Edirne’ye hizmet veren yaptıklarıyla Edirne'nin adını duyuran kişilerin anıları yaşamalı. Bunlar mizik alanında ekonomi alanında veya  kültürel anlamda değerler olabilir. Buna örnek olarak  bir duruma tanık oldum.

 Bir dönem türküleri ağızdan düşmeyen düğün derneklerde çalınan Deli Selim. Edirne için ortak bir değerdir. Afişinde dahi “ Edirne’li Deli Selim” olarak anılan  bu rahmetli roman klarnet virtiyözü. Yaşadığı sürede el üzerinde tutuldu. Ölümünden sonra unutulup gitti. Böyle olmamalı. Bu ortak değerlerimizin anıları yaşatılmalı.

 Onun yanında bu kişilerin geride kalan yakınlarına sahip çıkılmalı. Bu tür sanatçılar yaşadıkları sürede  varlık içinde yaşamlarını südürür, yokluk nedin bilmezler. Bu arada çoğu kez kendisinden sonra gelecek ailelerini de ihmal ederler.

Sanat camiasında bunun çeşitli örnekleri vardır. Deli Selimin ailesi de bunlardan biri.Ünlü klarnet ustası vefat ettikten sonra eşi Ayşe  Ayşe Kızıcıktan sefil durumda kalmış kendisine kocasından bir şey kalmamış . bir evi ve sosyal güvencesi olmadığı için onun bunun yardımı ile  yaşamak zorunda kalmış. Bu üzüntü verici bir durum.

Zamanında eşine sahip çıkanlar onun sırtından para kazananlar, onun müziği ile eğlenenler geride kalan ailesine de sahip çıkmaları gerekmez mi?Çocuklarının da ekonomik durumu iyi olmadığı için 75 yaşındaki kadın onun bunun yardımı ile yaşamını  sürdürmeye çalışıyor, halktan  yardım isterken çekiniyor, ezilip büzülüyor, utanç duyuyor.

Bu durumda olan Edirne’nin adını duyuran sanatçılar , kentin ekonomisine kendi çabalarıyla  katkı yapanlar,siyasetçiler, edebiyatçılar, valiler unutulmazlar arasında yer almalı.

Yılın belli günlerinde anılmalı. Zira böyle özel insanlar kolay yetişmiyor. Kolay olarak da unutulmamalı.Edirne’de anı şanı duyulmamış insanların adını taşıyan sokak isimleri var. bir mahalle ve sokağa deli selim adının verilmesi  kimseyi huzursuz etmemeli. Unutmayalım ki roman vatandaşlarımız  müzikleriyle, yaptıkları bestelerle kentimizin adını duyuruyor.” Ne kokan, ne bulaşan Edirneli olarak övünen kişilerden  daha çok bu kente hizmet vermişlerdir.

----------------------------

BASIN MENSUPLARI DERNEKLERİ BİR ARAYA GELMELİ

“ Birlikten kuvvet doğar” sözü gerçek payı olan bir özdeyiş.güçlerin dağınık olması birkaç parçaya ayrılması  güç potansiyelinin azalmasına neden olur.Örnek vermek gerekirse  bir kibrit çöpünü  rahatlıkla kırabilirsiniz onun yanına birkaç tane daha ilave ettiğinizde  kırmanız mümkün olmaz.meslek kuruluş temsilcilerinin sendikaların da  durumu böyle. Bakıyoruz aynı iş dalında birkaç sendika ve meslek kuruluşu var. Aslında aynı amaca hizmet etmeleri gerekir.Siyasi ve ideolojik saplahtılarla ayrı dallarda sözüm ona mücadele veriyorlar. Dağınık oldukları için hiçbir güçleri olmuyor.Ortaya bir eylem koyduklarında  sayıları çok düşük oluyor ve etkili olmuyor.

Gazetecilek yapan meslektaşlarımızın durumu da öyle Edirne’de çeşitli isim altında bir elin parmakları kadar gazeteci cemiyeti var. bunlar kağıt üzerinde meslek kuruluşları. Bir sendika etrafında  toplanmaları mümkün değil. sadece dernek olarak varlıklarını sürdürüyor. Bakıyoruz basınla ilgili konularda onların sesini duyamazsınız, sus pus olurlar. Sadece belli toplantılarda protokol masalarında kendilerini görürsünüz.Özellikle basın gibi horlanan hakir görünen bir iş dalının temsilcileri daha güçlü olması gerekmez mi?

 Basın kuruluşlarında çalışan gençler bakıyorum bir süre çalışıp işlerini bırakıyorlar. Bunların sebebini araştırmak nedenlerin konusunda kafa yormak basın temsilcilerinin görevi değil midir?

 Şunu kabul etmek gerekir ki sosyal medyanın gelişmesi sonucu mahalli basın güçsüz ve önemsiz duruma düşürüldü. Bunun gerçek olmadığını mahalli basının olayları belirlemede ve sahip çıkmada öncü görevi üstlendiğini burada yazılanların sosyal medya gibi gelip geçici olmayıp kalıcı olduğunu onun için mahalli basına sahip çıkılması gerektiğini topluma anlatmak  mahallı basın temsilcilerinin görevleri arasında yer almıyor mu?

 Onun için mahalli basını temsil eden dernekler bölük çok parçalı olma yerine tek bir güç haline dönüşmeli. O zaman sesleri daha gür çıkacaktır. Bu konuda görev alanlar kendi dar çıkarlarını bir kenarae bırakıp meslektaşlarının yararını ön planda tutup birlikte olma yolunu açmalıdır.Yaksa mahalli basın gibi onlar da yok olup gidebilir.

----------------------

FIKRA

 NEYİNE YETMİYOR

Kayserilinin oğlu babasından  para ister.

“ babacığım bana beş bin lira  verir misin/” der

Kayserili:

 -“ Dört  bir  mi dedin. Ne yapacaksın lan üç binlira  parayı. İki bin lira  neyine yetmiyor al sana bin lira  yeter” deyince:

 Oğlan parayı alır ve:

_” Babayı aldattım. Bana zaten beş yüz lira lazımdı” der

Kayserili baba:

/” Bak kerataya , demek sahte para vermesem beni kazıklayacaktın ha” der.

-------------------------------

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ

 TARİHİMİZDE İLK YIKICI DEPREMLER

Tarihimizde bilinen ilk tahribatı yüksek olan depremler milattan sonra birinci yüzyılda  olanlardır.

Daha önceleri  olan depremler hakkında ise  elimizde belge yoktur.

Ülkemizdeki önemli depremler şunlardır:

668 yılında İzmir’de  20. Bin 1458 yılında Erzincan’daki depremde,  30. Bin, 1609 yılında İstanbul da meydana gelen depremde 13 bin, 1688 yılında İzmir7deki depremde  yaklaşık 20 bin 1883 yılında Çeşme ilçesindeki deprem sonunda  15 bin, 1939 yılında Erzincan7da meydana gelen depremde  32.372 vatandaşımız öldü,  Gölcük depreminde ise Marmara bölgesinin çeşitli illerinden 17 bin 483 vatandaşımız öldü.

 --------------------------------------------------------------------------------------------------------------

TERS, YÜZ RAKAMLAR AYNI

02 02 2020

2 - Şubat  2020 tarihinin rakamlarını tersten de okunduğunda aynı rakamlar çıkıyor. BU Bizlerin yaşamımız süresince görebileceğimiz son ilginç tarih görüntüsü (0202 2020) tarihi belirten rakamların tersten okunuşunda  da aynı rakamlar bulunuyor.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.