Geçtiğimiz bir yılı acı, tatlı anılarıyla geride bıraktık.
Bu sürede kentimizde halkın refah düzeyinin yükseldiğini, kentimizin geliştiğini, tarım kesiminin rahat bir nefes aldığını söyleyemeyiz.
Bunun yanında emeklilerin, EYK’lıların işsizlerin durumunu söylemeye gerek yok.
Bakıyoruz birbiri ardına küçük esnaflarımız kepenk kapatıyor.
Daha önceleri çok daha hareketli olan sanayi sitesini dolaştım oradaki esnaflarımızdan da durumu iyi olan yok. Esnaflar durumlarından ağlaşıyor “Eskiden yanımızda eleman çalıştırıyorduk işler zora girince onu da sağlayamıyoruz” diyorlar.
Türkiye genelindeki benzerleri gibi Edirne’de de ekonomik durum bu.
Bu arada yeterince bu konulara eğilmeyen, halkın sorunlarına ortak olmayan meslek kuruluşlarımıza ve odalarımıza değinmek istiyorum.
Bir meslek kurum temsilcisi kendi üyeleri dışında o yörenin ortak sorunlarını da dikkate almak zorunda.
Başka illerde bakıyoruz meslek kurum temsilcilerinin kendi bölgelerindeki halkın ortak sorunlarının çözümünde aktif görev üstlenmişler.
Bunu, konu hakkında bilgi aldığı arkadaşlardan öğrendim.
Bu konuda Edirne meslek oda temsilcileri Ticaret odası ve Borsamızın bu alandaki aktivitelerini gazete arşivlerinde araştırdım, yok denecek kadar az.
İşte bu olmadı.
Edirne kalkınacak, özellikle turizm alanında mesafe alınacaksa tüm kurum temsilcilerimize bu alanda görev düşmektedir.
Kurum yöneticilerimiz karınca kararınca bu hizmete birer tuğla koymaları, gerektiğinde tüm kurum temsilcilerimizin bir önemli konunun çözümü konusunda birlik ve beraberlik içinde olmaları kentin kalkınmasına dinamizm katacaktır.
Ne yazık ki bu konsensüs sağlanamıyor.
Bazı derneklerimiz var ki adı sanı duyulmadı.
Basında bir demeçleri dahi yok. Böyle meslek kuruluş temsilciliği olamaz, olmasaladır.
Geçen yıl bu alanda görüntü umut vermiyor.Meslek kurum temsilcilerimizin bu yıl silkelenmeleri kentin kalkınmasında aktif rol almaları gerekir.
Başka ille kalkınmalarını büyük oranda onların katkısı ve desteği ile sağlamışlar,
Eğer bu birliktelik bu yıl da sağlanamaz ilgisizlik devam ederse Edirne yine unutulan naçar kalan iller arasında yer alır. Anadolu’dan daha önceki yıllarda geri kalmış iller arasında yer alan o kentlerin bugün bakıyoruz,tarihi kentimizi Edirne’yi kat kat geçmişler.
İnsan oralarını gördükçe kıskanıyor” neden biz bunu başaramıyoruz” diye hayıflanıyor.
Bence acil olarak kentin kalkınmasına dinamizm katacak olan kurumlar, mahalli idareler ve siyasi partiler arasında birliktelik tesis edilmeli. Herkes yine bir yana çekerse olduğumuz yerde saymaya devam eder, hamasi nutuklarla kendimizi avuturuz.
Bunun sonunda da başka ille parsayı toplarken biz avucumuzu yalarız.
---------------------------
MARKETLER SORUNU GÜNDEMDE TUTULMALI
Yapılan istatistiklere göre nüfus oranına vurulduğunda yerleşim alanında süper market sayısı en çok olan illerden biri Edirne’ymiş.
Son yıllarda mantar gibi türeyen kenar mahallelere, beldelere kadar yayılan tekelci sermayenin işyerlerinin kentimize ne yarar sağladığının hesabını yapmalıyız.
Bu marketlerin açılmasını birkaç işçi çalıştırıyor diye hoş görenler o kişilerin hangi koşullarda çalıştıklarını da görmeleri gerekir.
Bu meselenin bir yanı, ya bu büyük marketlerin Edirne’de alıp götürdükleri konusunda kafa yoran yok.
Aslında en önemli olan da bu. Bu marketlerin vergi daireleri başka illerde.
Bu marketlerden yapılan alışverişte kazanılan para doğrudan o illerin hanesine yazılıyor.
Edirneliler kendi kaynaklarıyla başka illerin kalkınmasına katkı yapıyor.O illerdeki insanlar gibi bu kentlerin devlet imkanlarından yararlanmasına destek veriyor.
Ne yazık ki esnaf kuruluşlarımız onun üst yönetiminde uzun süredir bulunan ve “ben daha elli yıl daha bu kuruma hizmet vereceğim” diyen ve koltuğunu bırakmak istemeyen Esnaf Ve Sanatkarları Odaları genel Başkanı Bendevi Palandöken’i esnafların sorunları konusunda arayan medya mensupları kendisine ulaşamamış.
Acaba o saatlerde hangi önemli işler peşindeydi.
Böyle meslek kuruluşlarımızın en tepelerinde uzun yıllardır bulunan, yüksek maaş alıp sıcak koltuklarından kalkmayan bu kişiler yerlerini daha dinamik gençlere devretmeleri gerekir.
O koltukları babasının malı gibi kabul eden kişiler köşelerine çekilmeli torunları ile oynamalı.
O görevlerinde başarılı olamadıklarının bilincine varmalı.
Yoksa bu devran böyle gitmez.
--------------------------
EŞEKLERİN DUASI
Bir kasabanın eşeklere semer yapan semercisi ölmüş.yeni gelen semerci ise işinin acemisiymiş.yaptığı kötü semerler yüzünden eşeklerin sırtında yaralar açılmış.Eşekler başlamış duaya:
“tanrım sen bizi bu acemi semerciden kurtar ne olur! Ölse de ondan kurtulsak ”demişler.
Sonunda duaları kabul olmuş.semerci vefat etmiş.
Fakat ölen semercinin yerine gelen semerci ondan da acemiymiş.
Eşekler yeniden duaya başlayınca,gurubun en yaşlısı olan boz eşek” yanlış yapıyorsunuz eşek arkadaşlarım” demiş.”Bu iş böyle olmaz. Semercinin ölmesi için dua etmek bize yarar sağlamaz”
Eşekler acı içinde biraz şaşkın biraz da kızgın yaşlı boz eşeğe bakmışlar:
“Biz dua etmeyelim de ne yapalım? Bu çileyi çekmeye devam mı edeceğiz yani? Semercinin ölmesi için elimizden başka bir şey gelmez ki”
Yaşlı eşek acı acı gülmüş başını sallayarak:
“ Semerci ölse de bizim kaderimiz hiç değişmez!”
------------------------
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ,?
Tarihimizde ilk ikilik madeni para, iki kuruş(seksen para) değerinde olan ve adına “ikilik”
Denilen gümüşpara1. Abdülhamit’in saltanatının son yıllarında çıkarıldı.
Bir yanında padişahın adı,bir yanında ise tahta çıkışının kaçıncı yılı olduğu ve tarihi vardı.Çıkarılan bu ikilik paranın değeri bir parça noksandı.Halk arasında ikilik değerinin tartı ve ayar bakımından noksan olduğu duyulunca , eşya fiyatları birden bire yükseldi.
Padişah 3. Selim zamanında kaldırılan karışık ikiliklerin yerini üstünde basım yerinin İİslambol olduğu belirtilen ikilikler aldı.
İkilikler, değer ve büyüklükte Vahdettin’e kadar değişik biçimlerde çıkarıldı.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
ÖZLÜ SÖZ
Kuşlar gibi uçmasını, balıklar gibi yüzmesini öğrendik.Ancak bir arada kardeşçe yaşamayı öğrenemedik./ M.Lüther KİNG
--------------------------
FIKRA
ADAMA GÖRE ELÇİ
İncili Çavuş Osmanlı elçisi olarak Fransa kiralına gönderildiğinde elbiseleri yama içindeymiş.
Kral bunu görünce dayanamayıp sormuş:
“ Bana senden başka gönderilecek adam bulamadılar mı? Demiş
Bunun üzerine İncili Çavuş;
“ Osmanlılar adama göre adam gönderirler” diye cevap vermiş.” Beni de sana göndermelerinin hikmeti budur”