Bugün yokluğu, sıkıntıyı, mahvoluşu ve esareti yaşamaya başlayan asil Türk Milletinin bu badireleri yaşamaması gerektiğini ve hak etmediğini çok iyi bilen büyük Atatürk’ün başlatmayı planladığı Kurtuluş hareketinin ilk tohumlarının atılışına vesile olan Samsuna çıkışın yıldönümünü kutluyoruz.

Bende 40 yıldan fazla bir zaman önce Meriç İlçesi Ortaokulunda Beden Eğitimi Dersi Öğretmenliği yaptığım döneme ait bir foto ile bu anlamlı bayramı kutlamak istedim.

Her tarafı kuşatılmış olan bir ülkede bir umut olmuş, bir kurtuluş meşalesi yakmış olan Ulu Önderin büyük bir cesaret örneği vererek Samsuna çıkıp kurtuluş hareketini başlattığı günün yıldönümünü yaşıyoruz her yıl olduğu gibi.

Yaşlısı genci bu ülkenin kurtuluşunda büyük fedakârlıklar yapmış olan atalarımızın ölenlerini rahmetle gazi olanlarını minnetle andığımız günü yaşadık yine.

O coşkuyu ayni duygular için de yaşamanın geçen zaman nedeniyle mümkün olamayacağını aklımıza getirsek bile gençlerimizin bu konudaki duyarlı ve hassas davranış ve etkinlikleri, bizlerin zaman zaman kaygıya kapıldığımız geleceğimizin emin ellerde olduğunu hissetmemize neden oluyor 19 Mayıslar.

Bu da geleceğimiz ve ülkemiz adına sevindirici ve gururlandırıcı bir durum teşkil ediyor.

Bu konuda içimden geçenleri yazmaya kalksam herhalde birkaç köşe yazısı ile dahi anlatamam hislerimi ve duygularımı.

Bunun için de benim çok hoşuma giden ve beni etkileyen bir 19 Mayıs şiiri ile köşemi tamamlamak istedim bu gün.

Genç şair Beyza Selcan Çoban’ın 19 Mayıs şiiri ile sizleri baş başa bırakıyorum.

19 MAYIS

Yıl 1919

Mayıs'ın on dokuzu.

Kızaran ufuklardan kaldırıyor başını

Yeryüzüne can veren,

Cana heyecan veren

Al yüzlü Oğan güneş.

Takanın burnu nasıl Karadeniz'i yırtar ?

Siz de bir an öyle yırtınız uykunuzu.

Uyanın Samsunlular!

Kurutacak gözlerde umutsuzluk yaşını

Al yüzlü Oğan güneş.

Bugün Çaltıburnu'ndan gülerek doğan güneş.

Yıl 1919

Mayıs'ın on dokuzu.

Uyanın Samsunlular.

Uyumak ölüme eş.

Diriltir ruhunuzu,

Ufukta bir gemi var.

Fakat bu gemi niçin böyle yavaş geliyor ?

Fakat yolu mu az, yoksa yükü mü ağır ?

Bu gemi umut yüklü, insan yüklü, hız yüklü !

İçinde bu vatanın derdiyle yanan bağır.

Kurulacak yarını düşünen baş geliyor.

Bir baş ki, gökler bir küme yıldız yüklü.

Bu gemi onun için böyle yavaş geliyor.

Yıl 1919

Mayıs'ın on dokuzu.

Ufukta duran gitgide yaklaşıyor.

Sanki harlı bir ateş

Yakıyor ruhumuzu.

Beklemek üzüntüsü her gönülde taşıyor.

Üzülmemek elde mi ?

Hız  yüklü, iman yüklü,  umut yüklü bu gemi.

O umut yayıldıkça ruhlara sıcak sıcak,

O hız, doldukça bütün damarlara kan gibi,

Gizli inleyen her yürek canlanacak.

Ateşler püskürecek uyuyan volkan gibi.

Gittikçe büyükleşen

Gölgene dikilmekten karardı gözlerimiz.

Koş, atıl gemi, sana engel olmasın deniz.

Ak saçlı dalgaları birer birer kes de gel !

Kuşlar gibi uç da gel, rüzgar gibi es de gel

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.