SAĞLIK ÇALIŞANLARI TÜKENMİŞLİK SENDROMU YAŞIYOR

Edirne Tabip Odası Başkanı Dr. Ertuğrul Tanrıkulu ve Yönetim Kurulu üyeleri geçtiğimiz günlerde intihar eden 3 sağlık çalışanıyla ilgili basın açıklaması düzenledi. Burada konuşan Tanrıkulu, sağlık çalışanlarının, çalışma koşullarındaki olumsuzluklardan dolayı tükenmişlik sendromu yaşadığını ifade etti.

SAĞLIK ÇALIŞANLARI TÜKENMİŞLİK SENDROMU YAŞIYOR

Edirne Tabip Odası Başkanı Dr. Ertuğrul Tanrıkulu ve Yönetim Kurulu üyeleri geçtiğimiz günlerde intihar eden 3 sağlık çalışanıyla ilgili basın açıklaması düzenledi. Burada konuşan Tanrıkulu, sağlık çalışanlarının, çalışma koşullarındaki olumsuzluklardan dolayı tükenmişlik sendromu yaşadığını ifade etti.

Emre SEDEF
Emre SEDEF
09 Kasım 2017 Perşembe 10:24
SAĞLIK ÇALIŞANLARI TÜKENMİŞLİK SENDROMU YAŞIYOR

    Geçtiğimiz günlerde intihar eden 3 sağlık çalışanı hakkında düzenlenen basın toplantısında konuşan Edirne Tabip Odası Başkanı Dr. Ertuğrul Tanrıkulu, “Bir hekimin çalışma koşulları, uzun çalışma süreleri, nöbetlerin uzun sürmesi ve 5 dakikada bir hastaya bak dayatmaları yüzünden hekimler ve sağlık çalışanları tüketmişlik sendromu yaşıyorlar.” dedi.
“15 YILDIR ÇIĞLIK ATIYORUZ”
Edirne Tabip Odası Başkanı Dr. Ertuğrul Tanrıkulu, düzenlenen basın toplantısında, “Keşke yapmasak dediğimiz bir konuyla ilgili olarak Edirne Tabip Odası'nın, hekimlerin ve Türk Tabipler Birliği'nin fikirlerini, düşüncelerini sizinle tekrar paylaşmak istiyoruz. Geçen hafta ne yazık ki bu ülkede 3 intihar meydana geldi. Bu intihar edenler insanların hekim arkadaşlarımız, meslektaşlarımızdı. Gerçekten çok uzun yıllardır, yaklaşık 15 yıldır TTB ve odalar olarak aslında bir çığlık atıyoruz. En sonunda ne yazık ki bizi üzen 3 intihar aynı günlere denk geldi ve 3 hekim arkadaşımız yaşamlarına son verdi.” dedi.
“KENDİ YAŞAMLARIMIZA SAHİP ÇIKAMIYORUZ”    
Tanrıkulu, insan yaşamını kurtarmak adına hizmet veren sağlık çalışanlarının kendi yaşamlarına sahip çıkamadığını söyleyerek, “İnsan hayatı bizim için çok önemli. Biz eğitimimizi yaparken mesleğimizde insan hayatını en kutsal bir olgu olarak koyuyoruz. Bu anlamda da insan yaşamını kurtarmak için bütün benliğimizle mücadele veriyoruz ama kendi yaşamlarımıza ne yazık ki sahip çıkamıyoruz. Artık Türk sağlık sistemi hekimler açısından, sağlık çalışanları açısından feryad ediyor, çığlık atıyor. 12 yıl lise, ortaokul ve ilkokul, 6 yıl Tıp, üstüne de 5 yıl uzmanlık okuyoruz. Üniversite seçme sınavlarında bu ülkenin ilk yüzde 10'una giren puanlar alıyoruz. Bütün hayatımızı, yaşamımızı hiç tanımadığımız, aslında bir daha belki hiç görmeyeceğimiz insanların yaşamlarını kurtarmak için feda ediyoruz. Bunu yaparken de aslında insana verdiğimiz değerle ilgili olarak, sağlık ve yaşam hakkında saygıyla ilgili kendi yaşamlarımızdan, ailelerimizden çalıyoruz.” ifadelerini kullandı. 
    “TÜKENMİŞLİK SENDROMU YAŞIYORLAR”
    Tanrıkulu, sağlık çalışanlarının çalışma koşulları nedeniyle tükenmişlik sendromu yaşadıklarını söyleyerek, “Geçen hafta ne yazık ki Batman'da Kalp Damar Cerrahi Uzmanı Dr. Engin Karakuş, Adana'da Pediyatri Asistanı Dr. Ece Ceyda Güdemek ve İstanbul'da Tıp Fakültesi öğrencisi Yağmur Çavuşoğlu hayatlarına son verdiler, intihar ettiler. Bu yaşamlarını sonlandırdıktan sonra ne yazık ki aynı günlere denk geldiler. Kamuoyu onların arka plândaki yaşamlarını öğrenmek durumunda kaldı. 36 saat nöbet tuttuktan sonra 12 saat çalışmaya devam etmek, Makrobet 5 yıllık asistanlıkta 1,5 yıl evine uğramamak, uzun çalışma saatleri, son 15 yıldır performans denen garabet ve mecburi hizmet. Yani bir hekimin çalışma koşulları, uzun çalışma süreleri, nöbetlerin uzun sürmesi ve 5 dakikada bir hastaya bak dayatmaları yüzünden hekimler ve sağlık çalışanları tüketmişlik sendromu yaşıyorlar.  Dünya Sağlık Örgütü bir hasta polikliniğe girdiğinde en az 15 dakika ayırmak zorundasınız diyor ama biz bunu 5 dakikaya sığdırmaya çalışıyoruz. Radyoloji uzmanları geçen hafta açıklama yaptı ve 1 dakikada bir film okumak zorunda bırakıldıklarını söyledi. Biz bu şartlarda insan hayatını korumak zorundayız. Bunun için de inanın büyük bir stres içindeyiz. Türkiye'de çalışan hekimler, sağlık çalışanları olarak aslında elimiz yüreğimizde iş yapıyoruz. Çünkü 'acaba bu kadar kısa sürede hastama faydalı olabiliyor muyum?' diyoruz. Dikkat edin son yıllarda hastalar neden yakınıyor? Tedavi olamamaktan yakınıyor.” dedi.
    “BİZ HEKİMLER, YAŞAMAK İSTİYORUZ”
    Tanrıkulu, sağlık çalışanlarının yıpranma paylarının olması gerektiğini ifade ederek, “Tomografi, MR sayıları inanılmaz arttı. Çünkü hekimler artık atlamamak için belki de gereksiz birçok tahlil istiyor. Çünkü performans sistemi bunu dayatıyor. Biz diyoruz ki emekliliğe yansıyan bir maaş sistemi olsun. Döner sermayeler emekliliğe yansımıyor, sadece bordro yansıyor. Bu 3 arkadaşımızın bize aslında bir çığlığı, mesajı var. Hekimler artık normal koşullarda çalışmak istiyorlar. Sağlık çalışanlarının yıpranma payı olsun istiyoruz. Hekimler ve sağlık çalışanları büyük risk altında olduğu halde emekliliğe yansıyan bir yıpranma payı yok. Hastalarımıza yeterli sürede, gönül rahatlığıyla bakalım istiyoruz. 3 arkadaşımızın arkasından söyleyebileceğimiz şey şu; biz hekimler yaşayabilmek istiyoruz. Mesleğimizi yaparken, yeminimize sadık kalırken de hastalarımıza şifa olmak, tedavilerini en iyi şekilde yapmak istiyoruz.” şeklinde konuştu. 
     “BEYAZ KOD RAKAMLARI”
    Sağlıktaki şiddet olaylarıyla ilgili sayısal verileri paylaşan Tanrıkulu, “Ortada başka bir sıkıntı daha var. O da sağlık çalışanına uygulanan şiddet. Son yıllarda sağlıkta şiddet inanılmaz arttı. Çünkü hasta tedavi olamayınca veya yeterli süre ayrılmayınca karşısındaki gördüğü insanı kendisine düşman belledi. Türkiye'deki sorun, sistemin sorgulanması gerekirken karşısında görülen kişinin sorgulanması. Hiçbir hekim hastasına sadece 5 dakika ayırmak istemez ama sistem bunu istiyor. Bir hastayı ben yeri geldiğimde 25 dakika tedavi edebilmeliyim. Bir milletvekilinin Sağlık Bakanlığı'ndan sorduğu bir önergenin cevabını paylaşmak istiyorum. Sağlık çalışanının şiddete uğradığı zaman verdiği beyaz kod rakamları bunlar. 2017'nin ilk 6 ayında şiddet sayısı 4514, şiddete maruz kalan personel sayısı da 5347. 2013'te 10.715, 2014'te 11.714, 2015'te 11.919, 2016'da 9977 beyaz kod verilmiş. O kadar sık rastlıyoruz ki bu sağlıktaki şiddete. Bakanlığa defalarca önerilerimiz oldu. Bu çığlığımızı artık nereye anlatacağız bilemiyorum. Kişi doktoru dövüyor, şiddet uyguluyor 2 saat sonra çıkınca bir daha yapacağım diyor.” ifadelerini kullandı. 
    “EN FAZLA MOBBİNG UYGULANAN”    
    Tanrıkulu, bir araştırmaya göre en fazla mobbing uygulananın devlet hastaneleri olduğunu ifade ederek, “Tabip Odası olarak hekim arkadaşlarımızın, sağlık çalışanlarımızın her zaman yanında olmaya devam edeceğiz. Son olarak mobbing uygulamaları var. Van 100. Yıl Üniversitesi araştırmasına göre en fazla mobbing uygulanan da devlet hastaneleri ne yazık ki. Biz bu halkın çocuklarıyız ve bu halk için elimizden geleni yapacağız. Sağlık sistemi düzelene kadar da belki benim ömrüm yetmeyecek ama halkımızın nitelikli, ücretsiz, ulaşılabilir sağlık hizmeti alması için elimizden geleni yapacağız.” dedi.

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.