Bu günlerde geçim sıkıntısı konusunda en yoğun şikayet tarım kesiminden,çiftçilerimizden geliyor.Bunda da haksız değiller.Girdi fiyatları yüzde yüzden fazla artmış.Bu koşullarda tarlasını ekip kar etmeleri mümkün değil.Herkes kalemi eline almış girdi fiyatlarına gelen zamları hesap ediyor.Çiftçilerimizin böyle hesap kitap yapmaları aslında kendi haklarına sahip olmalarında olumlu bir gelişme .Daha önceki yıllarda böyle hesaba gerek duyulmuyordu.Hasat sonunda herkes “bereket versin ”deyip kar zararı hesaba katmadan mesleğini sürdürüyordu.Ne zaman ki girdi fiyatlarına aşırı zam geldi.O zaman maliyet hesaplaması gündeme oturdu.Çiftçilerden kime sorsanız benzer maliyet hesabı çıkarıyor.Peki çiftçi kardeşlerimizin işledikler toprağın ÇKS kaydı var mı .? Var.Oradan ekecekleri ürün ve yükümlülükler belirleniyor.Madem ki böyle bir kayıt var.O halde her dönüm ekili alanın girdi masrafları hesaplanıp tarla vergisi alan kurum yetkililerine ve ilgililere” Bakın beyler ürün maliyetimiz şu kadar .hesabı ortada.Bunun üzerine benim kar oranımı da ekleyip ona göre fiyat belirleyin”? Deme hakları olamaz mı.? Ağlayıp sızlayacaklarına bu yolu deneseler ve tüm yetkililere bu maliyet hesaplarını iletseler,haklarını kazanmada etkili olamaz mı?
Yetkililer bugün üreticilerin taleplerini dikkate almıyor. Bu şartlarda çitçilerimiz haklarını elde etmede farklı yöntemler uygulamalı.Yoksa bu koşullarda tarlalarını ekip para kazanmaları mümkün değil.
-------------------
BELEDİYE PERSONELİ SORUMLULUĞUNUN BİLİNCİNDE OLMALI
Mahalli idarelerde görev yapmak büyük sorumluk gerektiriyor.Hangi birimde görev yaparsa yapsın halkın bir talebi olduğunda kendisini ilgilendirmese de ilgili birime iletilmesinde halka yardımcı olunmalı.Ne yazık ki, bu sorumluluk belediye personeli arasında istenilen düzeyde değil.Ayrıca halkın telefonla yaptığı başvuruların dikkate alınmadığı, geçiştirildiği yönünde yakınmalar var.Halk tarafından arandığında belediye başkanı,yardımcıları dahil herkesin telefonu açık olmalı”
"uzun süredir arıyorum başkanımıza ve yardımcılarına ulaşamıyorum” diye şikayetler oluyor.
Halkı seçtiği mahalli yöneticiler halkın taleplerini dikkate almak zorunda.Telefonlarına dahi cevap alamayan halktan kimse oy beklemesin.Özellikle sosyal demokrat çevrelerin “Edirne halkını hangi şartlarda olursa olsun bize oy verir “ anlayışı var.Bu anlayış çok sakat.Halkın oyu kimsenin tekelinde değildir.Özellikle sen halkın sorunlarını dikkate almaz, nasıl olsa bizim partiye oy verecekler anlayışında olursan bu halk sana öyle bir ders verir ki, feleğin şaşar.İş işten geçmeden bu anlayıştan geri dönülmeli.Bundan önceki seçim sonuçlarına baktığımızda halk CHP’ye “dikkatli ol tehlike çanları çalıyor” diye uyarı yapmış.Seçim sonuçları onu gösteriyor.Aynı mantıkla devam ederlerse seçimlerde başarı hayal olur.Ham hayal peşinde koşma ve kendilerine destek vaadinde bulunanlara güvenme yerine halkın arasına girip sorunlarını dinlesinler.Genel Başkan Kılıçdaroğlu.Bu konuya her konuşmasında bu partililerin bu zaaflarına değiniyor.Bizin yöneticiler ise bu uyarıyı dikkate almıyor.
-------------------------
FIKRA
YAŞAYAMAM
Temel adamın birinin kendisini denize attığını görür.Hemen ardından denize atlayıp adamı boğulmaktan kurtarır.
Adam.
“Yaşamak istemiyorum beni neden kurtardın” diye Temel’e bağırır.Temel’den kurtulup yeniden denize atlar.Temel yine denize atlayıp adamı son anda boğulmaktan kurtarır.Adam daha sonra sahilde yürürken bir ağaç bulur ve kendini asar.
İki saat sonra karakolda komiser Temel’in ifadesini alırken.”Buz gibi havada denize girip bu adamı sen kurtardın değil mi?
Temel:
“Evet amirim ”der.
Peki adam kendini astığında neden gidip ipi kesmedin de asılmasını seyrettin.?”
Temel:
“ Ben zavallı adamın denizde ıslandı şimdi kendini kurutuyor sanmıştım amirim”