Üç yıl önce 15 Temmuz 2016 tarihinde meydana gelen 250 şehidimizle 2196 vatandaşın yaralanmasına neden olan darbe girişiminin üçüncü yıl dönümünde Bu hunharca saldırıyı nefretle kınıyorum.
Allah, bir daha ülkemizi böyle menfur saldırı ile karşı karşıya bırakmasın.
Fetullahçı terör örgütünce yapılmak istenen darbe girişimi halkımızın ve silahlı Kuvvetlerinin büyük bölümünün karşı çıkmasıyla kısa sürede etkisiz hale getirildi
Bu saldırıya alet olanların aranmasına günümüzde de devam ediliyor, faillerin ardı arkası kesilmiyor.
Millet olarak ülkeyi bu tür kaosa sürüklemek isteyen karanlık çevrelerin emellerini engellemek için halkımız her zaman karşı tavır sergilemeli yek vücut olmalıdır.
Darbe girişiminin 3. Yıldönümünde hayatlarını kaybeden şehitlerimize Allah’tan rahmet yaralılarımızın sağlıklarına kavuşmalarını dilerim.
Dileğimiz o ki, Ülkemiz bu tür acı günleri bir daha yaşamasın.
DAR GELİRLİLER TAVUK ETİ DAHİ YİYEMEYECEK
Dar gelirlilerin et olarak en önemli besin kaynağı olan tavuk eti de üç kat zamlandı.
Daha önceleri kilosu beş liradan satılan tavuk eti son zamlarla üç kat arttı. Ayni şekilde, önceleri dört liradan satılan tavuk ciğeri de yine üç kat zamlandı. Pahalı olduğu için kırmızı et yiyemeyen dar gelirli vatandaşlar bundan böyle tavuk eti dahi yiyemeyecek.
Çarşı pazarda sebze ve meyvelere gelen zammın ardından tavuk etinin de zam görmesi ile gerekli besini almak için ekmeğe talim etme zorunda kalacak. Bu arada ekmeklerin de küçülmesiyle, onu da bütçelerinin karşılamayacak durumu gelmesi dar gelirli vatandaşları açlıkla karşı karşıya bırakacak.
Enflasyonu göstermelik yöntemlerle düşük gösteren yetkililer, çarşı pazar enflasyonun açıklananın kat kat üstünde olduğunu bilmiyorlar mı?
KEŞKE KALDIRILMASAYDI
Köylerdeki terk edilen oku binalarını gördükçe insanın yüreği sızlıyor.
Öğrenci kalmadı ve benzeri gerekçelerle köy okulları kapatıldı.
Buraları, ülkenin geleceği olan gençlere yapılan yatırım devlet zararı olarak görüldü.
Aslında köy okulları Cumhuriyetimizin sembolü gibiydi.
Oralarda ulusal kurtuluş günlerinde kutlama törenleri düzenlenirdi.
Bayrama öğrencilerin velileri de katılırdı.
Öğrenciler okudukları şiirlerle ulusal kurtuluşun ne denli önemli olduğunu hatırlatırdı.
O günlerde tüm köylüler milli duygularda birlik beraberlik içinde olurlardı.
Köylerde okulların kaldırılmasıyla köylerde devlet temsilcisi olarak muhtar ve imamlar kaldı.
Köylerde bayrak çekilen kaç yer görebilirsiniz?
Köy öğretmenleri devleti en iyi savunan gelecek nesilleri yetiştiren devlet görevlileriydi.
Şimdi köylerimiz bu imkanlardan yoksun kaldı.
Az öğrenci de olsa her köyde okulun bulunması şu anda köylülerimiz tarafından da dile getiriliyor.
Halkın bazı konuları öğretmenlere danıştığını bu konuda sağlıklı bilgi sahibi olduğunu söyleyen köylüler, “kutlanan ulusal bayram günleriyle bu ülkenin ne güçlüklerle kurulduğunu hatırlamış oluyorduk.
Çocuklarımızla birlikte İstiklal Marşı söylüyorduk. Şimdi köylerde İstiklal Marşı söylenecek bir durum yok.
Ülkenin daha fakir olduğu bir zamanda her köye yapılan ışık saçan ve halkın aydınlanmasını sağlayan okulları devletimiz halka çok gördü.
Şimdi o okulların harabe binaları kaldı.
Çok yazık.
Hani imkan olsa da köylerimize tekrar okullar açılsa” diye sitemlerini dile getiriyorlar.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
GÜZEL GÜNLER ÖZLEMİ
İnsan ömrü hep özlemle geçiyor. Geleceğin daha iyi ve huzurlu mutlu geçmesi yaşam zorluklarının azalması insanoğlunun en büyük beklentisi. Geleceğimizin güvencesini oluşturan gençlerimizin de gelecekten beklentileri bu yönde.
Ünlü Ozan Nazım’ın dizelerinde belirttiği gibi” Güzel günler göreceğiz çocuklar- Güzel ve güneşli günler göreceğiz. Yelkenleri maviliklere salacağız” satırlarıyla gençlerden gelecek özlemini ne güzel vurgulamıştır.
Sabahın erken saatlerinde kalkıp sokağa çıktığınızda , o saatlerde uykulu gözlerle, ekmek parası kazanmak için işe giden emekçiler, çantası sırtında okulun yolunu tutan öğrenciler, ailelerin yanında kreşe giden çocukları gördükçe toplumun her kesiminin sevdiği milli duyguların tercümanı olan ünlü ozanımız Nazım’ın “ Güzel Günler Göreceğiz Çocuklar ”satırları aklıma geliyordu..
Ünlü ozan çileli geçen yaşamında her zaman, ülkesinde gelecekte güzel günlere ulaşma beklentisini, o günlerin daha huzurlu olması arzusunu vurgulamıştır.
Ülkemizin kurucusu Atatürk’ün de Söylev’inde ve çeşitli konuşmasında ülkenin gelecek güvencesinin gençler olduğu ifade edilmiştir.
Bugün işsizlikten kıvranan, harçlık için ailesine muhtaç durumda bırakılan gençleri gördükçe Nazım’ın özleminin ve uyarısının ne kadar yerinde olduğunu anlıyorum.
Hani bir özdeyiş vardır “Gençliği ihmal eden geleceğini ihmal eder” denir. Bugün öyle bir açmaz içindeyiz..
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
İLK KADIN MUHTAR, GÜL HANIM’DI
Türkiye’de İlk Kadın Muhtar Gül Hanım’dı. Türk kadınına köylerde muhtar ve ihtiyar heyeti seçimlerinde oy verme hakkı veren kanunun 1934 yılında kabulünden sonra yapılan mahalli seçimlerde, Çine İlçesi’nin Demirdere Köyü’nde Gül Hanım, erkek rakiplerini geçerek muhtarlığı kazanmış; böylece Türkiye’nin ilk kadın muhtarı olma başarısını göstermişti.
FIKRA
YARIŞ ATI ADIYMIŞ
Kocasının ceplerini adet edinen bir kadın, bir gün cebinde bir kartvizit bulur.
Kartın üzerinde ceylan ve bir numara yazılıymış. Kadın akşam öfkeyle kocasına kartın kime ait olduğunu sorar.
Adam hiç umursamadan sakin bir şekilde cevap verir.
“ Ay karıcığım ceylan’ı mı kıskandın ceylan nedir bilmiyor musun?”
“ Yok “ der karısı.
-“ Ayol ceylan yaman bir yarış atının adıdır. Onun sayesinde birkaç yarışta çok para kazandım da…”
Kadın bu cevap üzerine kocasından özür diler, olay unutulur.
Aradan bir hafta geçer. Adam tekrar eve döner. Kapıyı açan karısına sorar.
_” Ne var ne yok karıcığım beni arayıp soran oldu mu” der
Karısı.
-“ Oldu” der
-“ Ya ki aradı?”
-“ Önemli değil hani ceylan denilen bir yarış atı vardı ya demin o telefon etti”