Dünyada her toplumun uzun yıllar süregelen gelenek görenekleri vardır.Aradan yıllar geçse de bu gelenekler toplumda ilgi görür  ve devam eder.Onlar toplumların ortak değerleridir.Bu gelenekler bölgelere her ülkede göre değişir.

Tıpkı folkloru, oyun havaları gibi toplumla bütünleşir.O yöre halkı bölgesiyle ilgili müzik sesini duyduğunda mutlu olur adeta yerinde duramaz.Kemençe sesi  Karadenizlileri,Davul zurna sesi bölgemiz insanını mutlu eder.

Bir yakınımız rahmete kavuştuğunda komşularımız o ailenin acısına ortak olur yardımına  koşar.

Taziyelerde bulunur.Dertlerin, sıkıntıların ancak paylaşılarak azalacağı inancı ile hareket eder.

Yine özellikle dini bayram günlerinde aileleri bir araya gelmesi bayram kutlaması geleneğimiz uzun yıllardan bu yana varlığını devam ettiren geleneklerimizdendir.

Her ne kadar son yıllarda aileler arasında bir arada olup bayramlaşma  geleneği önemini kaybedip ,o günlerin başka yörelerde tatille değerlendirip yakınlarını bayramını bir mesajla kutlama alışkanlığı yaygın olsa da, halkın büyük bölümü böyle zamanlarda ailesiyle bir arada bayram kutlama geleneğini sürdürür. 

Böyle günler ailelerin en mutlu huzurlu  günleridir.İnsanlarımız geçim şartları gereği başka bölgelerde olsalar dahi her zaman bayramlarını ailesi,anne babası ile kutlama geleneği ,toplumun dünyadaki  gelişmelerden fazla etkilenmeyen gelenek ve göreneklerine sahip çıkan,kırsal kesimde  ve buradan şehre göç eden halkımız arasında varlığını sürdürmektedir.

Böyle günler özellikle anne babalar için en mutlu günlerdir. Onlar bayram günlerinin gelmesini dört gözle beklerler.

O günlerde kendilerinden uzakta yaşayan evlatları, torunlarını sevdikleri yemekleri hazırlar.

Kavuştuklarında torunlarını bağrına basar hasret giderirler.Gelenek ve göreneklerimiz toplum arasındaki  bağı güçlendirir.

Adeta vücudumuzdaki kılcal damarlar gibidir. Onlar da toplumun huzurlu ve sağlıkla kalmasını sağlar.

-------------------------------

DİLİMİZİ DE TOPLUMUN  ALT TABAKALARI KORUDU

Osmanlı toplumuna baktığımızda saray ve etrafındakilerin konuştuğu sözcükler ile Halkın konuştuğu dil arasında çok büyük fark vardır Acemce,Arapça eski Türkçe denilen dille yazılan mezar taşlarındaki yazıları bugün halkın anlaması mümkün değildir  O zamanın şiirleri romanları,şarkıları  da bugün  ve o zaman  halkın anlamayacağı sarayın  anlayacağı dile yazılmıştır.

Bu yazıları bugün halkın anlayacağı dile çevirmek uzmanlık ister.

Saray çevresinin dili   de halkın anlayacağı dilden uzaktır.Halk ise her türlü imkansızlığa rağmen uzun yıllar geleneklerini nasıl koruyorsa dilini de aynı özenle korumuştur. Karacaoğlan’ın Dadaloğlu ve diğer halk ozanlarının dilini bugün herkes rahatlıkla anlayabilir.

Karamanoğlu Mehmet Beyin özenle koruduğu, bu alanda fermanlar yazdığı öz Türkçemiz daha sonraki dönemlerde önemini kaybedip başka dilerle harmanlanıp tanınmaz hale gelmiştir.

Buna rağmen halkımız asırlardan bu yana dilini korumayı, öz Türkçe konuşmayı sürdürmüştür.

Halk elit tabaka gibi dünyanı değişim  havasına kendini kaptırmıyor Özünü ve birbirine bağı sağlayan dilini ve geleneklerini sürdürmeye devam ediyor.

Onun için toplumun özünü ve çekirdeğini bu gelenek ve göreneğine bağlı bazılarının alt tabaka diye horladığı hakir gördüğü insanlarımız sahip çıkmıştır.

İstiklalimizin kazanılmasında,yeni düzeni  sağlamada da aynı kesim uyum göstermiş sabırla destek vermiştir.

-------------------------------

FIKRA

AMERİKA’DA ŞEHİR İSİMLERİNİ KARADENİZLİLER VERMİŞ

Eski zamanın birinde Temel ile İdris birlikte yolculuğa çıkmışlar.

Temeli arkasında saz İdris’in arkasında yiyecek torbası Avrupa’yı aşarak Amerika’ya ulaşmışlar.

Burada dolaşırken birden etrafını Kızılderililer sarmış.Ne yapacağız derken Temel, “Ben şimdi sazımı çıkarıp çalayım.Onlar böyle bir şey görmemişlerdir” deyip saz çalmaya başlayınca etrafta biriken Kızılderililer çil yavrusu gibi dağılmış.

İdris:

“Burada bir saz yetti buranın adı Tek Saz olsun ”demiş.

İki arkadaş tekrar yola koyulmuşlar.

Bir ara Kızılderililer tekrar etrafını sarmışlar.Temel yine aynı taktiği ,saz çalmayı denemiş.

Saz sesini duyan Kızılderililer Temel

 Ve İdris’in üzerine yürümeye başlamışlar.

Bunun üzerine İdris korkudan  yellenmiş.Kokuyu duyan yerliler toz olmuş.

Bunu üzerine Temel:

“buranın adı da Las ve Gas olsun bari demiş.

İki Karadenizli dolaşmaya devam ederken bir kez daha Kızılderililerin saldırısına uğramış.Temel yine başlamış saz çalmaya.

Saz sesini duyan Kızılderililer sazı alarak Temel’in uygun bir yerine monte etmişler ve oradan ayrılmışlar.

Bunu gören İdris  “Buranın adı da.Arkan Saz  olsun Temel” demiş

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.