Mart ayında mahalli seçimler var. Bu seçimin bir başka önemi olduğunu unutmayalım.
Ülkemiz yeni bir idare sistemine girdi. Ülkemiz bundan böyle Başkanlık sistemiyle yönetilecek.
Onun için, illerden seçilecek mahalli yönetimler daha donanımlı, çağın gelişmelerini özümsemiş toplumdaki gelişmelere ayak uyduran kadrolardan oluşmalı.
Bir ilde sadece belediye başkanının güçlü olması yeterli değildir, Onun yanında meclis üyelerinin de bu güce başkanın çalışmalarına destek verecek kapasitede olmalı.
Belediye meclisi seçimlerinde şunun bunun adamı olma özelliği aranmamalı.
O işlere layık başkanın başarısına Edirne’nin kalkınmasına katkı yapacak özelliği taşıyan kişiler meclise seçilmeli.
Bu dönem için meclisinin yeterince bu özelliği taşıdığını söyleyemeyiz.
Meclisin gerekli bilgi donanımına sahip olması belediye başkanını da işini kolaylaştırır hizmet akışına yardımcı olur.
Dilerim, yeni dönemdeki mecliste adama göre görev yerine göreve göre adam ilkesi benimsenir.
İL GENEL MECLİSİ DE AYNI KONUMDA
İl genel meclisi seçimlerinde de görev üstlenenlerin yeterli bilgi ve yapacağı işlerle ilgili donanıma beceriye sahip olduklarını söyleyemeyiz.
Onlar, halkın temsilcisi olarak ilimizin parlamentosu konumundadır. Yapılacak hizmetlerde en çok söz sahibi onların olması gerekir.
Bu dönemin İl genel meclisinin de yeterli düzeyde bilgi ve beceriye sahip olduğunu iddia edemeyiz.
Meclis toplantılarına gittiğimizde bunlara çoğu kez tanık oluyoruz. Meclislerde yapılan konuşmalar ve diğer toplantılarda meclis üyelerinin konuşmaları toplantıya katılanların da takdir edeceği seviyede olmalı.
Özellikle seçilecek yeni mecliste geçen dönem olanların tümünü yine vitrine sürelim gibi amaç güdülmemeli.
Mecliste çalışan ve çalışmayanları grafiği çıkarılmalı.Başarısız, yetersiz olanların yerine arkada bekleyen teknik, bilgi olarak daha donanımlı kültür seviyesi yüksek gençlerimiz var. Onların da önü açılmalı.
Aslına bakılırsa, mecliste iki dönem görev yapanların yerini arkadan geleceklere bırakması ve onlara imkan sağlanması daha yararlı olurdu.
Ne yazık ki bizde bu kural geçerli değil, koltuğa oturan kalkmak istemiyor.
NEDEN OLMASI
İlk öğretim okullarımızın bahçelerinin çoğunda yeşil alan diye bir yer yok, çoğu betonla kaplanmış.
Küçük çocuklar bu betan yığınları üzerinde koşarken bir yerleri sakatlıyor, hayati tehlike yaratacak yaralanmalar oluşuyor.
Okul bahçelerinin hiç olmazsa bir bölümünün çimlerle kaplı olması sağlanamaz mı?
O olmuyorsa, Edirne Belediyesinin yaptığı koşu yolundaki zemin malzemesi okul bahçelerine de yapılamaz mı?
Küçük yavrular koşarken dengesini sağlayamayıp düşüp bir yerleri kırılmaları durumunda milli eğitim yetkililerimiz hicap duymayacak mı?
Okul bahçelerinde beton zemin üzerinde koşuşturan çocukların durumu bu beyleri rahatsız etmiyor mu?
Dileği o ki, velilerin de talebi olan bu isteğimiz, yetkililerin dikkatini çeker çocuklarımız için bu hizmeti çok görmezler.
*******************************************************
İLK KÖMÜRÜ UZUN MEHMET BULDU.
Ülkemiz topraklarında ilk kömür yatağı 1829 yılında ortaya çıkarıldı. Osmanlı Sultanı 2. Mahmut devrinde Uzun Hasan adındaki bir deniz erinin bulduğu bu kömür yatağı Samsun iline bağlı Havza’dadır.
Karadeniz Ereğli’sinden İnebolu’ya doğru uzanır. 180 kilometre uzunluk ve 50 kilometre derinlikteki bir alanı kaplar. Ülkemizde çıkarılan ilk kömürlerden donanma yararlandı. Bölgede yeni işletmeler açılarak üretimin çoğaltılmasına 1893 yılında başlandı.
Türkiye’de kömür üretiminin %80’i Türkiye Kömür işletmelerini denetimindedir. Yapılan araştırmalara göre ülkemizde elli altı ilimizde zengin linyit yatakları bulunmaktadır. Antalya, Diyarbakır, Kastamonu ve Zonguldak’ta ayrıca taşkömürü yatakları vardır
PANTOLONUMU VERİN
Zengin bir adam ölüm döşeğindeydi.
Üç oğlu yatağının başında cenaze masraflarını tartışmaya başlamışlardı. Önce en büyük oğlu söz aldı:- “Fazla masrafa lüzum yok. 8-10 araba kiralarız olur biter”
“Kendimiz için de iki araba kiralamayalım konu komşudan isteyenler araba kiralayıp gelsinler”
En küçük oğlu:
“ Bir steyşın araba kiralayalım, cenazeyi de oraya koyar kendimiz de şoför mahallinde gideriz…Onun için hiç masrafa gerek yok.”
Bu konuşmaları duyan ölüm halindeki ihtiyar baba oğullarının konuşmalarını duymuştu. Bu arada güçlükle yatağından doğruldu:
-“ Evlatlarım siz hiç merak etmeyin… hele şu pantolonumu getirin ben mezarlığa kadar yürürüm bu konuda size yük olmak istemem