Mahalli basınımız  siyasilerin ve bürokratların günlük faaliyetlerine,olağan toplantılarına yeterinden fazla zaman ayırıyor. Gazete sayfalarına baktığımızda her gün manşetlerin onlarla dolduğunu görüyoruz.

Bunların yanında Edirne’nin kangren olan orunları da var onlar da sık sık gündeme taşınmalı.

Bu sorunların çözümü  siyasilerin ve bürokratların geleneksel hale gelen toplantılarından çok daha önemlidir. Bunları şu başlıklarda sıralayabiliriz.

------------------------

ÇORLU TREN KAZASI        

Çorlu’da  tren  kazasında yaşamını yitiren ve yaralanan insanlarımız  sahipsiz kaldı.

Haklarını aramak için başvurmadıkları yer kalmadı.Bu olay unutulmaya yüz tuttu.

Bu olay hafife alınacak unutturulacak bir olay değildir.

Bu sorun sadece ilçe halkını Uzunköprü’yü  ilgilendirmemeli  bizim de sorumluluğumuz olmalı .Bu önemli sorunu mağdur olan insanların haklarını araşışında  mahalli basınımıza da görev düşmektedir.Kaza mağdurlarına yapılan haksızlığa hep birlikte karşı çıkmalıyız.

Edirne mahalli basının sadece Edirne merkezdeki olayları gündemine almamalı.İlçelerde  meydana gelen sorunların da kamuoyuna duyurmalıyız. Çünkü Edirne’de nüfusun bir bölümü ilçelerden gelen insanlarımızdan oluşuyor.

----------------------

HAVA KİRLİLİĞİNİ DİKKATE ALMALIYIZ

Edirne’de konut alanları alçak yerlerde kurulmuş öyle devam ediyor.Verimli topraklarımızı konuta heba ediyoruz. Bu yetmiyormuş gibi Edirne’de hava kirliliğini önleyecek yönlerden gelen rüzgarın önünü de çok katlı apartmanlarla kapatıyoruz.Bu işin uzmanları bunu söylüyor. Böyle yapılaşma devam ettiği sürece Edirne’nin alçak ke imlerinde , yeni yerleşim alanlarında hava kirliliği dayanılmaz boyuta ulaşacak. Edirne’nin havasını temizleyecek rüzgar kuzeyden, poyrazdan geliyor. Buçuktepe semtinde bakıyoruz gökdelenler yapılıyor. Bunlar rüzgarın gelişine izin verecek şekilde paralel  değin önleyecek tarzda yapılıyor. Onların arasından kuzey rüzgarlarının Edirne’deki yerleşim alanlarına ulaşıp havayı temizlemesi mümkün değil.

Özellikle sonbahar ve kış aylarında kentin yeni yerleşim yerlerinin üzeri kirli havadan oluşan sis tabakasıyla kaplanıyor.Buna bir de bu semtlerde katı yakıt kullanan kalorifer bacalarından yükselen kirliliği artırıcı dumanları ,araçlardan çıkan  kirliliği  da kattığımızda  bu semtlerde oturan insanlar adeta kirlilik içinde yaşamaya mahkum ediliyor.Doğal gazın kente geldiği dönemlerde  herkesin doğalgaz alacağı şeklinde duyuru yapıldı. Bunu dikkate alan insanlar  borca girip evlerine doğalgaz döşetti. Bunun yanında katı yakıt kullanan büyük siteler şu anda yeterince denetimi yapılmayan kömür kullanıyor. Bölge halkı oraların kalorifer bacalarından çıkan zehirli havayı solumak zorunda mıdır?

 Edirne’de bu konu yeterince dikkate alınmıyor. Her ne kadar Edirne havası kirli değildir denilse de gerçek istatistikler böyle demiyor. Merak edenler sabahları bu semtlerde tur atsınlar havanın ne kadar temiz olduğunu göreceklerdir.Bu yetmiyor gibi bir de kentin havasını temizleyen rüzgar yönlerinden biri olan doğu yakasında  da yüksek katlı konutlar yükselmeye başladı. Böylece Edirne’nin hava koridorları iyice kapatılıyor. Edirneliler kirli havadan kurtulmak için lodosun esmesini veya batıdan rüzgarın gelmesini beklemek zorunda kalacaklar.Bu sorun da Edirne için hayati bir meseledir.

Hava kirliliği gün geçtikçe artan bir kentte kimse yaşamak istemez.

---------------------------

SELİMİYE YANI BU GÖRÜNTÜDEN NE ZAMAN KURTULACAK

Edirne açısından bir başka önemli sorun ise,  yıllardır çözüm bulunamayan UNESCO tescilli  tarihi eserimiz yanındaki kazı alanı.

Edirneliler yıllardır buradaki çirkinliği görmekten bıktı usandı.Bakıyoruz çevresinde belediyenin vaatleri var.Fakat bunlar bir türlü gerçekleşemiyor. Bir el Edirne güzelliklerini gizlemek için elinden geleni yapıyor.Mahalli yönetimlerin de bunu aşması mümkün değil.

Burada olduğu gibi işin çözümü belediyeleri aşıyor. Çözümü her ne ise bugüne kadar gündeme gelmemesi.

Dünya şaheseri bir mabedin çevresinin böyle çirkinliğinden kimler sorumlu.? Edirne’ye gelen turistlere  bu çirkinlik sorulduğunda çevredeki esnaflar cevap veremiyor. Edirne’nin en kullanışlı meydanını yıllardır kazı alanına feda ettiler. Bu konuda Edirnelilerin top yekun tavır almaması sorunu sahiplenmemesi sorunun çözümünü de geciktiriyor. Edirne’ye gelen siyasiler hamasi nutuklar atarak kentimizden ayrılıyor.Kenti bu çirkinlikten kurtarmak için  somut adım atan yok. Herkes topu başkalarının üzerine atıyor. Bu arada mahalli basının da bu meseleyi sık sık gündeme getirmesi gerekir.

-------------------

FIKRA

CENNETİ Mİ CEHENNEMİ Mİ İSTERSİN?

Nasreddin hoca ömrünü tamamlamış bir gün ölmüş.  Öteki dünyayı boylamış.

Bu sarada melek hocaya sormuş:

“ Cennete mi gitmek istersin yoksa cehenneme mi,Hangisini tercih ediyorsun?”  

Hoca bakmış cennete herkes oturmuş tespih çekip dua ediyor, ortalık sessiz.

Hoca  oradan cehenneme bakmış ki, herkes müzik eşliğinde oynuyor  cehennemde  neşeli bir ortam var.

 Nasreddin hoca  meleğe:

-“ Cennette benim canım sıkılır, cehennemde ise canım istediği zaman oynar hoş vakit geçiririm.” Demiş. Meleğe cehennemi istediğini söylemiş.

Hoca tam cehennemin kapısından girmiş ki :

Şeytan bağırmış:

Eğlence bitti herkes kazanlaraaaaaaa!

------------------

FIKRA

HOCA HAKLIYMIŞ

Kayserilinin biri ilahiyat okumak için  Mısır’a  El Ezher Üniversitesine gitmiş.

 Yedi yıllık okulu memleketine hasret kaldığı için altı yıl sonunda bırakmak  istemiş, hocası buna çok üzülmüş.

Hocası ona demiş ki: "Oğlum bir yıl daha oku  İslam’da siyaseti öğren"

Bizim Kayserili ısrar etmiş,” Bana siyaset miyaset lazım değil” demiş

Kayserili Mısır’dan  köye geldikten sonra camiye gitmiş ve hocanın vaazını dinlemeye başlamış, orada duydukları  öğrendiklerinin tam tersiymiş, Hoca vaazında kafirlerden, dinsizlerden bahsediyormuş. Bu sırada Kayserili ayağa kalkmış ve hocaya:

“ Hocam anlattıklarının hepsi yanlış” demiş.

 Bunun üzerine hoca:

“ Aha kafirin teki de bu” demiş. Bundan sonra bütün  cemaat  bizim Kayserilinin üzerine hücum etmiş.

 Canını zor kurtaran Kayserili hemen Mısır’a geri  dönüp başından geçenleri hocasına anlatıp okulda son senesini de tamamlayıp tekrar Kayseri’ye dönmüş.

 Yine camiye gidip aynı hocanın vaazını dinlemeye başlamış.

 Bir süre sonra ayağa kalkmış ve:

" Hocam kusura bakma geçen sene çok büyük hata yaptım.

Mısır'da hocamla konuştum, siz haklıymışsınız,hatta sizden bir kıl koparan Cennete gidecekmiş” deyince bu kez bütün cemaat ayağa kalkıp bir kıl koparmak için  hocanın üzerine yürümüş.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.