Mitoloji sever misiniz, bilmem. Olağan üstü ve öyle çarpıcı olaylar ki aklınız tavana vurur. İşte biri:

İnsan yaratıldıktan sonra, sıra ömür biçmeye gelir. Tanrılar tanrısı ZEUS yirmi beş yılı uygun görür. Ancak insan, çok az bulur bu rakamı. Biraz daha uzatılması için Zeus’a dert yanar, uzatılması için usun uzun yalvarır.

ZEUS diger yaratıklardan alıp, insanın ömrünü uzatmak istemez.

O sıralarda oralarda; tırtıl, kelebek, tavus kuşu, beygir, tilki, maymun bulunmaktadır

İnsan bunları görünce sevinir. Bunlardan al, bana ver deyiverir Zeus’a. Tanrılar tanrısı dayanamaz bu yakarışlara. O hayvanlar gibi ömür sürmesini şart koşarak İnsan ömrünü uzatır.

Sonrasını, kaynağından dinleyelim:

“… Bu sebeptendir ki, bir insan yavrusu, evvelce tırtıl gibi sürünür, emekler. Bu bebeklik dönemidir. Sonra, kelebekler gibi neşeyle koşar, oynar. Bu çocukluk dönemidir.

Zaman geçince bilhassa on beşinden sonra gençlik çağı başlar.Bu devrede insan tavuş hayatını yaşar, onun gibi gururlanır. 25-30 yaşından sonra ev bark sahibi olunca üzüntüler, kederler, başlar;o zaman beygir gibi hayatın yükünü çekmek icap eder.

İnsan kırkından sonra tecrübe sahibi olur, olgunlaşır, bu devrede tilki gibi kurnaz olur., ellisinden altmışından sonra da maymun gibi çirkinleşir…”

Demek ki, kişilik özelliklerimizin bir bölümünü bu hayvanlardan almışız. Onlara zaman zaman benzememiz belki de bu “mit” in etkisindendir.

Öyle sanıyorum ki her hayvanın belirgin özelliklerinin toplamı insanlarda var. Ama hepsinden önemlisi akıl. Bu hiçbir hayvanda yok. Bu nedenle onlar iç güdüleriyle davranırlar. Öğrendikleri ise aklın girmediği şartlanma yoluyladır. Ya da aklın kullanılmadığı diğer yollar. Bu nedenle “ne akıllı hayvan!” deyişi doğru değildir.Verilere göre yalnızca maymunlarda iki yaşındaki bebekler kadar akıl olduğu belirtilmekte.

Örneğin, keçi inatçı olma özelliğiyle ünlenmiştir. Bu nedenle olmalı son günlerin grip salgınına “keçi gribi” dendi. Ve bu inatçılık davranışı insanların çoğunda var. Aslan, kaplan, jaguar güçlü ve yırtıcı… Az kabadayı, tetikçi mi var. Hele son günlerde sokak ortalarında işlenen sözüm ona “namus cinayetleri” insanlık dışı. Hele kadınların hunharca cinayete kurban gitmeleri yürek yaralayıcı, boyutlarda. Kadınlarımızı, kızlarımızı bu tür canilerin elinden koruyamıyorsak yuh! Olsun hepimize.

Tilkiye gelelim; az tilki mi var iki ayaklı. Leş yiyen hayvanlar, kuşlar…Hazırlopçu denir böylelerine. İnsanlar arasında ne de çok bunlar.İnsanı insan yapan , hayvanlardan ayıran tek ama çok önemlidir bu yönümüz.

İnsanın insanca yaşamasından tutun da,, uygarlığın, bilimin çağdaşlığın… bu günlere ulaşmasında çok önemli payı var. Ancak, akıl var, akılcık var.Aklını kullanan var, kullanmayan var. İnsan olan odur ki aklını en verimli biçimde kullanmalıdır. O aklını kullanmayanlar var ya; onlardan uzak durmalı derim ben.

Yani ve kısaca “Aklımıza mukayyet olalım”. En büyük erdem budur, sanıyorum

------------------------------------------------------

HIRKA

Maviyi sıyırdılar önce

Irmaklardan denizlerden göllerden

Sonra sevdayı söküp attılar

Acılı yüreklerden

İnsanlık onurunu

Yere çalmalara bak

Benim tarlama ekilen tohum

Taş toprak

O kalabalıklarda şimdi

Biri var simge biri

Yalnızlık aşılar ağaçlarını

Yüreğini oracıkta unutmuş

Yakıvermiş oracıkta

Sevgi çilelerinden

Örülmüş hırkasını

N. T

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.