Meslek kuruluşlarımızda ve odalarımızın yönetim kurullarında görev yapanlar o mesleğin içinde mesleğinde başarılı kimselerden oluşmalı.
Mesleği ile ilgisi sınırlı olan bu konuda başarısı bulunmayan kimselerin meslek odalarında yer alması o kurumları başarılı kılmaz.
Edirne’deki meslek odalarımıza baktığımızda bu konuda başarılı olduğumuzu söyleyemeyiz
Özellikle odalarımızda yönetimde olanların orada istihdam yaratan kimselerden oluşması gerekir. Edirne genelinde baktığımızda büyük oranda istihdam sağlayan kaç işverenimiz var.
Bunların sayısının iki elin parmakları kadar olmadığını görürüz.
Bölgemizde meslek kurumlarındaki yönetimlerde parası olan yerine istihdam sağlayanlar yönetimlerde söz sahibi olmalı.
Meslek kuruluşlarımızda ve odalarımızda bu ne kadar dikkate alınıyor, her şey ortada
Bir yere gidip ilimizin tanıtımını yapan yöneticilerin kendi iş alanlarında başarıları da dikkate alınır.
Onlara toplantılarda “sen mesleğinde ne kadar başarılısın ki bu göreve getirildin, bölgende ne kadar istihdam yaratıyorsun.” Diye sorulabilir ve ona göre değerlendirilir.
Bu alanda başarılı olamayan, delege oyunları ile yıllardır aynı görevde kalan yönetimlerle Edirne bir yere gelmez.
Nitekim, gelmediği de ortada. Biz meslek kurum yöneticilerimizin üst yönetimlerde temsil aşamasında ilimizin sesini daha çok duyurmalarını bekliyoruz.
Teknoloji gelişti, bir kurumda görev almak için sadece delege desteği bu konuda ayak oyunları yeterli olmamalı.
O kişinin bu göreve ne kadar layık olduğuna birikimi olup olmadığına da bakılması gerekir. Görev üstleneceklerin her konuda ve mesleği konusunda da bilgi sahibi olmalı.
Yöneticiler meslekleri konusunda toplantılar yaparak kamuoyuna basın kanalı ile bilgi vermeli.
Öyle meslek oda temsilcilerimiz var ki, basın karşısına çıkmak onlar için zül oluyor.
Bu alanda yeterince yararlanamıyorlar. Bazıları ise kendi mazeretlerini gerekçe gösterip basın toplantısı için talepte bulunanları adeta başından savıyorlar.
Meslek kuruluşlarımız bu tür yöneticilerle başarılı olamaz.
Böyle yapıda olan kurum temsilcileri ile Edirne bir yere gelemez.
Onun için başta meslek kuruluşlarımızın üst yöneticileri olmak üzere yenileşme, günün şartlarını dikkate alarak yönetim değişimine gidilmeli.
Ankara’da uzun yıllar meslek kuruluşlarımızın başında kalanlar artık kutluklarında kalkıp bir kenara çekilmeli. Onların yerine gençler, gelişen teknolojiye uyum sağlayan kimseler gelmeli.Aksi takdirde “ eski hamam eski tas” misali ülkemizin bu tür meslek kuruluş yönetimleriyle bir yere varamaz, olduğu yerde sayarlar, siyasilerin etkisinden kurtulamazlar.
FARKINDA DEĞİLLER
Halkımız, seçtikleri milletvekillerinin daha önceki dönemde olduğu gibi parlamentoda etkili olacağı, sorunlarını onlara ilettikleri zaman çözüm bulunacağı beklentisi içinde.
Aslında durum yeni yönetim sistemiyle çok değişti. Parlamentonun eskisi gibi etkisi yok.
Milletvekillerinin bölgesel sorunlarla ilgili önerge dahi verme imkânları yok.
Bakanlar yapacakları işler için milletvekillerinden icazet, izin almayacak. Onların olanlara itiraz etkisi dahi yok.
Halkımız bu değişimin farkında değil. Bakıyorum. Bazı vatandaşlarımız “ bizim şu meselemiz var milletvekillerine iletelim çözüm bulsun” beklentisinde.
O günler geride kaldı. Milletvekillerinin etkileri il ve ilçelerdeki parti yöneticilerinden daha alt seviye geldi.
Her konuda karar sahibi Devlet Başkan ve onun seçtiği bakanlar, olacak. Halkımız bunu iyice aklına sokmalı.
Yoksa “ben milletvekilime söyler sorunu çözerim” diye düşünürlerse sorunlarına çözüm bulamazlar.
Bunun için siyasi partiler ve meslek kuruluşları bölgenin sorunlarının çözümünde ortak hareket edip ortaklaşa olarak üst makamlara iletmeli.
Bugün için en geçerli çare bu gibi görünüyor.
İlerde neler olur bilemeyiz…….
FIKRALAR
“BAŞIMIZA BU DA MI GELECEKTİ?”
Evin hanımı odasına kapanmış hıçkıra hıçkıra ağlıyor.
Genç hizmetçi kız bu arada içeri girerek, ev hanımını teselli etmek istiyor.
Kendisine:
-“ ne oldu hanımcığım? Neden ağlıyorsunuz.?”
Hanım:
“ Ah sorma çok dertliyim Ayşeciğim, başıma bu da mı gelecekti?”
Hizmetçi:
“ Hanımcığım sizi üzen nedir kötü bir haber mi aldınız?”
Kadın hıçkırarak cevap verir.
“ İmzasız bir mektup aldım. Kocam beni sekreteri ile aldatıyormuş…”
Hizmetçi kızın birden rengi değişir. Hiddetle haykırır:
“ Ne, buna inanmam vallahi.Siz bunu beni kıskandırmak için söylüyorsunuz” der
BORÇ MESELESİ.
Mişon’un Salamon’a bin lira borcu vardı. Bu yüzden de geceleri uyku uyuyamıyordu.
Bir gecen borçlu olduğu Salamon’un kapısını çaldı.
“ Salamon” dedi.” Benim sana bin lira borcum vardı ya…Onu ödemeyeceğim,,,”
Salamon:
“ “ Neden kuzum,?”
-“ Neden olacak? Bugüne kadar benim gözüme uyku girmedi. Bundan sonra da senin gözüne uyku girmesin “
ÖZLÜ SÖZ.
Uyuyan insanı uyandırabilirsiniz. Uyanmak istemeyen insanları uyandırmak mümkün değildir.