Konut sahipleri yakıttan tasarruf ve evlerini rahat ısıtabilmek için mantolama yaptırıyorlar.
Edirne’de bu işi yapan çeşitli firmalar var. Bunlar nedir, gerekli donanımı var mı, o konuda kimsenin bilgisi yok. Aslında yapı denetim kurumlarının da sağlıklı çalıştığını kimse iddia edemez. Denetimlerin bina sahiplerine bağımlı olması ile ne derece sağlıklı denetim yapılabilir.
Özellikle mantolamalarda çok farklı malzemeler kullanılıyor. Bu malzemelerin ne derece yararlı olduğu işlevini yerine getirdiği belirsiz.
Strafor kullanan, cam yünü ile yapan çeşitli çapta plastik ürünlerle ve sıva ile Mantolama yapanlar oluyor. Aslında bu önemli görevi devletimiz de sahiplenmeli. Yüksek Mimar Ali Erol’un da belirttiği gibi, Hollanda’da olduğu gibi mantolama masrafları çıkarılıp bunun masrafının büyük bölümünü devlet üstlenmeli. Çünkü oradan sağlanacak enerji tasarrufundan devlet de yararlanıyor. Ne yazık ki bu iş ülkemizde konut sahiplerine ve bu işi yapanlara bırakılmış. Sıradan bir eşya alır gibi Mantolama malzemesi alınıyor.
Bunların ne derece yararlı olup olmayacağı dikkate alınmıyor. Bu konuda gerek belediyenin gerekse yapı denetleme kurumlarının denetimleri yeterli olmuyor.
Ülkemizde enerji gibi önemli bir konuyu ilgilendiren işler daha düzenli ve denetim altında yapılmalı. Konutların ısı kaybı sadece konut sahiplerini ilgilendiren bir konunun ötesinde devletimizi de ilgilendiriyor.
KAPANAN İŞYERLERİ
Geçimini sağlamak için biriktirdiği para ile küçük bir işyeri açmanın kaça mal olduğunu ancak bu işi yapanlar bilir. O masraflara katlanarak işe girişiyor,, bir süre sonra da işlerin iyi gitmemesi zarar etmeniz nedeniyle işyerinizi kapatmak zorunda kalıyorsunuz. Bunun dar gelirliler için ne büyük yıkım ve hayal kırıklığın olduğunu ben yaşadım bilirim. Bu durumda tüm hayalleriniz yıkılır. Bu arada birçok masrafa da girmiş olursunuz.
Edirne’de bu duruma düşen ailelerin sayısı oldukça yüksek. Sermayenin tekelleşmesi küçük işletmelerin ayakta kalmasının zorlaştığı büyük marketlerin küçük işletmeleri yok ettiği bir dönemde bunu yadırgamamak gerekir.
Bundan bir süre önce her mahallede faaliyet gösteren “ Bakkal Amca” şimdi nerede ? Her biri işyerlerini kapatmak zorunda kaldı. Mahalleler arasında mantar gibi türeyen büyük market zincirleri onları da yok etti. Bir işyerinin kapanması işsizler ordusuna o ailenin de katılması demektir.
Ne acıdır ki işyerlerini kapatmak zorunda kalan küçük esnafların sorunu bir türlü gündeme gelmiyor ülkemizde “ Altta kalanın canı çıksın” ekonomisi uygulanıyor.
Hiper ve süper marketler sadece o yöredeki işyerlerini kapatmakla kalmıyor. En önemlisi gittiği yerlerin para kaynaklarını vergi dairelerinin bulunduğu yerlere aktarıp o faaliyet gösterdikleri illerin sıcak parasına da el koyuyor. Bunun doğuracağı sonucu hesap eden yok.
Bu durumda başka ellere giden paralar o illerin hanesine yazılıyor ve o illerin devlet imkanlarından yararlanmasını sağlıyor. Süpermarketi en çok illerin başında gelen Edirne’nin marketler kanalıyla sıcak parasının en çok dışarı giden iller arasında olduğundan kaç kişinin haberi var. Böylece kendi ayağımıza kurşun sıkmış olmuyor muyuz?
MOTOSİKLETLERE ŞEHİR İÇİ HIZ SINIRI YOK MU?
Şehir içinde hızla yol alan ve trafik kurallarını hiçe sayan motosiklet sürücüleri için şehir içinde hız sınırı yok mu?
Özellikle E-5 yolunu yarış pisti haline getiren motosiklet sürücülerinin kulakları tırmalayan motor sesleri toplumun tepkisine neden oluyor.
Şehir içinde seyreden tüm araçlar için hız sınırı uygulandığını, motosiklet sürücüleri için böyle bir sınırın bulunmamasının ilginç olduğunu belirten vatandaşlar” kent içi yolları yarış pisti değildir. O hızla giden motosikletin önüne bir yaşlı veya çocuk çıksa kendini nasıl kurtaracak.
Hız yapmak isteyenler varsa şehir dışındaki yollara çıkıp heveslerini tatmin etmeli.
Edirne içinde kulakları tırmalayan motosiklet sesi duymak istemiyoruz” uyarısında bulundular.
EŞİNDEN BOŞANMAK İÇİN.
Eşinden boşamak için mahkemeye başvuran adam, neden eşinden boşanmak istediğini soran yargıca şu açıklamayı yaptı.
-“ Sayın yargıç biz yedi yıldır evliyiz. Bu süre zarfında eşimin bana evden bir şey fırlatmadığı günümüz olmadı.”
Adamın anlattıklarını ilgiyle dinleyen yargıç, “ Peki bunca yıl neden bekledin” diye sordu.
-“ Yargıcın kendisine acıdığını düşünen adam çaresiz bir şekilde,” önceleri pek sorun olmuyordu, yargıç bey, fakat şimdi eli iyice alıştı. Ne zaman evden bir eşya fırlatsa isabet ettiriyor, hiç şaşırmıyor, onun için artık dayanamıyorum” dedi
ÖZLÜ SÖZ
Para konuştuğu zaman, gerçekler susar
RUS ATASÖZÜ