Siyasilerimizin çoğu ekranlarda ve kapalı alanlarda halka hitap ederek siyaset yapmayı , politikasını halka duyurmayı uygun görüyor.
Halkın arasına katılarak, orada bire bir halkın ağzından sorunlarını dinlemeye gerek duymuyor.
Güçlü medya kuruluşları sayesinde bundan halkın etkileneceğini bunun yeterli olduğuna umuyor.
Bu yöntem her toplumu inandırmak için her zaman etki yapmaz bazen de geri teper. Halkımız” oradan ekranlardan konuşmayı bırakıp bizlerin de arasına katılarak gerçek sorunlarımızın ne olduğunu bizden öğrenin ”diyebilir.Toplumumuz her zaman kendisi ile yakın olan, yüz yüze olacağı siyasilere itibar etmiştir.Rahmetli Demirel ve Ecevit bundan çok yararlandı.
Şimdi bazı siyasilerimiz teknolojinin faydalarından yararlanıp medya kanalı ile halkı yönlendireceğini sanıyor.Bunda unutmasınlar ki yanılabilir.
Siyasilerin söylemleri bazen halkın sorunları ile çeliştiği çarpıtıldığı zaman ekranlarda ve salonlarda yapılan siyasi konuşmalar halkı tatmin etmez,Bazen de tepkisine neden olabilir.Toplun bu kişilere şüphe ile yaklaşır.
Özellikle günümüzde ekonomik sorunların yoğun olduğu bir dönemde ve sağlık sorunları ile mücadele ettiği bir zamanda siyasilerimiz her zaman toplumla iç içe olmalı. Biriken sorunları kaynağından öğrenmelidir.
Halkın temsilcisi konumunda olan siyasiler bu yöntemi uygulamadığı zaman halktan oy almaları zora girer.Unutmayalım ki gelişen sosyal medya halka doğru haberleri iletmede etkili oluyor.
Siyasilerin, halkı kandıran doğruları gizleyen tavırlarını kısa zamanda ortaya çıkarıyor.Hangi siyasi parti yaparsa yapsın bir falsoları anında kamuoyuma duyuruluyor.
Bu, demokrasimizin yaygınlaşması halkın gerçeklere ulaşması için sosyal medya önderlik ediyor.
Halkı yanıltma çabasında olan siyasiler, gerçeklerin gelişen iletişim araçları sonucu kısa sürede hataları ile yüz yüze kalacaklardır.
Halkımız da hataları olsa da sosyal medya haberlerini, uyarılarını takip etmeli.
Bu halkı kolay kandıracağı alışkanlığında olan siyasilere de gerçekleri söyleme yolunu açacaktır.
Zamanımızda hiçbir şey gizli kalmıyor .Bazen gecikmeli de olsa sonunda ortaya çıkıyor.
---------------------
ÇEVRE TEMİZLİĞİNE DİKKAT.!
Halkımızın dinimizce de temizliğe dikkat çekilmesinin önemini “ Temizlik imandan gelir ”sözleriyle uyarı yapılmıştır.Dinimizin bu uyarısına rağmen özellikle çevre temizliğine gerekli özen gösterilmiyor.
Sokaklarda sık aralıklarla çöp araçları bulunmasına karşın yiyecek atıklarını, yediğimiz çerezlerin kabuklarını çevreye saçma alışkanlığımızdan vazgeçmiyoruz.
Özellikle Edirne gibi turizm konusunda iddialı bir kentte çevreye daha fazla özen göstermeliyiz.
Halkımızın çoğu Avrupa ülkelerine seyahat ediyor,Oralardaki çevre temizliğini görüyor.Öyle olmasına rağmen o ülke insanlarının özen gösterdiği çevre temizliğine bizler onlar kadar özen gösteremiyoruz.
Bakıyorum minibüs durakları çevresinde belediye temizlik işçileri eksik olmuyor.
Durakta bekleyen vatandaşlarımız yakınında çöp atma aracı bulunmasına rağmen çöplerine yerlere atmama alışkanlığı kazanamadık. Okullarımızın çevresinde de çöplerden geçilmiyor.Okullarda öğrenicilerimize çevre temizliğinin önemi daha sık hatırlatılmalı.
Çevrenin temiz olması hepimiz için de sağlıklı ortam demektir.
Bu günlerde sağlığımız için kullandığımız maskelerin yollara atılması kendi sağlığımızı da tehlikeye atmış olmuyor muyuz.?
Onun için sağlığımızın ön planda olduğu bu günlerde her zamankinden daha çok temizliğe özen göstermeliyiz.
----------------------
FIKRA
MEMUR MAAŞLARI
Geçmiş yıllarda bir gün Amerika,Türk ve İngiliz Maliye Bakanları bir araya gelmiş.
ABD Bakanı demiş ki:
“Biz memurumuza ortalama 1.400 dolar maaş veriyoruz.
Aslında onlara lazım olan bin dolar kalan 400 doları ne yapıyorlar bilmiyorum.”
İngiliz Bakan söze karışmış:
“Biz de 1.500 paund veriyoruz.Onlara lazım olan 1000 paund
500 paundu ne yapıyorlar bilmiyoruz.”
Ardından Türk Bakan konuşmuş.Biz memurumuza ortalama 2000 lira veriyoruz.kendilerine lazım olan daha 1000 lirayı nereden buluyorlar bilmiyoruz.”