Mahalli seçimlerin gündemini en çok soğan, patates benzeni mutfak ürünleri oluşturuyor.

Onun yanına fasulye nohut,mercimek ıspanak  gibi her mevsimde mutfağımızda tüketilen yiyecekleri de ekleyebilirsiniz.

Son günlerde bu ürünlerin yer almadığı bir haber bülteni görmeniz mümkün değil.

Mutfağında olmazsa olmaz ürünleri olan bu yiyecekler halkımızın   vazgeçilmez besinleridir.

Soğansız kaç yemeği yapabilirsiniz.

Doğrarken gözlerinizi yaksa dahi soğan olmadan yemeklerin tadı olmuyor.

Bundan bir iki yıl önce halka Türkiye soğan, patates ithal edecek denilse  insana “ Sen  kafayı mı yedin diye”  tepki gösterirlerdi.

Zira,  ülkede herkes satmayı bir yana koy, kendi ihtiyacı kadar bu ürünleri tarla , bahçesine  ekerdi.

Ne oldu da bu besinler birden bire azaldı.

Bunun nedenlerini araştırmak gerekir.

Ülkeye bir hibrit tohum özentisini getirdiler. İzlenen yanlış tarım politikası  nedeniyle tarım ürünlerimizin üretiminde gerileme oldu.

Buna halkın kalaycılığa kaçmasını, daha önceki yıllarda  bu tür ürünleri ekip ihtiyacını karşıladığı gereğinde sattığı halde son yıllarda  bu geleneğin yok olduğunu da ekleyebiliriz.

Bu açmazın en önemli nedeni ülkemizde tarımın üvey evlat muamelesi görmesi.

Tarım için bütçedeki Gayri Safi Milli Hasıla, (GSMH)dan %1 destek verilmesi gerektiği halde çiftçilere bunan ancak yarısı  o da gecikmeli olarak veriliyor.

Tüm bunlar ve ithalatta gümrük duvarlarının kaldırılması, çiftçilerimize ödenmesi gereken paranın başka ülke insanlarına pompalanması, tarım ürünlerinin ve mutfak ihtiyacı olan yiyeceklerin yurt içinden karşılanmasına mani oldu.

Patates, soğan, baklagiller ihraç eden, tarımda kendi kendiye yeterli  bir ülke bugün tarım ürünlerinin ve mutfak ihtiyacı olan yiyeceklerinin tamamına yakınını ithal eder duruma geldi.

Mahalli seçimler öncesi bu konunun sürekli gündeme gelmesi, mutfakta  yaşanan sıkıntı  zorunlu olarak  sağan patatesin  seçim malzemesi durumuna getirdi.

Mutfaktaki yangın siyasileri her zaman zora sokar. Sen istediğin kadar halka ajitasyon  çek, vaatlerde bulun, mutfakta sorun varsa seni kimse dinlemez.

Siyasette mutfağı tartışıldığı insanların geçim derdine düştüğü  önemli günlerden geçiyoruz.

Her ne kadar bazı siyasiler bu sorunu başka gündem maddeleriyle  saptırmaya çalışsa da. Ülkemiz siyaseti mutfakta odaklanıyor.

Açlık tehlikesi, geçim zorluğu, siyasilerin korkulu rüyası gibi,  onu çözemeyen,çare bulamayan   halkın desteğini alamaz.

BURASI DURAK MI, OTOPARK MI?

Abdurrahman mahallesi  Migros karşısındaki minibüs dudağındaki kabini  sağ olsun Belediye Başkanı Recep Gürkan yaptırdı.  Yolcular durak yerinde  rahatlıkla minibüs bekliyor.

Fakat, her ne hikmetse yapılan çeşitli uyarılara rağmen araçlarını durak önünde park eden araç sahipleri burasının minibüs durağı olmasına, araçlara park yasağı bulunmasına karşın yine burasını durak gibi kullanıyor.

Minibüsler yolcu indirip bindirirken durağa yanaşma imkanı olmuyor.

Minibüs bekleyen vatandaşlar, durağın önünde park eden araçların kaldırılması gerektiğini,  diğer duraklarda uygulanan park yasağı kuralının burada da uygulanmasını beklediklerini ifade ettiler.

PARTİ ÜST YÖNETİMİ KORAY UYMAZ’I ÖRNEK ALMALI

AK Parti Edirne Belediye Başkan Adayı Koray Uymaz,seçim propagandasında  diğer partileri suçlayıcı  ifadeler kullanmamaya özen gösteriyor. Konuşmalarında sadece göreve geldiğinde  yapacaklarını anlatıyor.

Uymazın bu  tavrı örnek alınması gereken bir durum.belediye Başkan adayının  bu üslubunu partisini üst yöneticileri de örnek almalı.

Belediye Başkan adayı Uymazın Gençlik , Spor İl Müdürlüğü Aliço konferans  salonunda yapılan   kadınlara yönelik toplantısına katıldım.

İl Başkanı ve kadın kolları yöneticilerinin de katıldığı toplantıda konuşan Uymaz,  partisinin kadınlarla ilgili politikasına değindi ve seçim öncesi partisinin başarısı için kadınların nasıl çalışmaları gerektiği konusunda bilgi verdi.

Bu konuşma sırasında da rakip partileri suçlayıcı ifade kullanmadı. Koray Uymazın propaganda çalışmalarında  parti üst yönetiminde olanların kullandıkları  rakip partileri karalayıcı üslubu göremezsiniz. Uymaz, sadece Edirne için yapacağı hizmetlere değiniyor.

Diyebilirim ki AK Parti Edirne Belediye Başkan adayı Edirne’ye yakışan çağdaş bir seçim politikası izliyor.

Dileğim, bu üslup yaygınlaşarak parti üst yönetimine kadar sirayet etsin.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

UÇSA DA YÜRÜSE DE KEÇİ

İki avcı dağlık bir bölgede ava çıkarlar. Bu avcılardan biri çok inatçıymış hani bir tabir vardır dediğim dedik cinsindenmiş

Bu iki avcı arkadaş ava çıktığından bir süre sonra dağın yamacında bir karaltı görürler. Avcılardan biri o karaltının keçi olduğunu savunur. Diğeri ise onun kartal olduğunu, keçinin oraya ulaşmasının mümkün olamayacağını iddia eder. Kartaldı-keçiydi diye iddiaya giren avcılar sonunda bir silah atarsak ne olduğu anlaşılır diye kararlaştırırlar.

Silah sesini duyan kartal oradan uçar. Böylece görünen karaltının kartal olduğunu savunan avcı haklı çıkar.

Kendi söylediğinde ısrarcı olan arkadaşı bunu kabullenmez ve o karaltı bence uçsa da keçidir yürüse de keçi diyerek inatçılığını sürdürür. 

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ,?

İLK HARİTAYI KAŞGARLI MAHMUT ÇİZDİ

Tarihimizde ilk harita Kaşgarlı Mahmut tarafından yapıldı.

Bu ilk Türk haritası Kaşgarlı Mahmut’un 1072 yılında yazdığı Divan-ü Lügat-ı Türk'ün

Metnindedir. Türk boylarının oturduğu yerlerle çevresindeki yabancı yer ve toplulukları göstermekteydi.

Haritanın ortasında ise Karahanlılar'ın ilk başkenti olan Babasagun vardı.

 A BAKAYI NE OLACAK

Rahmetli Aziz Nesin’in” A Bakayı Ne olacak adında bir hikayesi vardır. Mecazi manada çok anlamı ifade eden hikâye şöyle:

Bir bayan  toplu taşıma araçlarında seyahat ediyor.Oturacak yer bulamadığı için ayakta yolculuk yapıyor. Bu arada sırnaşık bir adam kadını taciz etmektedir.

 Kadın bu arada eşine telefon ederek birinin kendine sarkıntılık yaptığını söyler. Adam eşine” A bakayı ne olacak” diye cevap verir.

Kadın evinin yakınındaki durakta otobüsten iner. Bir baksın ki kendisine sarkıntılık yapan adam arkasından geliyor.

Yine eşine telefon ederek  kendini taciz eden adamın yanında olduğunu duyurur.

Adamın cevabı yine “ A bakayı ne olacak” olur.

 Kadın evine gelir kapısını açmak üzereyken bir bakar adam yanı başında.

Telaşla kocasını arar ve kendine sarkıntılık yapan adamın evin kapısında olduğunu duyurur adamın cevabı yine aynı olur.

Kadın evden içeri girer yatak odasına girip soyunacak arkasına bakar ki adam yanı başında   bunun üzerine telaşla yine eşini arayıp  peşinden gelen adamın yatak odasına geldiğini duyurur.

Eşi yine” A bakayı ne olacak yanıtını verir. Aziz Nesin’in A bakayı ne olacak hikayesini bugünümüze uyarladığımızda ne ifade ediyor. Onun yorumunu okuyucularımıza bırakıyorum. 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.