Geçtiğimiz haftanın son günlerinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, yaptıkları ortak basın açıklaması ile CHP ve İYİ Parti'nin ittifakta anlaştığını duyurdu.
Bu iki partiye mensup yönetimler, adaylık bekleyenler ve taraftarlar rahat bir nefes aldı.
Aslında bunun böyle sonuçlanacağı belliydi bana göre.
İYİ Partinin oluşumu ile başlayan iki parti arasındaki yakınlaşma, her geçen gün artarak devam edince başka bir sonucun çıkmaması da doğaldı elbette.
24 Haziran seçimlerinde Millet cephesi adı ile seçime giren tüm partilere olduğu gibi İYİ Partiye de destek veren CHP bu partinin Milletvekili sayısını arttırmanın ötesinde HDP nin de meclise girmesine vesile olmuştu.
Bu da Meclis aritmetiğinin değişmesine ve Ak Partinin çoğunluğu elde edememesine neden olmuştu.
İşte son yıllarda siyasette yaşanan İttifak adı altında oluşturulan akrabalıklar ortaya çıktı.
Bu dostluk ve akrabalığın gereği olarak CHP bir jest ve yardım daha yaparak yeterli sayıda milletvekilini geçici olarak İYİ Partili yaptı ve bu partinin Meclise girmesini de sağladı.
Bütün bunları önümüze koyduğumuzda, CHP nin bütün bu iyi niyetine karşılık vermek ve iyi niyet gösterisi sergilemek görevi de hiç şüphe yok ki İYİ partiye düşüyordu ve o da oldu.
Aksinin tecellisi nankörlük olur bir bakıma.
Herkes memnun olduğuna göre, Allah yollarını açık etsin demekten başka bir söz söylemek yanlış olur.
Şimdi yerele yani Edirne’ye gelecek olursak; Merkezde CHP aday olarak mevcut Başkan Recep Gürkan’ı aylar önce açıklamıştı zaten.
İyi Parti İl yönetimi sürekli olarak İYİ Partinin kendi adayı ile seçimlere gireceğini ve iddialı olduklarını uzun zamandır basına duyurdu.
Hatta anlaşma sağlanmadan bir gün önce bile İl Başkanı Ekrem Demir, Milletvekili Orhan Çakırlar ve Gik üyesi Mehmet Akalın’nın bir arada olduğu bir fotoğrafın altına; “Edirne’nin tümünde anlaşma sağlanmadığı sürece İYİ Parti kendi adayları ile seçime girecektir” iddiasındaki sözleri yazmıştı.
Buna rağmen birliktelik tesis edilmiş olması, ildeki üç yetkili kişinin bir anlamda üzülmesine neden olduğu görüşündeyim.
Bir Milletvekili, İl Başkanı ve GİK üyesi Genel Merkezden habersiz kendi kafasından açıklama yapacak değildir herhalde.
Bir yetkili onlara bu tür bir açıklama yapmış olmalılar ki, onlarda rahatlıkla sosyal medya hesaplarından paylaşabiliyorlar.
Aslında Edirne kararının değişmesi mümkün değildi zaten.
“Ahde vefa” vardır ya.
Söylenenlere göre; Meral Akşener’e salonların verilmediği, ses düzenlerinin bozdurulduğu o günlerde Recep Gürkan ona Saraçlar Caddesini tahsis etti ve CHP lilerin katılımlarını sağlayarak büyük bir miting havasında konuşma yapmasını sağlamış.
Böyle bir iyi niyete karşılık kim olsa Parlamentoda birlikte görev yaptığı Gürkan’ın karşısına aday çıkarmaz.
Çünkü Edirne deki gücü de belli.
Aslında ben CHP nin sadece Edirne’de değil, Trakya’da bir başka partiden destek beklemesine bir anlam veremiyorum şahsen.
Partinin kaleleri olan Trakya İllerinden endişemi ediyor Genel Merkez diye düşünebiliyorum.
İYİ Partinin CHP ye bir katkısı olabilir o da; CHP de parti içi muhaliflere kaçacak yer kalmayacak şu anda.
Bu seçimde İyi Partiye oy vermeyi planlayanlar galiba oturdukları yerde oturacaklar yine veya diğer partilere oy verecekler.
Buda zor olduğuna göre.
Tüm partilerimize ve adaylarına başarılar diliyorum.
