8 Mart “KADINLAR GÜNÜ”

Kadın-erkek ayırımının derinleşmesine sıcak bakamıyorum. Çünkü erkeklerin yetiştirilmesinde anaların, yani kadınların etkisi ve emeği daha çok. Yetişmede elbette ailenin dışında da bir çok etken var. Okul, sokak, akrabalar, arkadaş grupları… say say bitmez. Ancak, yine de ailenin rolü baskındır. Çünkü davranış bilimcilerine göre kişiliğin temelleri altı yaşına değin atılırmış. Sonrası gelişme, derinleşme ve hayat görüşünü etkilemedir.

Hiç kimse bana, hangi ailede olursa olsun; çocukların çok iyi yetiştirildiği söylenemez. Bilerek ya da bilmeyerek yapılan yanlışlar, Kişilikli ya da hasta tiplerin oluşmasında etkendir.

Hele apartman yaşamında çocukların şansı daha azdır.İnternet, televizyon ve diğer iletişim araçları çocuklara yararlı olsa bile olumsuz etkileri de az değildir. Bireyci yetişen çocuklar, sorumsuz, dağınık az ya da çok hasta bir kuşak olarak toplumu tanımadan toplumun içinde bulacaktır kendini.

Hele kızlar, hele kız çocukları… İnanılmaz baskılarla büyüyenleri Bu belki de ilerde finijit olan bir yetişkin olacaktır. Erkekler ise tam tersine doyumsuz ve aç olarak toplumun içindeki yerini alacaktır. Boşanma olayları neden arttı? Olaylara bu açılardan bakmak da gerekmez mi?

Kadınlar bedensel olarak erkeklerden daha güçsüzdür. Bu nedenle onları korumak ve kollamak gerekir. Bu da erkeklere düşer gibime geliyor.Bunu hak eden kadınlar çoğunlukta olmalı, genellikle. Ancak, bazı erkek milleti göz korkutmayı ve şiddet uygulamayı hatta öldürmeyi düşünenler ve bunu gerçekleştirenler… Bunlara bırakın erkek demeyi, insan bile denemez. Bu tipler erkekliğin yüz karasıdır İnsan olmanın en büyük ayıbıdır.

Feminizm hareketinin yaralı olup olmadığı da tartışılabilir. Kadınlar bazı şeyler istemeye başlıyorlar hemen. Hem de kaymak tarafından. Kadın-erkek eşitliği denince ilk akla gelen parlamentoda yarı yarıya olmak.

Maden eşitlik aranıyor, bunu isteyen kadınlar neden “biz de askerlik görevimizi yapmak istiyoruz” diyenine şimdiye değin hiç rastlamadım.

Sayısal eşitlik kaliteyi düşürme mi? Sayısal eşitlik her alanda olsun mu? Yani neredeyse , biz doğuruyoruz, erkekler de doğursun ! diyecekler. Hem de eşitlik adına..

Parlamento yolu kapalı olsa kadınlara tamam. Ama öyle bir şet,y de yok hani. Hem seçme , hem de seçilme hakları yasallaşmış değil mi? Dişini sıkan çalışır, hak eder ve meclise girer. Milletvekili değil, bakan bile olabilir. Hak etmeyenin orada ne işi varmış hem. Hak edenler o koltuklara oturmalı ve hakkını verebilmeli. Yoksa bir parmaktan başka bir işe yaramaz

Kadınlarımız elbette sevgi içinde yaşamalı. Çünkü onun görevi ve sorumluluğu erkeklere göre çok daha fazladır.

Çocuk doğurmak ve büyütmek bence en saygıdeğer işlerden biridir. Kim ne derse desin?

Kadınlar gününüz kutlu ve mutlu olsun. Diyorum. Sevgiyle, İçtenlikle…

--------------------------------------------------

Helikopter düşmüş yine. 11 askerimiz şehit, 2 askerimiz yaralı..

Böyle bir haber ekranlardan yansıyınca insan ne yapacağını şaşırıyor.. Üzülmemek elde değil. Canının yanmaması olası değil.Zaten bin bir dert kapımızda.Acılarımıza acı katan böyle olaylar ve haberseler son bulsa artık, ne güzel olurdu.

Ülkemizin bir kez daha başı sağ olsun. Yakınlarına ve akrabalarına baş sağlığı diliyorum.

Öte yanda acımasız virüsün yarattığı önlemler ve zorunlu yasaklar can sıkıcı olmaya başladı. Ancak katlanmak zorunda olduğumuz bilincine erişmek zamanı.Küçük esnafın aşırı mağduriyeti olduğu açık. Bunun devletin desteği ile azaltılması gerekir. Çünkü yasakları koyan devlet değil mi? Son uygulama illere göre. Edirnemiz ne yazık ki kırmızı da. Edirne kırmızı değil bu virüs kırmızısı. Söylentilere göre yoğunluk 2-3 ilçede yoğunluk söz konusu. Öyleyse benim mantığıma göre yasaklar yalnızca oralarda sürdürülmeli. Haritan 15’te bir düzenlenmesi de uzun…

Yazıyı yazarken aklıma takıldı:

 “Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok…”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.