Seçim günü yaklaştıkça toplumda gerilim de artıyor.

 Liderlerin birbirini suçlayan üsluplarından esinlenen parti taraftarlarının bazıları liderlerinin bu tavırlarına özenerek siyaseti kötü amaçla siyasi kuralları ihlal ederek kullanabilir.

Bu tür tavırlar, Edirne’ye, Edirneliye yakışmaz.

Hafta sonunda Saadet Partisi seçim bürosuna yapılan saldırı seçim bürosunun camlarının kırılması böyle barbarca bir tavırdır. Bu saldırı halkımızı üzmüştür, olmaması gerekir.

    Edirne’de bugüne kadar  yapılan siyasi çalışmalarda öyle tatsız olaylar olmamıştır.

Aynı cadde üzerinde seçim bürosu olan partiler her zaman birbirine saygılı davranmışlardır.

Edirneli vatandaşlarımıza da yakışan da budur.

 Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimine şurada beş gün kaldı. O güne kadar halkımız sağ duyulu davranmalı birbirinin siyasi görüşüne hoşgörü ile  yaklaşmalıdır.

 Aksi durum ise çağdaş huzurlu herkesin birbirine saygılı olduğu  bir kent olan Edirne imajını zedeler.

 Bu kentte yaşayan halkımızın bu tür olaylara   alet olacağına inanmıyorum.

   Seçim gününe kadar  tüm halkımızın tepedeki siyasetçilerin birbirini suçlayan , halkı kutuplara örecek söylemlerinden  etkilenmemeli .

Huzur bozucu hareketlerden kaçınıp, sakin bir şekilde seçim gününü gelmesini bekleyip, o gün de demokratik hakkı olan oyunu huzur içinde kullanacağını kimsenin tahrik edici tavırlarına alet olmayacağına inanıyorum.

ASANSÖR YOKSA TIRABZAN OLMALI

Yasa gereği üç katı aşan apartmanlara asansör olması zorunluluğu var.Kurallar bunu gerektiriyor,

İlimizde bunun yeterince uygulandığı kanaatinde  değilim.

İlgili kuruluşlar da bu yönde eksikliklerin olduğu bazı üç kat üzeri işyeri ve apartmanlarda asansör olmadığı kanısında.

Asansör zorunluluğunun özellikle yeni yapılarda uygulanmasına dikkat edildiğini belirtiyorlar.

Bu arada asansörü bulunup çeşitli gerekçelerle bu asansörün kullanılmasına izin vermeyenlere ne demeli.

 Diyelim 5 katlı bir apartman veya işyerinde asansörler çalışmıyor.

İşi gereği yaşlı ve hasta bir insanımız beşinci kata nasıl çıkacak.

Üstelik daha önce asansörün faaliyette olduğu işyerinin basamakları yanında yayaların tutunarak inip çıkacağı tırabzanlar da bulunmuyorsa  basamaklardan inip çıkan bir vatandaşın düşmesi ve yaralanması halinde o işyeri veya apartman yönetimi sorumlu tutulmaz mı?

Bu yönde sorumlu olan kurum yetkililerine duyurulur.

HALKIN TALEBİ BU

Okulların tatil olmasından sonra şehir içinde yolcu taşıyan minibüslerin sefer  sayıları azaltıldı. Kuşkusuz her kurum kendi yararına düzenleme yapacaktır.

 Ona kimsenin bir diyeceği olamaz. Yalnız. şehir içinde yolcu taşıyıp önemli bir görevi ifa eden kurumların bu görevi yaparken biraz da halkın yararını dikkate almaları gerekmez mi?

 Kuşkusuz okulların tatil olması şehir için yolcu taşımacılığı yapan firmayı  olumsuz etkiledi. Bunu anlayışla karşılamak gerekir. Yalnız. yolcuların yoğun olduğu akşam ve sabah saatlerinde  balık istifi dolan araçlar için ve Cuma pazarının olduğu gün bu istikamete giden araçlarda da  yolcu sayısı  çok  fazla oluyor. Pazara giden  insanlarımızın çoğu yaşlı kimseler bu insanlarımızın  minibüslerde gereğinden fazla dolan yolcular arasında yolculuk yapmaları sağlık sorunu yaratabilir.

Hiç olmazsa yolcuların çok yoğun olduğu saatlerde mümkünse ek sefer konulamaz mı?

 Bu benim talebimden ziyade  bu konudan yakınan vatandaşlarımızın talepleri.

Özellikle sıcak yaz günlerinde tıka basa dolu araçlarda yolculuk yapmak sağlık sorunu yaratabilir, bu da hoş bir durum olmaz.

  Halkımızın talebi olarak yetkililere iletmek istedim.

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ,?

İLK TRANVAYIMIZ ATLA ÇEKİLDİ

Ülkemizde ilk tramvay işletmeciliği,3 Eylül 1869’da Konstantin Karopano Efendi tarafından kuruldu.Bu kuruluşa Osmanlı Bankası da katılmıştı.

Bu ilk tramvay işletmesine kırk yıl işletme hakkı tanındı.

İlk tramvaylar demir ray üstünde atlarla çekilirdi.

İlk atlı tramvayın  çalışmaya başlaması 1871 yılında olmuştur.

Tramvayın ilk gidiş dönüş yolu, Azapkapı-Galata-Tophane-Beşiktaş’tı.

Daha sonraları ise Eminönü- Aksaray, Aksaray-Yedikule, Aksaray –Topkapı, Aksaray –Kurtuluş, Aksaray-Şişli semtleri arasında çalışmaya başladı.

1941 yılına kadar atla çekilen tramvaylar, o yıldan sonra elektrikle çalışmaya başladı.

1929 yılında tramvay şirketinin ekonomik durumu bozulunca bu işi belediye üstlendi. 

FIKRA

HUYLU  HUYUNDAN VAZGEÇMİYOR

Terzinin biri harsızlığa alışmış.dikmek için gelen güzel kumaşlardan bir parçacık olsun makasının ucu ile aşırırmış.

 Terzi bir gece rüyasında gökyüzünün kocaman bir bayrakla kaplandığını görmüş.

Bayraklar o zamana kadar kumaşlardan kestiği parçalardan ibaretmiş.

Ertesi gün rüyasını çırağına anlatmış. Çırak ürkerek:

-“ Aman usta bir daha kumaş aşırmayalım. Bu sana işarettir” demiş.

Çırak usta aralarında kararlaştırmışlar. Kumaş biçerken ara sıra terzi kendinden geçip makası kaptırdığı zaman çırak:

-“ Ustan bayrak” diye uyarınca terzi aşırmaktan vazgeçermiş.

Bir gün yine dikilmek için çok kıymetli bir kumaş getirmişler.

Terzi biçerken kumaşın güzelliğine  dayanamayarak makası tam kaptıracağı sırada çırak yine :

-“  Usta bayrak..” diye haykırmış.

Fakat kendinden geçmiş olan terzi:

-“ Aman evlat dayanamayacağım. Rüyamda gördüğüm bayrakta bu kumaş da bulunsun” demiş.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.