Çorlu’da tren kazası konusunda belirsizlik devam ediyor. Bu kazada yakınlarını kaybedenler hak arama peşine.Bu konuda başvurmadıkları yer kalmadı. Bazı çevreler bu kazayı gizlemek istiyor. Gerçek sorumlular ortada yok. Ölenler öldüğü yaralananlar ise kaderleriyle baş başa kaldı.Kazazedeler perişan, Tren kazası ile ilgili olarak Gazeteci Mustafa Hoş bu kazayı kapsayan bir kitap yazmış. Oda TV’de bu konuda yer alan habere göre, Hoş,Ölüm Treni adındaki kitabı hakkında şöyle deniliyor” Gazeteci Mustafa Hoş’un Çorlu’da gerçekleşen tren kazasını ele aldığı “Ölüm Treni” adlı çalışması A7 Kitap tarafından yayımlandı.
Hoş, yolcu treninin devrilmesi sonucu toplam 25 kişi hayatını kaybettiği ve 340 kişi yaralandığı Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde gerçekleşen facianın “gizlenen gerçeklerini” kaleme aldı.
Bilirkişi raporunda, kazanın, menfez ile rayların arasının sağanak nedeniyle boşalması sonucu meydana geldiği belirtilmiş, kaza sonrasında yaşanan gelişmeler ortaya çıkan ihmaller çok konuşulmuştu.
------------------------------
“120 TL VEREYİM DAVA AÇMAYIN”
Mustafa Hoş, adalet ve vicdan kavramlarını yeniden sorgulatacağı çalışmasında faciada eşi Özcan Cesur’u kaybeden Hacer Cesur’un, eşi için vergi dairesine “borcu yoktur” yazısı için gittiği ve ardından yaşananları da anlattı
“Borcu yoktur” yazısının çıkartılması için kendisinden 120 lira istenen Cesur’un, “Benim eşim, devletin sahip olduğu trende öldü. Hâlâ üç kuruşun hesabı yapılıyor” dediği anlar, “’120 TL Vereyim Dava Açmayın’ Diyen Görevli Kimdi?” başlıklı bölümde şöyle anlatıldı:
“Aileleri ziyaret eden TCDD heyetinin davranışları akıl alacak gibi değildi. Yaptıkları işin adı taziye ziyareti idi ama asıl amaçları dava açılmasını engellemekti.
Acılarının en derin yerinde ailelere bu ahlaksız teklifi yapmakta zerre tereddüt etmediler. Faciada yanı başında eşi Özcan Cesur’u kaybeden Hacer Cesur’u da ziyaret ettiler.”
--------------------------
“BENİM EŞİM DEVLETİN SAHİP OLDUĞU TRENDE ÖLDÜ”
“Ziyaret ettikleri sırada Hacer Hanım vergi dairesinden geliyordu. Eşi için, ‘borcu yoktur’ yazısı gerekiyordu. Ama bunun için 120 lira para istemişlerdi.
Yanında o kadar para olmadığı için ödeyemedi. Vergi dairesi de yazıyı veremedi. Bunu anlattı TCDD heyetine ve ekledi: ‘bize niye böyle davranılıyor? Benim eşim, devletin sahip olduğu trende öldü. Hâlâ üç kuruşun hesabı yapılıyor!’ TCDD heyetinde bulunan avukat hemen söze girdi; ‘Ben 120 lirayı veririm. Merak etmeyin. Ama siz de dava açmayın.”
Haber böyle . Doğru ise çok yazık’
AK PARTİDE KAFALAR KARIŞIK.
Edirne’de yapılan belediye seçimlerinde her ne kadar başarılı görülseler de. AK Parti il yönetiminde görevli partililerin bazılarının kafaları karışık.
Kendi ifadelerine göre partide bir türlü örgütte birlik ve beraberlik sağlanamıyor.
Herkes ayrı telden çalıyor.
Bu durum, uzun yıllardır bu partiye gönül veren , her türlü etkinliğinde bulunan bir beklentisi olmayan parti yöneticilerinin huzurunu kaçırıyor.
Bu huzursuzluğun bir süre sonra partiden ayrılma noktasına dahi gelebileceği endişelerini taşıyor. Partinin yönetimlerdeki yedek üyelerinde de bu durumun belli olduğu ifade ediliyor.
Bu huzursuzluğu sebebini son seçimlerde partisinin İstanbul’da izlediği politikaya bağlayanlar da var.
Partide birlikteliğin sağlanamaması ve AK Partinin izlediği politikadan kafası karışıp, geleceğinden endişe edenler var. AK Parti’de İzlenen yanlış ekonomi politikadan, ekonomik dar boğazdan etkilenerek partisi ile bağlarını tartışılır duruma getirenler var..
Bu huzursuzluk, endişe partililerin aralarından yaptıkları toplantılarda açıkça dile getiriliyor.
Bu huzursuzluğa, ekonomide yaşanan belirsizlik, açmaz adeta tuz biber ekmiş.
İşveren konumunda olanlar ekonomik sıkıntı içinde.
Bu konuda gelecekte bir ışık görmemeleri, partilerine duyduğu güveni sorgulamalarına neden oluyor. Bu durum şimdilik iyice su yüzüne çıkmasa da önümüzdeki günlerde daha belirgin hale geleceği parti yönetiminde olup bu tür sorunlarını tartışanlar ifade ediyor.
Gelecek ne gösterecek bekleyip göreceğiz.
FIKRA
Bir okulda kadın öğretmen öğrencilere hırsızları ve hırsızlığı anlatıyordu. Konuyu uzun uzun anlattığı halde çocukların bu konu hakkında bir şey anlamadıklarını far etti.
Örnek vererek anlatmaya karar verdi.
“ Örneğin” dedi. Ben bir adamın eline cebimi soksam, cebinden parasını alsam , ben ne oluru?
Öğretmenin konuşmasından sonra , çocuklar bir süre düşündüler .Öğrencilerin içlerinden biri öğretmenin bu sorusu üzerine annesinin de aynı şeyi yaptığını hatırlayarak cevap verdi..
“ Karısı olursunuz öğretmenim”
ÖZLÜ SÖZ
Hiç kimse başkasını taklit ederek büyük insan olamamıştır,
S. JONSON