Bu günlerde çok şükür sabah kalktığımızda televizyonlarda iç karartan haberleri duymuyoruz. Her taraf güllük gülistanlık. Siyasilerimizin adeta ağzından bal akıyor, birbirlerini kutluyorlar.
İktidar partisi muhalefetin uyarıları için teşekkür ediyor, her zaman ülke menfaatine olan konularda birlik ve beraberlik içinde olunması gerektiği belirtiliyor.
Emekliler ise mutluluktan uçuyor. Daha önceleri ay sonunu zor getiren, harç borç içinde yaşamlarını sürdüren emeklilerimiz ailesi ile birlikte yaz günlerinde yapılacak turlara hazırlanıyor.
Maaşlarının arta kalan kısmını ilerde lazım olur diye bankaya yatırıyor. Çarşı pazar eskiden olduğu gibi cep yakmıyor. Halkımız çok az para ile pazarlığını yapıp eve dönüyor.
Kızını çocuğunu evlendirecek aileler, devletin imkanlarından yararlanıp borca girmeden evlendiriyor. Vergi memurları, avukatlar iş yokluğundan yakınıyor. Ülkede adli vakalar ise yok denecek kadar az. Enflasyon sıfırlanmış durumda. Avrupa ülkeleri ekonomik gelişmede Türkiye’yi örnek alıyor.
Komşularımızla sorun olmadığı için, halkımız komşu ülkelere gidip tatil yapıyor. Onlar da ülkemize gelip doğal güzelliklerimizden yararlanıyor.
Üniversite mezunlarının işsizlik sorunu diye bir sıkıntısı yok. Daha okul sıralarında iş imkânı buluyor. Sağlıkta daha önceki yıllarda yaşanılan sorunlar ortadan kalktı, halk ilaç sıkıntısı çekmiyor.
Önemli ameliyatlar anında yapılıyor. Daha önceki yıllarda olduğu gibi birkaç ay sonrasına gün verilmiyor.
Çiftçilerimizin ürünlerinin fiyatları daha ekim zamanı belirleniyor. Üreticiler” Acaba fiyatı ne olacak” diye düşünmüyor.
Köylülerin hayvancılığa yönelmesi nedeniyle et fiyatları çok ucuz, en fakir aileler dahi her hafta birkaç gün et yeme imkanı buluyor. Trafik kazaları sürücülerin kurallara riayet etmesi sonucu yok denecek kadar azalmış durumda .
Gazeteler ve televizyonlar önceki yıllarda olduğu gibi siyasileri tarafı değil, olayların doğrusu neyse onu yazmadan çekinmiyor. Hiçbir basın mensubuna yazdığı yazıları nedeniyle dava açılmıyor. Hapishanelerde basın mensubuna rastlamak mümkün değil.
Kadına yönelik şiddet, çocuklara sarkıntılık olaylarına rastlamak mümkün değil.
Aileler çocuklarının okul sorunlarını düşünmüyor. Bu konuda devletimiz her türlü kolaylığı sağlıyor. Demokratik haklarda İskandinav ülkelerini dahi geride bıraktık.
Ülkede aile bağları komşuluk ilişkileri güçlenmiş durumda. Maçlarda her iki takım taraftarları bir arada oturuyor. Eskiden olduğu gibi galiz küfürler yok. Herkes kendi haklarının sınırlarını biliyor, ondan dışarı çıkmıyor…..
Bunlar gerçekleşmesini hayal ettiğimiz şeyler. Yarın bir nisan olduğu ve pazar gününe geldiği için bir gün önce bir nisan şakası yapmak istedim. Hayal de olsa umarım bu hayaller bir gün gerçek olur.
************************************************************* *********************
BUNU BİLİYOR MUSUNUZ ?
YILAN BALIKLARI
Saroz Körfezi ( Enez çevresi) ne gelen yılan balıkları daha sonra düşmandan kurtulmak için toplu halde Ege ve Akdeniz’den yüzerek Atlas Okyanusu ötesi Orta Amerika’da Meksika Körfezi’ne ulaşıyor. Bu uzun yolculukta sağ kalabilen yılan balıklarının yolculuğu Saroz Körfezi ile Meksika Körfezi arasında geçiyor.
ZENGİN İLE YOKSUL
Ölümleri sonrası zengin ile yoksul Cennet’e giderler. Cennetin kapısı açılır ilk olarak zengin içeri girer bando ile karşılanır.
Ardından yoksul girer içerdekiler kendisine sadece “ hoş geldin” derler. Onun için bando tereni yapılmaz. Yoksul buna kızar. “ Hani ölünce herkes eşitti, yoksulluk dünyada kalırdı” denirdi. Burada zengini bando ile karşıladınız bu doğru mu” der
Melekler cevap verir:
“ Yoksul kardeş sizlerden her gün sizlerden yüzlerce kişi buraya geliyor, zenginlerden gelenler ise çok az. Onun için cennete gelen zengini merasimle karşıladık” derler.
ÖZLÜ SÖZ.
Sağlığında nice ehl-i hünerin bir tutam tuz bile yoktur aşına.
Öldürüp evvel onu açlıktan, sonra da bir türbe yaptırırlar başına .
ÖMER HAYYAM
