Karne, okul tarafından aileye sunulan ve çocuklarının okul hayatı konusunda ailelere yol gösteren rehberdir. Teknolojinin hızla geliştiği dünyamızda, her ne kadar öğrencimize ait notları karne günü gelmeden önce E-okul sistemi üzerinden görebilme şansını yakalıyor olsak da “Karnenin” her zaman sembolik bir anlamı vardır ve olmalıdır da. Bu veliler hele de öğrenciler için heyecan yaratan geleneksel bir ritüeldir.Düzenli olarak alınan karneler aileler için çocukların okul hayatı ve notlarını takibi kolaylaştırmakla birlikte çocuğun başarılı olduğu ya da desteğe ihtiyacı olduğu alanlar konusunda ailelere yol gösterici olmaktadır.

 Karne, çocukların başarılarının tek göstergesi değildir. Çocuğunuza, ne olursa olsun yanındayız ve sana güveniyoruz hissini vermek çok önemli.  Çocuk karne almaya giderken ebeveynlerinden karne notların iyi de gelse kötü de gelse yanındayız, senin gelişimini destekliyoruz hissini alabilirse eğer kaygılanmadan o belgeyi alacak ve mutlaka hayatında istediği şeylerin peşinde koşacaktır.

Öğrencimizin karnesine bakarken öncelikli olarak akademik notlarına değil diğer tarafta yer alan davranış notlarına bakalım. Bu bakış açısı öğrencide de bir aydınlanma yaratacaktır.Çünkü her ne kadar bu durum önemsenmese de davranış notları, akademik notlardan çok daha önemli.

Öğrencinizin notlarını başkaları ile kıyaslamayın. Kıyaslanan kişinin hiç haberi olmadığı halde kıyasa tabi tutulan kişinin öfkesine ve içten içe düşmanlığına neden olabilecek tehlikeli bir yaklaşımdır. Hele de kardeşler arasında yapılan kıyaslama telafisi güç sonuçlar doğurabilir. Karneye olması gerekenden çok daha fazla önem veren aileler, çocuklarına aşağılayıcı, küçük düşürücü, onur kırıcı tutumlar sergiler ise, bu tutumlar çocuğun benlik algısının zayıflamasına, özgüven eksikliği geliştirmesine neden olur ki bunu değiştirmek oldukça güç olabilir.

Ebeveynlerin çoğunluğu karne ödülünün çocuğu motive ettiğini düşünmektedir. Bu yüzden dönem başlamadan çocuklar koşullandırılmaya başlanır. Çocuk öğrenmekten uzaklaşarak, sadece notlara odaklanır. Hem çocuğun hem de ailenin amacı iyi not almak olmamalıdır. Öğrenmek ve öğrendiğini uygulayabilmek olmalıdır. Çocuğun çabası görülmeli ve bu çocukla paylaşılmalıdır. Çocuğun notu değil, çabası vurgulanmalıdır.

Karnesi kötü olan çocuğa bunu anlamlandırabileceği, yorumlayabileceği şekilde bağlantı kurabilmesi için imkanlar sunulmalıdır. Bunu değerlendirmesine yardımcı olacak şekilde çocuğa eşlik edilerek destekte bulunulmalıdır. Bu süreci çocuktan bağımsız şekillendirmemek önemlidir. Korkutmak, bunun dönüşmesi mümkün olmayan bir süreç olarak ifade edilmesi en tehlikeli olandır.

Karne döneminin yaklaşmasıyla birlikte çocukların üzerinde hissettiği baskı da giderek artmaktadır. Bu yüzden karnesinde düşük notlar olan çocuklar kendilerini yetersiz, başarısız hissedebilirler. Çocukların karne notlarına göre değerlendirilmesi özgüvenlerinin azalmasına yol açabilmektedir. Karne çocuğun ebeveynlerini tarafından başarılı veya başarısız şeklinde etiketlenmesine yol açabilmektedir. Oysa ki karne çocuğun tüm performansını ölçmez. Ebeveynler destekleyici bir tutumla çocuklarını anlamaya çalışmalıdır. Yargılamak ve cezalandırmak gibi olumsuz duyguları hissettirecek söylemlerden kaçınmalıdırlar. Çocuğun notlarındaki düşüklüğün sebebi araştırılmalıdır. Çocuğun başarılı olduğu alanların yok sayılmaması önemlidir. Kendisini iyi hissettiği, başarılı olduğu alanlar bulunarak bu alanlar desteklenmelidir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.