Her 10 Kasım’da
Sonbahar hüznüyle
Ve ülkemle ürperiyorum
Kavalımdan barışa
Atatürk üflüyorum
Hangi taşı kaldırsan
Hangi çağa göz atsan
Dumlupınar,
Sakarya soluyorum
Göz açmadan her şeyi
Atatürk görüyorum
Yeşere yeşere ovalar
Çiçeklene çiçeklene dağlar
Samsun’dan Erzurum’dan gelip
Ankara’dan çoğalıyorum
Irmak ırmak, rüzgâr rüzgâr
ATATÜRK geliyorum
N.T
ATATÜRK’e DÖNÜŞÜM
Kurşun,
Tank, tüfek… düşman
Bu yüzdendi doğuşun
Kurtuluş ve kuruluş
Atatürk’e izdüşüm
Benzi sarı yapraklar
Yorgun ve hasta ülkem
Sınırsız elem, sonsuz acı
Bitimsizdi sonbaharım
Atatürk’e güzdüşüm
Güçlükleri aşınca
Parladı gözlerin
Tutsak ülkelerin gözlerin
Özlem özlem
Patladı suskun dağlar
O’nu her görüşüm
Serpildi Cumhuriyetle yüreğim
Özgürlük ve bağımsızlıktı karakterin
Yürekler mangal şimdi
Atatürk’e dönüşüm
N.T
Her 10 Kasımda Atatürk ölüm yıldönümü nedeniyle anılır. Ancak O günlere değil, aylara, yıllara, yüzyıllara sığmayacak denli dünyaya; tutsak ülkelere, önderlik etmiş; ulaşılması mümkün olmayan bir lider. O günün koşullarında başarıdan başarıya,; utkudan utkuya koşan dehasıyla yoktan vareden bifr komutan ve devlet adamı…
Her zaman O2nun için çok şeyler söylenmiş ve kitaplar yazılmıştır. O’nu anlamanın tek ve beklide en gerçek yolu NUTUK’u birkaç kez okumaktır. Esas ve temel olan bence budur.
Ben de bu büyük insanı iki şiirimle anmak istedim bu kez. Ulusumuza bir kez daha başsağlığı diliyor, izinden ayrılmayalım diyorum…
SEVGİ
Pespembe açan bir gülün,
Renklerinde oynaşınca
Bir kiraz sabahı mayıs
Sevgi üretim
Açlığa Afrika’da ağlayan
Benzi soluk bir çocuk yüzü
Gözümden damlayınca
Sevgi katılım
Bir gün mavi gülüşlerden
Uçan güvercin
Yuva yapınca bir iç kıpırtısının
Zeytin dalına
Sevgi barış