Üstünlüğün altyapısı yoksa, yoksun ya da çoksun demektir. Ama boş ve çok. Boş teneke örneği gibi.

Bir tepeden bir boş bir de dolu teneke yuvarlayın. Boş olandan daha çok ses çıkacaktır. Futbol ve siyasi konulardaki tartışmalar böyle bir yöne sürükledi beni. “Su büyüğün sus küçüğün” deyisi bile askıya alındı. Çünkü artık “ağzı olan da olmayan da çenebaz oldu gibi. Hep ötede eksik ve kusur aramak ve hiçbir zaman “özeleştiri” yok .

Herkes kendini sütten çıkmış ak kaşık sanıyor.

Üstünlüğün … diye başlayan giriş tümcesi ünlü birinin değil, benim. Uydurmakla, yaratmak aynı gibi görünse de çok ama çok farklı, öz bakımından.

Buradaki üstünlük “ içi boş anlamında. Hak etmediğin, hakkını veremediğin… bir yer olarak da düşünülebilir. Raslantı sonucu şanslı bir tırmanışla yakalanan kuşu, kafesleseniz de eninde sonunda bir fırsatını bulup özgürlüğüne dönecektir.

Olimpiyatlarda az da olsa böyle örnekler gördük. Sayısal üstünlük bir işe yaramadığı gibi insanımızı üzdü de. Gerçi, iki altın, iki gümüş, bir bronz madalya kasamıza girdi ama bir sürü de boşluk hava cıvayla dolabildi.

Üstün başarılar gelişmiş ve varsıl ülkelerin gümüşlüklerini doldurdu değil, taşırdı; bir kez daha.

 “Para, parayı çeker” diye bir özsözün hep geçerli olduğunu bir kez daha yaşadık. Sömürge zedeler ve sömürenler farkı olmalı.

Yaşamın gelgitleri içinde savrulup duran insanlık duvar pasıyla savaşı icat etti. Savaş demek kan, gözyaşı ve ölüm demektir. Birbirlerini hiç tanımayan insanların savaş denilen kanlı oyunla yok olmalarını, kanlı savaş meydanlarında can vermeleri… aklımın hiçbir zaman hiç ermediği bir olgu oldu.

Kaba kuvvetin ve makine üstünlüğünün ne için olursa olsun öldürmek anlamına geldiği bilinci sanki Kaf Dağı’nın böğründe ulaşılmaz ve erişilmezliğinde, kandırmacası inanılır gibi değil.

İnsan olmanın onuru saygınlığı Arap saçına döndü sanki Ufukta bahar yerine daha koyu bir teokratik bir düzenin kapılarını tıklıyor gibi. Suriye ve diğerlerinde fırına sürülen bu olgu değil mi? Teokratik özlemlerin bilinçsizce kamulaştırılması ne denli özlemse, o denli irtica sayılabilir.

Üstünlüğün alt yapısı yoksa eğer başarının sesi anka kuşu gibi çok uzaklardan ve belki de tuzaklardan duyulabilir.Bu yüzyılın , belki de sistemlerin yarattığı terör yıllardır iş başında. Ne işse, nasıl insanlıksa? Savunma amacının dışında adam öldüren basit bir katilden başka bir şey olabilir mi?

ŞİİR DOLUM TESİSLERİ

Şiir dolum tesislerinde Spartaküs rüzgarı

Tozu dumana katıp Karadeniz esince

Beş para etmez suratıyla sanrılara cacık

Al sana vur patlasın bir oryantal geçit

Şiir çalım tesislerinde gör beni göz/et beni

Hiç yok dal kesmeler ve saklı kentler

Şımarıklığın daniskası davul zurna eşliğinde

Göç kuşlar uyanmasa iyi olur, yangın bitişiğimde

Tarlanın hayranlığı yumurtanın köy sarısı

Ret Kit geçti az önce Daltonların yanından

Bin bir suratın suratına bir surat daha

Dul teri akar durur aşkın doruklarına

Enikonu yalnızlığım demirledi boğazda

Yaşasaydı görürdü (iki uçlu değnek) şu yalanda

Her parantezi kendim açtım al/beni

Kendim doldurdum içini ey salkım söğüt

N.T

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.