LGBTİ+, çocuk, bugün yaşıyor olacaktı. Bu koşullarda sözleşmesinin iptali daha çok kadının erkekler tarafından korkusuzca katledilmesi anlamına geliyor.

Kadınları değil erkek egemen aileyi korumayı önceleyen, şiddeti değil boşanmayı engellemeyi amaç edinen iktidarın cinsiyetçi saldırılarının hedefi, kadınları kamusal alanlardan çekip eve hapsetmek, ‘tek’çi, gerici ideolojisini kadınların yaşamı üzerinde kurduğu denetimle tüm topluma yaymaktır.

Bahsedildiği gibi erkek egemen aileyi parçalayan İstanbul Sözleşmesi ve sözleşmeyi savunanlar değil, erkek şiddeti ve bu şiddeti önlemek için oluşturulan sözleşmenin gereklerini yerine getirmeyenlerdir. İstanbul Sözleşmesi’nin nefret diliyle beslenen ırkçı, gerici kesimlerce hedef alınmasının nedeni sözleşmenin ırk, renk, dil, din, siyasi veya başka tür görüş, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği, medeni hal, göçmenlik statüsü gibi nedenlerle hiçbir kesimin ayrımcılığa uğramamasını temin etmesidir.

Biz kadınlar ve LGBTİ+lar olarak yaşamlarımızdan, haklarımızdan eşit ve özgür yaşam mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi buradan bir kez daha haykırıyoruz. Herkesi evde, işte, sokakta yaşamlarımızı kuşatan şiddete karşı yükselen kadın isyanını sahiplenmeye, iktidarı ise İstanbul Sözleşmesi’ni iptal etmek yerine gereklerini yerine getirmeye çağırıyoruz.

Bugüne kadar sözleşmeyi uygulamadığı için binlerce kadının katledilmesine neden olan siyasi iktidar, sözleşmeyi kendisi için bir tehdit olarak görmüştür. Üstüne basa basa bir kez daha haykırıyoruz: Mevcut iktidar kadınların yaşamı üzerinde en büyük tehdittir.

Bizler erkek-devlet şiddetine karşı yaşam güvencemiz olan İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmak için bugün tüm illerde alanlardayız. Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz. Haklarımızdan da hayatlarımızdan da vazgeçmiyoruz. İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz.

Tüm kadınları ve LGBTİ+ları yaşamımızı ve haklarımızı korumak için alanlara çağırıyoruz.”

Haber Merkezi

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.