Kocasinan mahallesi Özel İdare  içinde yer alan yeşil alan bir zamanlar halka açık park olarak kullanılıyordu. Çevresi korumalı olan  bu alana gelen vatandaşların çocukları güven içinde gezip eğleniyordu.

Daha sonra bu alan halka kapatıldı. Şimdi bomboş duruyor. Özel idare araç miktarı çok olan bir  kurum değil. Buna rağmen geniş alandan halkın yararlanması istenmedi.

Devletin bir önemli görevinin  halka hizmetten geçtiğini söyleyen mahalle halkı” Bizim mahallemiz emeklilerin çok olduğu bir mahalle.mahallemizde bakımsız bir çocuk parkından başka halkın oturup dinleneceği bir park alanı yok.

İnsanlarımız ancak evlerinin yanında  sohbet edip dinlenebiliyor.Özel İdare yanında ailelerin  daha önceleri yararlandığı bu alan tekrar halka  park alanı olarak açılamaz mı?

Parklar insanların en önemli dinlendiği beraber olup sohbet ettiği yerler. Daha önceki yıllarda halka açık olan bu alan daha sonra ne gerekçe gösterilip halka kapatıldı?”Değerlenmesi yaptılar

----------------------------

BU  KURUMA İŞ İÇİN  GELENLERİN TOPLANMA YERİYDİ

Park alanı yanında yine  camiye gelen  vatandaşların  ve Özel idarede işi olanların yararlandığı bir kahvehanenin de kapatıldığını belirten Cami cemaati vatandaşlar. “Cami yakınında olan  kahvemiz de kapatıldı.Buralara yakın böyle bir yerimiz de yok. Yağışlı ve soğuk havalarda kahveye sığınıyorduk.  Özel idarede işi olan ilin, çeşitli ilçelerindeki vatandaşlarımız da buraya gelirlerdi. Bu kahvede kalıcı dostluklar oluşuyordu. Buradaki kahve ile ilgili herhangi bir sorun çıkmadı. Huzurlu bir yerdi. Her nedense park alanı gibi burası da kapatıldı. Kamu kuruluşları için yeterinden fazla olan mekanlardan halkın da yararlanması devletimizin görevi değil midir?

Buraların işletilmesi halka yararlı olacağı gibi devletimiz de buralarda gelir elde eder.

Dileğimiz o ki,  bu yerlerin halka açılması  tüm mahalle halkını ziyadesiyle mutlu edeceğini yetkililere bir kez daha duyurmak istiyoruz” dediler.

SAĞLIK HER ŞEYDEN ÖNEMLİ

Dünyada insan sağlığının ne kadar önemli olduğu tartışılmaz. Sağlığınız bozulduğunda gözünüz hiçbir  güzelliği   görmez, huzurunuz kaçak.

Bir zamanlar dünyanın en büyük imparatorluğunu yöneten  Kanuni Sultan Süleyman sağlığın önemini belirtmeyi” Halk içinde muteber yok devlet gibi, olmaya devlet bir nefes sıhhat gibi” sözleriyle ne güzel tarif etmiştir.

Teknolojinin gelişmesi tedavi imkanlarını artmasına rağmen çevre kirliliği beslenmeden kaynaklanan etkenler  insanların sağlık sorunlarını daha da artırmıştır.

Günümüzde daha önceleri ismi duyulmayan hastalıklar ortaya çıktı. Bir taraftan insanların yaş ortalaması artarken  hastalıklardan kaynaklanan ölümler genç yaşlara inmiştir. Çocuk yaşta olanlar kanser hastalığına yakalanıyor.

Gençlerimiz arasında bu ölümcül hastalık çok yaygın. Ne yazık ki bu çağımızın hastalığına karşı  yeterli  tedavi yöntemi bulunmuş değil.

Hastaneleri ziyaret ettiğinizde gençlerin  yaşamının baharında insanların bu hastalıktan tedavi gördüğünü görürsünüz.

Bu hastalıkların yaygınlaşmasında en önemli etkenin insanların kâr hırsı sonucu yiyecek ürünlerine  atılan ilaç ve suni gübrelerden sağlıksız yiyeceklerden çevre kirliliğinden ve yeterli beslenememeden kaynaklandığı  anlaşılıyor. 

Yaşadığımız güzel evreni kendi yaşam ortamımızı ellerimizle kirletiyor yaşanmaz hale getiriyoruz. Bunun ceremesini de yine biz insanlar çekiyoruz.

Dünyada akıllı canlılar olarak bilinen insanlar  aslında dünyaya en çok zarar veren canlılar konumuna geldik. Hastanelerdeki kuyruklar her geçen gün artıyor.

Özellikle beslenmeden kaynaklanan hastalıklar çevre kirliliğinin yol açtığı hastalıklar erken teşhis konmadığı zaman  ölümcül  vakalara neden oluyor. Sağlık hizmetlerinin de bir anlamda paralı hale gelmesi madde imkanı olmayan insanlarımızın sağlık hizmetlerinden yararlanmasını engelliyor.” Paran varsa eğitim var, paran kadar sağlık hizmeti al” anlayışı sağlıksız toplumun yaygınlaşmasına ve eğitimden ancak parası olanların yararlanacağının  zeminini hazırlıyor.

Sağlam kafa sağlam vücutta bulunacağına göre izlenen politika ile  bunların her ikisinin de sağlığı tehlikeye girmiyor mu?

-----------------------------------------------------------------------------------------------

BU ANLAYIŞLA OLMUYOR

Bugüne kadar defalarca köşemde yazdım. Demokratik kitle örgütü temsilcilerimizin yurtiçi ve yurt dışı etkinliklerinde üyelerini, kendi varlık sebebi olan kesimi aydınlatmadığından yakınmıştım.

Peki bu ne demek?

Bir meslek grubunun yönetici grubu yurtiçi ve yurt dışı kültürel veya sanatsal etkinliğe davet ediliyor. Genellikle yönetici konumunda olanlar bu etkinliğe katılıyor. Buraya kadar güzel.

Peki sonrası nedir?

Bu toplantılar öyle laf olsun diye yapılmaz. Gerçi tepelerindeki yöneticilerin tekrar görevlerinde kalmaları için mahalli yöneticilerin katılacağı toplantılar yapılsa da genellikle böyle etkinlikler meslek kuruluşlarını bilgilendirmek amacıyla yapılıyor.

Böyle toplantıların sonucunda hem kamuoyunun hem de üyelerinin bu toplantıların amacı konusunda bilgilenmesi gerekir.

Toplantıların hedefi sadece yöneticiler değildir. O meslek mensuplarını tamamının bilgilenmesi amaçlanır.

Dikkat edildiğinde,  böyle toplantılar sonrasında bakıyoruz aynı sözlerden oluşan metinlerden meydana gelen, “ filanca toplantıya katıldık çok yararlı toplantı oldu” gibi beylik sözcüklerle gidilen ülkedeki ve ildeki toplantı özetlenir.

Merak edenler şöyle bir gazete arşivlerini karıştırsın. Odalarımızın meslek kuruluşlarımızın yurtiçi ve yurt dışı toplantılar sonucunda bu seyahatlerinin amacını benzer ifadelerle açıklandığını görürsünüz. Hal böyle onlunca, böyle geziler turistlik gezilerden öteye geçmez.

Edirne’de meslek kuruluşlarımızın önderlik ettiği bu tür gezilerden esinlenerek gerçekleşmiş somut bir başarıyı gösterebilir misiniz?

Böyle gezilerinize basın mensuplarını götürmeye gerek görmemeniz bir yana, yanlarında bu gezileri tüm detayları ile anlatacak basın mensupları özelliği olan elemanlarca bu etkinliklerin özeti kamuoyuna ve üyelerine duyurulabilir.

Bu yapılıyor mu derseniz, o da olmuyor. Onun için meslek kuruluşlarımızın yönetimlerine donanımlı kişiler gelmeli. Bunlar gittikleri yerlerde ilimiz ve meslek mensupları için ne yarar sağlayacağını dikkate alıp böyle etkinliklere bölgenin yararına olacak fikirler üretirler.

Böyle toplantılara donanımlı giderler ve ellerine sıkıştırılan beylik sözlerden oluşan sözlerle yetinmezler. Başka illerde bunun örneklerini görüp ilimizin bu vasıfta yöneticilerden mahrum olması bu ilin yararını düşünen herkes gibi beni de rencide ediyor.

Meslek kuruluşlarının bu yapısı kentin gelişmesine de sekte vuruyor. Bu duyarsızlığın sonunda bakıyoruz daha önceleri Edirne’den çok geride olan Kırklareli’nin bugün bazı alanlarda özellikle istihdam yaratmada bizi kat kat geçtiğini görüyoruz.

Biz birinci organize sanayi ile uğraşırken onlar ikinci organize sanayisini faaliyete geçirdiler.

Bugün o ilin sanayi bölgelerinde, bizdeki işçinin on katı işçi çalışıyor.

Bu başarılar başta siyasi partiler olmak üzere tüm demokratik kuruluşları el birliği ile çalışması sonucu başarıldı.

Spor alanında, futbolda yıllardır Edirne olarak amatör liginden kurtulmak için çabalıyoruz. Bu uğurda büyük paralar harcanıyor. Çıka çıka amatör ligin süperine cıktık, orada sayıyoruz. Kırklareli ise 2. Ligin üst sıralarında  mücadele veriyor. Bu dahi birlikte başarmanın bir ölçüsü olmaz mı?

Sözün kısası Edirneliler olarak rehavet içindeyiz. Kendi gayretimizle el ele verip başarılı olma alışkanlığı kazanamadık. İleriki yıllarda bizim yerimize birileri başarırsa şaşırmayalım

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.