Hastalık nedeniyle hükümet bir dizi önlemler alıyor.Sigara içme alanları iyice daraltıldı.Sokakta dahi sigara içilmeyecek.uygulamaların faturası yine 65 yaş üzeri vatandaşlara çıktı.Yaşlılar yine evlerine kapanacak.
Bunu yerinde bir karar olarak kabul edelim. Diğer taraftan çevrede gördüğümüz bazı kalorifer bacalarından çıkan dumanlar için ne yapılacak.
Bakıyoruz kömürlü yakıt kullanan bazı evlerin ve katı yakıtlı apartman bacalarından çıkan dumanın insanlara verdiği zarar en azından sigara kadar değil mi?
Kaloriferlerde kullanılan yakıtlar ve yakma sistemleri ne kadar denetleniyor?
Kış aylarında hava koridorları yüksek apartmanlarla kapatıldığı için hava sirkülasyonu olmayan kentin alçak kesimleri bir yandan araçların egzoz gazları diğer taraftan kalorifer bacalarından çıkıp apartmanların üzerine sinen kirli baca dumanları için de sıkı denetim yapılmalı.
Kış aylarında kentin yeni yerleşim alanlarında insanlar nefes alamaz duruma geliyor. Bu aylarda sokağa çıktığınızda nefes alırken kirli havayı boğazınızda hissediyorsunuz.
Kış günleri balkonlara asılan çamaşırların üzeri, leke ile kaplanıyor. Araçlarda bacadan çıkan kurum izlerini görüyorsunuz. Kooperatif evleri bacası için her türlü sağlık önlemleri alınıyor, bacadan dumanın kirli olarak çıkması engelleniyor
Diğer kaloriferli konutlar için de aynı önlem alınıyor mu?
Bazı kalorifer bacalarından siyah dumanın çıkması bu önlemin yeterli olmadığını gösteriyor. İnsanlarımız bir yandan hastalık tehlikesi ile uğraşırken diğer taraftan baca zehirlenmelerine maruz kalmamalı.
Kaloriferleri denetlemekle yükümlü kurumlar kaloriferlerde yakılan yakıt kalitelerini ve yakıtların , kalori miktarının yanında düzenli yakılıp yakılmadığını sıkı kontrol etmeli.
---------------
KAMU ALANLARINDAN HALKIMIZ DA YARARLANMAZ MI.?
Bazı kamu tesisleri çok geniş alanları kapsıyor. Kamu kurumları çevresinde boş alanlar bulunuyor.Bunlardan biri Özel İdare..Genellikle köylülere ve geniş halk kesimine hizmet verilen bu kurumun çehresindeki alandan daha önceleri halkımız yararlanıyordu.
Şimdi yeşil alan olarak bulunan alanın içinde çevre halkın faydalandığı parkta halk çocukları ile gelip dinlenme imkanı buluyordu.Çevresi de güvenli olduğu için çocuklar için bahçeden oyun alanı olarak elverişli bir yerdi..
İçinde havuzu çevresinde yeşil alanı ile mahallenin park ihtiyacını karşılıyordu.
Özel idarede işi bulunan vatandaşlar bu farkın imkanlarından yararlanıyordu.Bahçe içinde ayrıca bir kahvehanesi bulunuyordu.
Özellikle Hacılarezanı camisinde namaz kılmak için gelen vatandaşlar namaz saatleri dışında burada oturma imkanı buluyordu.
Köylerden gelenlerin de burası toplanma mekanıydı. Daha sonraları her nedense buradaki kahve ve park alanı kaldırıldı .
Şimdi bu alan boş durumda .Vatandaşlar bu uygulamaya tepkili .”Daha önceleri buradaki sosyal tesislerden halkın yararlanmasında sakınca görülmüyordu.
Daha sonra ne oldu da halkın faydalanacağı yerler kapatıldı. Devlet tesislerinin yakınındaki yerlerden halkın yararlanmasının ne sakıncası olabilir.Devletimiz halka hizmet için var olduğunu dikkate aldığımızda boş olan bu yerlerden mahalle halkı yararlanamaz mı?
----------
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ.?
ATALARIMIZ AVRUPA’YA 2000 YIL ÖNCE GİTMİŞ
Türklerin Avrupa’ya ilk gelişleri birinci yüz yılın sonlarında oldu.Ancak,Hunların Avrupa’yı geniş ölçüde etkilemesi dördüncü yüzyıl sonlarında oldu.
Fransa içlerine hızla ilerleyen Hunlar,375 yılında Gotları ve Almanları yenerek, Don ırmağını geçtiler.
Romalılar Hunlardan güç alarak yararlandılar. Beşinci yüzyıla gelinceye kadar dağınık yaşayan ve savaşan bu ulus, sonunda birleşerek Avrupa’yı titretme başladı. 433-453 yıllarında büyük Hun hükümdarı Attilla buyruğundaki hunlar için parlak bir dönemdi.
Attila 447-448 yıllarında yaptığı sürekli akınlarla Doğu Roma İmparatorluğunu haraca bağladı. 452 yılında batı Roma İmparatorluğunun bir gözdağı vererek bütün Roma senatörleriyle Papayı önünde diz çöktürdü.
Attilla 453 yılında ölünce Hunlar arasında kardeş kavgaları başladı Bu nedenle de dağılıp gittiler Doğu Avrupa’da kalan Hunlar daha sonra gelen Türklerle kaynaşıp kayboldular.
--------------------------
FIKRA
ÜÇ İHTİYARIN ÖYKÜSÜ
Üç yaşlı arkadaş evde sağlık durumlarından söz ediyordu.
Biri:
“Ah arkadaşlar yaşlılık çok kötü. Be de merdivenlerin yarısında eve mi dışarı mı gittiğimi unutuyorum.” Diye arkadaşlarına yakınır.
İkinci ihtiyar.
“ Yalnız kahveye giderim.Ama yolda kahveye mi eve mi gittiğimi unutuyorum diye arkadaşlarına dert yanar.
Üçüncü ihtiyar:
Allaha şükür bende böyle şeyler hiç yok.” Diyerek elini nazar değmesin anlamında tak masaya vurur. Ve ardından oturduğu yerden doğrularak yanındakilere “ beyler” der” Kapı çalınıyor duymuyor musunuz.? Biriniz kapıyı açın yahu !”