Meslek kuruluş temsilcilerimizin birbiri ile yaptıkları ziyaretlerde iki kuruluş arasında sorunlar ve beklentiler de gündeme gelmeli.

Özellikle  basının da davet edildiği toplantılarda  bu fırsat bilinerek  biriken sorunlar masaya yatırılmalı.

Basın da bu konuyu   haberleştireceği için çözümü  de kolaylaşır.

Edirne merkez ve Lalapaşa  Süt Üreticileri Birliği  Başkanı Mustafa Suiçmez,  yöneticileri  bazı köy muhtarlarıyla Trakya Birlik yöneticilerine destek ve teşekkür  ziyareti yaptı. Aslında bu türlü ziyaretler sadece karşılıklı  teşekkür seviyesinde kalmamalıydı.

Böyle,  basının da bulunduğu toplantılarda her iki kurumun beklentileri, ortak  sorunları  gündeme gelmeliydi. 

Özellikle Trakya Birlik yönetiminin  zor koşullarda görev yaptıkları  biliniyor. Bölgemizin ve ülkemizin  en önemli kuruluşu olan Trakya Birliğin büyük yağ tekelleriyle ve hükümetin ithalatta bazı çevrelere  sağladığı kolaylıkla ürün alımında  zor durumda olduğu biliniyor.

Dilerdik ki bu toplantıda bu konu da detaylı olarak  basına duyurulsun. Trakya Birlik yönetimi  çok az basın toplantısı yapıyor. O nedenle bu kurumla ilgili haberler toplumda  bazı çevrelerce çarpıtılarak dedikodu yeklinde duyuruluyor.

Kuruma halkın yeterince sahip çıkmadığını T.Birlik Genel Müdürü  Ahmet Akgün de. dile getirdi.

Birliğin bu sorunlarına en büyük yardımcı mahalli basındır.

Diğer basınlar bir ayakları tekellerde olduğu için  genellikle  sorunları çarpıtarak vermeleri çoğu kez yöneticileri güç durumda bırakıyor.

Başkanın da belirttiği gibi Trakya Birliğin imkânları kısıtlı   üreticilerin yararını düşünerek piyasadan yüksek fiyatla ürün alıyor. Üreticilerin alacaklarını bankalardan kredi sağlayarak ödeme yoluna gidecek

Merkezi Edirne’de olan bu kuruluşumuza herkes sahip çıkmalı.

Bu arada yöneticiler de sorunlarını kuruma karşı olan gelişmeleri  gerektiğinde basına yansıtmalı.

Trakya Birliği Edirne’den koparmak isteyen  çevrelerin olduğunu unutmayalım.

Buna imkân vermemeliyiz.Bu arada  Süt Üreticileri  Birliği yöneticileri de bu tür ziyaretleri sadece teşekkür çerçevesinde bırakmamalı.

Bu kuruma ürün veren üreticiler olarak çok yönlü desteğini sürdürmeli.

Zira  bölgemizdeki çiftçilerin  desteği olmadığı zaman  bu kurum zarara girer .  T.Birlik Başkan’ın konuşması arasında vatandaşlarının desteğinin azlığından da yakınması bu konuda uyarıcı nitelikteydi.

Ayçiçeği alım sezonunda başka bölgelerde ürün alımının olmaması yağ tekellerinin devlet kurumlarını da arkasına alıp  yağ ithal yoluna gitmeleri  her yıl karşılaşılan bir durumdur.

Maalesef, Türk çiftçisinden esirgenen olanaklar  başka ülkelerin çiftçilerine destek olarak gittiği inkar edilemez .Kısaca  belirtmek gerekirse , böyle toplantılar öyle saradan ziyaret,karşılıklı teşekkür  seviyesinde kalmamalı. Hazır iki kurum temsilcileri bir araya geldiğinde bu kurumlarımızın sorunları da  basına aktarılmalı.

--------------------------------

ELLİ ARTI BİR  OLMAMALI

Edirne  Merkez ve Süloğlu Süt  Üreticileri Birliği Başkanı Mustafa Suiçmez, kendisiyle birlikte gelen muhtar ve birlik yönetiminde olan arkadaşlarını tanıtırken “ Bu arkadaşlarımız da sizleri destekliyor bilindiği gibi muhtarlarımız köylerinde elli artı biri temsil ediyor” mealinde bir söz söyledi. Bu söz  Trakya Birlik yöneticilerince  tebessümle karşılandı.

Bir kere muhtarlar köylerinde elli artı birin temsilcisi değil,  oradaki halkın yüzde yüzünün temsilcisidir.

Bu anlayış ülkenin üst   yönetimlerinde şimdilik ilgi görebilir.

Fakat ondan da yakınmaların gündemde olduğunu unutmayalım. Onun için  yönetimde olanlar  toplumun yüzde yüzünü temsil ettiğini unutmamalı, Elli artı bir söylemi muhtarlara yakışmaz.

Bu arada Süt Birliği üreticilerimizin de bir dizi sorunları olduğu biliniyor. Bu toplantıda  bunun da gündeme taşınması gerekirdi.

Aslında Birlik Başkanı yaptığı toplantılarda bunu dile getirse de , Trakya Birlik yönetimi ile yapılan  toplantıda da bir kez  masaya yatırılmasında  ne mahzuru olurdu?

İki kurum  birbirinden besleniyor,Birbirinin destek oluyor. Birlik Başkanı Suiçmez’in “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz” anlayışı doğru da, onu tüm boyutları ile uygulamak önemli. Fikir sahibi olmak sorunları tüm boyutları ile incelenerek sağlanır.

Sorunlara tek boyutlu olarak bakmak fikrin oluşmasında gerçekçi yaklaşım değildir.

------------------------------------

BÜYÜK ŞEHİR OLDUK. TARLALARA EL KONULDU

Köy muhtarı olduğunu söyleyen  buradaki toplantıya  katılan biri    muhtarlara gecikmiş bir öneride bulundu. ve” Sakın  köylerinizin ortak mallarına sahip çıkın: biz Tekirdağ olara büyük şehir olmamız nedeniyle  mahalle konumuna geldik ve  köyün ortak mallarına  el konuldu. Köyün 1200 dönüm arazisine belediye el koydu. Siz büyük şehir oldursanız bu aklınızda olsun” diye uyardı.

Edirne’nin büyük şehir olma endişesine kapılan bazı muhtarlarımız  köyün ortak mallarını  daha önce sattılar

Edirne  büyük şehir olmadı fakat  köylerin ortak malları elden  gitti.

Onun için muhtarlarımız kulaktan dolma sözlere kanmamalı tarlarını satan köylün durumu ortada, eski günleri arar duruma geldiler.

İŞ ARAYAN DA, İŞÇİ ARAYAN DA VAR

Halkımız işsizlikten yakınıyor. Gençlerimiz köşe bucak iş arıyor. Kendi bölgesinde iş bulamadığı zaman ise iş bulurum umuduyla  başka illere gidiyor.

Çerkezköy gibi sanayi bölgelerinde  başka illerden gelenlerin nüfusu büyük  mahalleye ulaştı.

Eğer gerekli önlemler alınmaz, insanlarımız bölgelerinde  geçim zorluğu çekip, özellikle tarımda yaşam zorlaşırsa  Edirne’den göç daha da hız kazanacaktır.

Bu konuda acil önlemler alınması gerekiyor.

 Değer taraftan bölgemiz sanayi kuruluşlarında , işyerlerinde   çarşaf çarşaf ilan verilerek işçi arayanlar da var.

Bu bir çelişki olmuyor mu?

Bir ilde hem iççi eksikliği hem de iş bulamama korkusu var. Bu ülke ihtiyacı olan eleman yetişmemesinden plansızlıktan kaynaklanıyor.    

Ülkemizde  iş sahibi olunmayacak okullarda eğitim görenlerin sayısı  artmasına karşın meslek okullarına ilgi azalıyor.

Edirne  Meslek ve Teknik Anadolu  Lisesi buna çarpıcı bir örnek.

Bu okulumuz bugüne kadar çeşitli dallarda aranan eleman yetiştiriyordu. Eğitim amacı buydu. Bu okulumuzda daha önceki yıllarda 1200 civarında öğrenci  eğitim görüyordu .Meslek okullarına  girecek öğrenciler ön elemeden geçerek alınıyordu.

Bugün olduğu gibi hiçbir okula giremeyen öğrencilerin gittiği okul  konumunda değildi.

Hal böyle olunca bu okulda yetişen öğrenci kalitesi de düşmüş oluyor.

Ülkede ve bölgemiz okullarında  sanayi kurumlarının  ve o yöredeki işyerlerinin ihtiyacına göre eğitim olmaz ,İşsiz olup  iş arayanlar “ ben her iş yaparım” talebiyle başvuru yaparsa  orada işsizlik ortadan kalkmaz.

Edirne meslek ve Teknik Anadolu Lisesi’nden  mezun olanların iş  bulma imkanı  yüksek. Bu  okulu bitirenler ustalık belgesini alarak mezun oluyor, işinin ehli gençler.

Onlar tüm sanayi kurumlarınca aranan elemanlar.Organize Sanayi Bölgesi bu okullara eleman talebinde bulunuyor. Fakat o dalda yeterli eleman yok.

Ülkede çok üniversite açarak, işsizler ordusu yaratarak işsizliğe nasıl çare bulunacak.

Piyasada istenen elemanların yetiştiği okullara ağırlık vermek daha doğru değil midir?

Daha önceki yıllarda binin üzerinde öğrencisi olan  Edirne Meslek ve Teknik Anadolu  Lisesinin bugün  300 civarında öğrencisi var. Bu ihtiyaç azlığından mı yoksa eğitimdeki tercihten mi kaynaklanıyor?

Bunun sorgulanması lazım

ÖZLÜ SÖZ

Gerçekleri insanların  varlarının  ölçüsü ile  değil,insanları  gerçeğin  ölçüsü ile tanı.

 Hazreti  ALİ

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.