“YAŞAM KOŞULLARI KATLANILMAZ HALE GELDİ!”

Öğrenci Sendikası, Türkiye’de çeşitli sorunlarla boğuşan milyonlarca öğrencinin sesini kamuoyuna duyurmak amacıyla 17 Kasım Uluslararası Öğrenciler Günü’nde ülkenin dört bir yanında basın açıklaması gerçekleştirdi. Edirne’de Sendika Üyesi Ayşe Özlem Elçi tarafından yapılan basın açıklamasında, “Biz bu ülkenin geleceği denen ama daha kendi geleceği olmayan milyonlarız. Bizim için zaten zor olan yaşam koşulları, salgınla birlikte katlanılmaz hale geldi.” ifadelerini kullandı.

“YAŞAM KOŞULLARI KATLANILMAZ HALE GELDİ!”

Öğrenci Sendikası, Türkiye’de çeşitli sorunlarla boğuşan milyonlarca öğrencinin sesini kamuoyuna duyurmak amacıyla 17 Kasım Uluslararası Öğrenciler Günü’nde ülkenin dört bir yanında basın açıklaması gerçekleştirdi. Edirne’de Sendika Üyesi Ayşe Özlem Elçi tarafından yapılan basın açıklamasında, “Biz bu ülkenin geleceği denen ama daha kendi geleceği olmayan milyonlarız. Bizim için zaten zor olan yaşam koşulları, salgınla birlikte katlanılmaz hale geldi.” ifadelerini kullandı.

Emre SEDEF
Emre SEDEF
18 Kasım 2020 Çarşamba 06:38
“YAŞAM KOŞULLARI KATLANILMAZ HALE GELDİ!”

Öğrenci Sendikası, Türkiye’de öğrencilerin durumunu ve karşı karşıya kaldıkları mağduriyetleri kamuoyuyla paylaşmak üzere 17 Kasım Uluslararası Öğrenciler Günü’nde yurdun dört bir yanında basın açıklaması düzenledi. Edirne’de de Sendika Üyeleri Ayşe Özlem Elçi ve Taha Bozdağ tarafından yapılan basın açıklamasında, öğrencilerin zaten zor olan yaşam koşullarının salgınla beraber katlanılamaz hale geldiği ifade edildi. Basın açıklamasının ardından Edirne kamuoyuna da çağrıda bulunan Elçi ve Bozdağ, Süleyman Demirel Fen Lisesi’nde Eğitim Bir-Sen üyesi öğretmenin, öğrenciye darp uyguladığı iddiasıyla yapılan haber nedeniyle haberi yapan gazeteciye açılan davanın da takipçisi olacaklarını belirttiler.

Sendika Üyesi Ayşe Özlem Elçi tarafından okunan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

“BİZ ÜLKENİN GELECEĞİ DENEN AMA KENDİ GELECEĞİ OLMAYAN MİLYONLARIZ”

“Basın açıklamamızı düzenlediğimiz bugün, on yıllar önce Nazilerin ırkçı, ayrımcı politikalarına ve toplama kamplarına karşı çıkan öğrencilerin onurlu mücadelesi sayesinde ölümsüzleşti. Nazi iktidarının emriyle Çekyalı 9 öğrenci ve pek çok akademisyen 17 Kasım 1939'da mahkemeye bile çıkarılmadan idam edildi, 1200'den fazla öğrenci tutuklanarak toplama kamplarına gönderildi. Daha sonra bu acı günün anısına 17 Kasım, öğrenci kuruluşlarının çabası sayesinde Uluslararası Öğrenciler Günü olarak tanındı. Öğrenciler için çok değerli olan bugünde Öğrenci Sendikası üyelerini ülkenin dört bir yanında bir araya getiren şey ise yıllara rağmen aynı kalan, hatta gittikçe büyüyen geleceksizlik, yoksulluk ve işsizlik düzenidir. Biz bu ülkenin geleceği denen ama daha kendi geleceği olmayan milyonlarız. Bizim için zaten zor olan yaşam koşulları, salgınla birlikte katlanılmaz hale geldi. KYK bursumuz yetmediği için çalışıyorduk, iş yerlerimiz kriz sebebiyle kapandı ve artık çalışamıyoruz. Öğrenci evlerimizin kirasını oturmasak da ödemek zorundayız. İkinci öğretim harçlarımızı okula gitmesek de ödemek zorundayız. Derslere bağlanmaya çalışırken harcasak da, İnternet ve telefon faturalarımızı ödemek zorundayız. Hayatımız mağdur olmakla, ücret ödemekle, gelecek kaygısı duymakla geçiyor. Eğitim niteliksizleşiyor, eğitim paralılaşıyor, aradığımız eğitime ulaşılamıyor.”

“SALGINDA BİZE YAŞATILAN MAĞDURİYETLER SEBEBİYLE SOKAKTAYIZ”

“Genç işsizliğin ülke tarihinde rekorlar kırdığı bu zamanlarda çözüm üretmesini istediğimiz yetkililer, daha geçen hafta okurken çalıştığımız kısa süreli işlerde sahip olduğumuz sosyal hakları bir yasa teklifiyle bizden söküp almaya çalıştı. Salgının yükü yetmedi, okullarımız bizi sınavda gözetleyebilmek için odamıza kamera kurmamızı istedi. Salgının yükü yetmedi, Milli Eğitim Bakanı ‘Sistem çöküyorsa bu iyi bir şey, talep var demek ki’ diyerek bizimle dalga geçmeye çalıştı. Bu ülkenin Milli Eğitim Bakanı, bir çocuk işçinin yüzüne ve acılarına gülümseyerek baktı, o bakışı tweet attı. İşte biz bugün, bunun için sokaktayız. Salgına rağmen değil, salgında bize yaşatılan mağduriyetler sebebiyle sokaktayız. Akademik takvim ve turizm gelirleri için geleceği hiçe sayılan ve sınava sokulan yüz binlerce liseli arkadaşımızın hakkını savunmak için sokaktayız. Yoksulluk ve geleceksizlik sebebiyle başka sıra arkadaşlarımız hayatına son vermesin diye sokaktayız.”

“GELECEKSİZLİĞE İKNA DEĞİLİZ”

“Öğrenci Sendikası'nı sözümüze söz, gücümüze güç katmak için 1 sene önce hep birlikte kurduk. ‘Geleceğimizi kurtaralım!’ diyerek yola çıkmamızın bir sebebi var: Bizden başka kimse geleceğimizi kurtaramaz, biliyoruz! Sesimize ve gücümüze güveniyoruz. Bize biçilen kaderi kabul etmiyoruz, geleceksizliğe ikna değiliz! Sosyal haklarımız için, adil bir ücret ve huzurlu bir gelecek için kimseye el açmayacağız. Bize dikilen kefeni kabul etmiyoruz, yoksulluğun ve işsizliğin kıskacında can vermeyeceğiz! Sibel'in, Furkan'ın ve daha nice arkadaşımızın adını ve serzenişini unutmayacağız. Okullarımızın asıl sahibi biziz ama hangi şartlar altında eğitim göreceğimize dair söz hakkımız yok. Sınav sistemimiz, ders programımız, geleceğimiz söz konusu olduğunda fikir belirtme hakkımız yok. Ülkenin dört bir yanında Öğrenci Sendikası'nı büyütmek için çalışan tüm arkadaşlarımız adına sesleniyoruz: Biz bu ülkede milyonlarca öğrencinin sorunlarını dile getirmek ve çözüme kavuşturmak için sorumluluk almaya hazırız. Düzenlediğimiz basın açıklamasının sonuna gelirken sıra arkadaşlarımıza seslenmek istiyoruz: Yeryüzündeki bütün yolculuklar tek bir adımla başlar. Şimdi bu adımı atmanın, geleceğimizi kurtarmak için harekete geçmenin tam zamanı. Bugünden başlayarak haklarımız için bir araya gelelim, mücadeleyi büyütelim. Düşünelim, yaratalım, savunalım: Geleceğimizi hep birlikte kurtaralım!’

“DAVANIN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ!”

Yapılan basın açıklamasının ardından Edirne kamuoyuna da bir çağrıda bulunan öğrenciler, “Edirne Süleyman Demirel Fen Lisesi’nde yandaş Eğitim Bir-Sen kuşatması, okul içerisindeki gerici baskıcı bir tutumla somutlaşmış ve Eğitim Bir-Sen üyesi öğretmen, sendikasının okuldaki hakimiyetine güvenerek bir öğrenci arkadaşımızı darp etmiştir. Konunun basına yansımasının ardından, Eğitim Bir-Sen’in şikayetleriyle haberi yapan gazeteciler hakkında soruşturma başlatılmıştır. İktidarın eğitimdeki kadrolaşma aracı olan Eğitim Bir-Sen ve üyelerinin okulda hakim kılmaya çalıştığı gerici atmosfer ve darp olayının kamuoyunca duyulmasının ardından öğretmen hakkında yürütülen soruşturma, kovuşturmaya dönüşmüş ve hakkında dava açılmıştır. Davanın ilk duruşması 24 Kasım saat 08.50’de Edirne 6. Asliye Ceza Mahkemesinde görülecektir. İntikal ettiği ilk andan itibaren takipçisi olduğumuz sürecin bundan sonra da takipçisi olacağımızı ilan ediyoruz. Okulumuzu gericiliğe teslim etmeyeceğiz. Bu sebeple kentteki eğitim dernek ve kuruluşları başta olmak üzere tüm ilericileri öğrenci kardeşlerimizin adına davaya sahip çıkmaya çağırıyoruz.” ifadelerini kullandılar.

Kerem Filiz

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.