Medya’da ve çevremizde öyle bilgisiz her şeyi biliyorum havasında görünen sahte uzmanlar türedi ki, Bu ekran bülbülleri olan kişiler televizyonlara çıkıp kendi uzmanlık alanında olmasa da her konuda fikir üretiyor “ bana göre “ sözleriyle başlayıp yalan yanlış bilgileri halka duyuruyor. Onların hayranı olan şakşakçıları çevreler de söylenenlerin doğru olup olmadığına bakmaksızın” benim adamım ne söylerse doğrudur” mantığı ile gerçekle ilgisi olmayan bilgileri doğru olarak kabullenir.
Bu kişiler kendilerince doğru fikirleri başkalarından kendi yandaşlarından duyarak öğrenirler. İnsanların her alanda uzmanlaşması bu konularda fikir yürütmeleri söz konusu olamaz.
Bu ekran hayranlarının bir alanda en fazla iki konuda bilinçli olduğunu fikir sahibi olduğunu farz edelim. Televizyon televizyon dolaşan bu zatlar maşallah her alanda ahkam kesiyor.
Ne sorulsa küçük bilgi dağarcıklarıyla akıllarınca millete bilgi veriyor.Televizyon cazibesinden faydalanmak isteyen arkasını güçlü siyasilere dayayan sahte enteller bugün televizyonların değişmez konukları haline geldi.
---------------------
İT KAĞNI GÖLGESİNDE YÜRÜR KENDİ GÖLGESİ SANIRMIŞ
Başkalarının gölgesinde, onların gücüne sığınarak kendini güçlü gösterme sevdasına kapılan tiplerin sayısı toplumumuzda gün geçtikçe artıyor.
Bu tip kişiler yürüyüşünden tavırlarından yüksek tonda konuşmalarından toplum içinde kendilerini belli ediyor.
Bu yapıda kişilerin hele cebinde biraz da parası olup lüks bir arabaya da sahipse. adeta “Dünyayı ben yarattım” diyorlar.
Böyle, sonradan görmüş ne oldum dilisi olan kişiler toplum arasında her zaman kendilerine ayrıcalık tanınsın isterler.
Bir fikir ortaya atıldığında hiç bilgisi olmasa da biliyormuş görüntüsü yaratırlar.
Muaşeret kuralları topluma saygı onlar için ikinci plandadır. Camide cenaze namazına gitseler ön planda görünmek isterler.
Bir düğünde askı töreninde elini cebine atarak cüzdanındaki paraları çevreye gösterip caka satmayı severler.
Yasalar onlar için ikinci plandadır.
Bir konuda haksız olsalar dahi arkalarındaki güce ve mali imkanlarına güvenerek her zaman haklı çıkacaklarını sanırlar.
Her zaman en büyük güvenceleri ya bir siyasi parti yöneticisi ya da onun arkasında olan kodamanlardır.
Bir romanda geçtiği gibi bunlar, tıpkı kağnı gölgesinde yürüyen bir itin kendi gölgesi sanması gibi kendilerini olduğundan daha büyük ve güçlü göstermek isterler: Bir anlamda dünyayı ben yarattım erler.
Bir işyeri varsa arkadaşlarının yanında orada çalışanlara kendisini güçlü göstermek için çalışanlara hakaret etmeyi marifet sayarlar.
Kitap gazete okuma diye bir alışkanlıkları yoktur “ kitap okuyup elime ne geçecek” diye kitap okuyanları aşağılarlar.
Onlar için yaşam kendi çıkarlarıyla sınırladır .
Amaçlarına ulaşmak için her yolu denerler. Çıkarları için çekinmeden yemin eder ve yalan dahi söylerler.
Kendi ve çevresinin diğer insanlardan üstün başarılı olduğuna inanırlar. Özellikle lüks binek araçları yanında duruşları görgüsüzlüğün göstergesi gibidir.
Arkadaşlarına aracının fiyatını ve özelliklerini bildirmeyi ihmal etmezler.
Bir süre sonra modası geçtiğinde elindeki otomobili değiştireceğini söylerler. Toplumumuzda bu tür halkı hakir gören, zenginlik budalası görüntüsünde insanlarla doldu.
Onlar için çıkar her şeyin üzerindedir.
Ona ulaşmak için her türlü dalavereyi yaparlar. Toplumda ur gibi olmalarına rağmen kendi çevresindeki yalaka takımlarından büyük itibar görürler.
---------------------------------------------------------------------------------------
FIKRA
ALZAYMER VE AİDES
Bir telefon:
“ Alo buyurun”
“ Esma hanım”
“ Efendim Buyurun”
“ Esman Kaşıkara ile mi görüşüyorum”
“Evet efendim”
“ Hanımefendi burası Dilriba Laboratuarı.. Kocanızın test sonuçları belli oldu”
“ Oh çok şükür sizi dinliyorum”
“ Ancak kocanızla aynı isimde birinin daha test sonucu var elimizde..Yanlışlık yapmaktan korkuyoruz…. Açık söylemek gerekirse bu testlerden hangisi kötü bilemiyorum.”
“ Ne demek istiyorsunuz?”
“ Vallahi sonuçlardan biri Alzaymer diğeri ise AİDS,
Biliyorsunuz birinde bütün hafıza kayboluyor diğeri ise öldürücü bir cinsel hastalık”
“ Bir daha test yaptırsak”
“ Hanımefendi biliyorsunuz bunlar çok pahalı testler, sonra bu masrafı sigorta ödemez”
“ Ne yapalım peki”
“ Bakın biz burada düşünüp şöyle bir çözüm aklımıza geldi..”
“ Anladım sizi dinliyorum”
“ Kocanızı bir arabaya bindirin, şehrin ortasında bir yere bırakın..”
“ E sonra”
“ Eğer evi buluyorsa sakın yanına yaklaşmayın