Bazı vatandaşlarımız ve yöneticilerimiz ülkenin yeni yönetim sisteminde parlamenterlerin yetkilerinin çok sınırlı olduğunu,İktidar partili milletvekili de olsa ÇOĞUNUN bakanlarla görüşmede dahi sıkıntı çektiklerinin farkında değiller.
Adı üzerinde bunun adı Başkanlık Sistemi.
Şu anda bakanlar kurulu halkın seçmediği atanmış kişilerden oluşuyor.
Alınacak kararlarda en yetkili kişiler onlar.
Onların tekrar seçilme diye bir sorunları olmadığı için milletvekillerinin taleplerini çoğu kez dikkate almıyorlar.
Vekiller tarafından yapılan öneriler de onlar için çoğu kez değerlendirmeye dahi gerek duyulmuyor.
Bunu bir kere bizler de dahil olmak üzere anlamamız lazım.
Bir yere gelen hizmetlerde , devletin desteğinde en büyük payının milletvekilleri olduğu yönünde anlayışa ben katılmıyorum.
O hizmetlerin gelmesi için vekilin dışında birçok elemelerden geçtiğini, bazı etkin çevrelerin devreye girdiğini, ondan sonra bu devlet desteğinim gerçekleştiğini unutmayalım.
Bakıyorum, son günlerde bölge vekillerimiz ilimize yapılan hizmetlerde ön plana çıkarılmak isteniyor.
Keşke öyle olsa.
O zaman sormak gerek . neden bu hizmetler bugüne kadar olmadı da şimdi oldu?
Halkın seçtiği vekillerimiz atanmış bakanlara istediklerini yaptırabilmeleri hepimizin ortak dileği..
Bunun böyle olmadığını vekiller kendileri itiraf ediyor.
Günlerce bakanlardan randevu dahi alamayan vekillerimiz var.
Bugün parlamento yasamada ikinci planda olduğunu herkes biliyor.
-------------------------------------------------------------------------------------------
HALKIMIZ İŞLERİN VEKİLLERLE OLMAYACAĞI İNANCINDA
Ülkemizdeki yeni yönetim sistemi bunu gerektiriyor.
Siz bakmayın parlamentoda tartışmalı toplantılara . Bu tartışmalar sonunda oluşacak bütçenin son karar organı Devlet Başkanı olacaktır.
Bütçe onun isteği doğrultusunda gerçekleşecektir. Yukardan gelen taleplerin gece yarısı torba yasasına konulduğunu öylece yasalaştığını unutmayalım.
Ülkenin parlamenter sistemi ile idare ediliyor anlayışında olanlara hatırlatmak isterim.
Halkımız başkanlık sistemine geçilmesinden sonra işlerinin milletvekilleriyle olamayacağı anlayışında .
İsteklerinin yerine gelmediğini görüp sorunlarını vekillere anlatma gereğini dahi duymuyorlar.
Kuvvetler ayrılığını savunanlar, boşuna mı parlamenter sisteme dönülsün diye çaba harcıyor.
Bizler, bugün dahi parlamenterlerin etkin olduğunu savunursak o zaman vekillerin olmayan yetkilerini abartmış oluruz.
Aslında böyle bir durum yok. Parlamento çalışmaları izlendiğinde ve alınan kararlar dikkate alındığında bunu görmek mümkün.
-------------------------
MUHTARLARIMIZIN BİRLİĞİ ÖNEMLİ
Halkla her zaman içi içe olan sorunlarını bire bir gören köy ve mahalle muhtarlarımızın tek çatı altında toplanmaları, birlik ve beraberlik içinde olmaları, onların sorunlarını çözmeleri yönünde büyük yarar sağlar. Ne yazık ki, Edirne muhtarlarımız böyle bir birlikteliği sağlayamadı.
Buna bazı siyasi etkenler engel oldu. Bilindiği gibi Edirne Belediyesi muhtarlar için bir büro açtı . Buraya muhtarlarımız sorunlarını oradaki yetkililere iletebiliyor. Muhtarlımızın bu sorunları ilgili yerlere iletilip sonuçları yine talebi olan muhtarlara iletiliyor.
Devletimiz de mahalli idarelerin bu çalışmalarına katkı sağlıyor.
Bu imkanı muhtarlarımız çok iyi değerlendirmeli.
Burada muhtarlarımız için toplanabilecekleri bir oda da bulunmaktadır.
Şehrin merkezinde Meteoroloji İstasyonu yanında bir apartmanın alt katında olan muhtarlara ait bu büronun farkında olmayan muhtarlarımız olduğunu gördüm.
Muhtarlar, devlet kurumları ve mahalli idarelerle her zaman omuz omuza olmalı, sorunlarını dayanışma ile çözmeli.
Muhtarların görevinin her siyasi görüşte olan halka hizmet etmek olduğunu unutmayalım.
Bunu dikkate alarak muhtarların siyasi görüşleri, bu konudaki halka yaklaşımları geri plana almalı.Böyle olması onları işlerini daha sağlıklı ve sorun yaratmadan yapmalarını sağlar.
Bugün muhtarların yakınında görünen siyasi yanı ağır basan çevreler, muhtarların ilgi odağında olursa bir gün o imkanlar ortadan kalktığında muhtarlarımız çok zor durumda kalabilir...
--------------------
DOLAP ÇEVİRMEK
Habersiz gizli kapaklı işler çevirenler için” yine bir dolap çeviriyor” sözcükleri kullanılır. Bu özlü sözcüğün hikayesi şöyle:
Eskiden vezir, paşa sadrazam gibi devlet büyüklerinin yanı sıra, toplum içinde zenginlerin de konakları olurdu.
Kadın ve erkeklerin ayrı ayrı ağırlandığı bu konakların kadınlar kısmına haremlik, erkeklerin bulunduğu kısmına ise selamlık denirdi.
Kadınlar tarafı ile erkekler bölümü arasındaki duvara bir eksen etrafında dönen silindir şeklinde kapaksız bir dolap konulurdu.
Bu dolabın içinde sıra sıra geniş raflar bulunurdu.
Kadınlar harem kısmında pişirilen yemekleri bu döner dolaplar aracılığı ile selamlık kısmına kolayca servis yapardı.
İşte bu dolapların zaman zaman gönül işlerinde ,mektuplaşma , hediyeleşme ve gizli haberleşme ve buluşmalarda da kullanılırdı.
---------------------
FIKRA
ARABA KAZASI
Bir kadınla bir adam ayrı ,ayrı arabalarında giderlerken çarpışırlar. İkisinin de arabası mahvolur ama şans eseri ikisi de hiç yara almadan kurtulur.
Arabalarından sürünerek çıkarlar ve kadın adama bakıp:
- Çok ilginç! Sen erkeksin ben de kadın. Arabalarımız mahvoldu ama ikimize de hiçbir şey olmadı.
Bu belki de tanışıp, dost olup, hayatimizin sonuna kadar huzur içinde birlikte yasamamız için bir işarettir,' der.
Müthiş heyecanlanan adam:
- Evet, galiba haklisin,' diye cevap verir şaşkınlıkla.
Kadın:;
- Bak, arabam hurdaya döndü ama bir şişe şarap sapasağlam.
Bu kesin bir işaret. Bu şarabı içip şansımızı kutlamalıyız,' diye devam eder ve şarap şişesini adama uzatır.
Adam şişeyi alır, açar ve yarısını içip kadına verir. Kadın hemen şişenin mantarını kapatıp adama geri uzatır. Bunun üstüne adam sorar:
- Sen içmeyecek misin? Kadın cevap verir :
- Hayır, ben polisi bekleyeceğim…..
------------------------
ÖZLÜ SÖZ
Dört şey devam ettikçe, din ve dünya ayakta duracaktır;
zenginler mallarıyla cömertlik yaptıkça; alimler ilmiyle amel ettikçe; cahiller bilmedikleri bilgilerle kibirlenmedikçe; fakirler dinlerini dünyalarına satmadıkça,
HAZRETİ ALİ
.