Uzun yıllar bölgemizin önemli tarım kuruluşlarının başında gelen ,Tarımsal Araştırma Enstitüsü ve Tarım İl Müdürlüğünde görev yapan, bu kurumlarda müdürlük görevi üstlenen Erdoğan İndelen Hak’ın rahmetine kavuştu.
Allah rahmet eylesin ailesine sabırlar versin.
Endelen’in Eski camide kılınan cenaze namazına katıldım.
Cenaze törenine katılanlara baktığımda Bazı tarım kurum temsilcilerinin vefasızlığına tanık oldum.
Erdoğan İndelen uzun yıllar devam eden görevi süresince Edirne tarımına büyük hizmet sundu. Tarım ürünlerinin ıslahı verimin artması tarım zararlıları için büyük çaba harcadı.
Bunu eski meslektaşları söyledi. İndelen’in bu kadar hizmetine karşılık tarımla yakından ilgili kurumlardan cenaze namazına katılanları göremedik.
Bırakınız törene katılmalarını bir çelenk dahi gönderme gereğini duymamışlardı.
Bu kurum temsilcilerimiz tarıma büyük hizmeti olan bir eski yöneticiye böyle duyarsız olmamalıydı. Bir sosyal ve siyasi gücü olanlar yanında saf tutanlar Edirne’de büyük hizmeti bulunan bir kurumun yöneticiye son görevlerini yerine getirmeliydi.Vefasızlık örneği verdiler . Çok yazık
GENÇLER KONUSUNDA UYARI
Cumhuriyet Gazetesi köşe yazarı Erdal Atabek 30 Temmuz 2018 tarihli köşesinde gençler konusuna dikkatten kaçan ve önemli olan bir değerlendirmesi vardı
İzmir Ödemiş Kaymakçı Çok Programlı Lisesi Müdürü Ayhan Kökmen iki öğrencisi tarafından öldürülüyor. Bu olayın aydınlatılması için görevlendirilen Milli Eğitim Müfettişi Doğan Ceylan’ın genç nesil ve bu konu hakkındaki raporu ana hatlarıyla şöyle:
DUYGUSUZ VE BENCİL BİR NESİL GELİYOR
Gençlerimiz hayatın gerçeklerinden habersiz, duygusuz ve bencil bir nesil geliyor.
Şehitler için gözyaşı döken kendi ana babalarını anlamıyorlar. Başkalarının çocukları için ağlamaya anlam veremiyorlar.
Yanı başımızdaki savaşlar, acı çeken çocuklar, ölen on binlerce insan onları hiç ilgilendirmiyor.
Tüm acı gerçekleri çizgi film tadında izliyorlar ve yürekleri hiç acımıyor.
Olarak görüyorlar Hayatlarının odağındaki tek şey eğlenmek. Eğlenemedikleri tüm zamanları kendilerine bir işkence.
Kendileri için yapılan fedakârlıkların hiç farkında değiller. Kıymet bilmiyorlar ve vefasızlar.
Herkesi kendilerine hizmet etmek için yaratılmış görüyorlar.
İnsanlara verdikleri değer, onların isteklerini yerine getirebildikleri ve ne kadar eğlendirdikleriyle orantılı.
Gençlerin çoğu hayatlarında eğlenmekten başka bir amaç olmadığı için artık tek eğlence kaynağına dönmüş telefon ve tabletlerini ellerinden aldığınızda dünyanın sonunun geldiğini zannediyorlar.
Çocukların büyük bölümü açlık nedir bilmiyorlar, yedikleri önlerinde, yemedikleri arkalarında, acıkmalarına fırsat bile vermiyoruz.
Öyle ki, yemek yemeyi bile işkence görür hale geliyorlar.
Susuzluk nedir, hiç bilmiyorlar. Hiç susuz kalmamışlar.
Üç adımlık yolda bile susarlar diye yanımızda içecek taşıyoruz. Çocuk daha ‘susadım’ demeden ağzına suyu dayıyoruz.
Çocuklar hiç üşümüyor.
Soğuk havalarda evden çıkarmıyoruz. Okula giderken kırk kat sarmalayıp çıkarıyoruz, hiç titremiyorlar.
Çocuklar hiç ıslanmıyorlar.
Evden arabaya kadar üç metrelik mesafede şemsiyesini başına tutuyoruz.
Saçına bir tek yağmur damlası düşürmüyoruz.
Yorgunluk nedir bilmiyor çocuklar. İki adımlık mesafelere bile arabayla götürüyoruz, yorulmasınlar diye.
Yokluk nedir bilmiyorlar, daha istemeden her şeyi önlerine sunuyoruz. Bu yüzden varlığın kıymetini bilmiyorlar.
ÇOCUKLAR YAŞAMI HİSSETMİYOR .
Açlığı bilmedikleri için açlara acımıyor, üşümek nedir bilmedikleri için sokaktaki evsizleri umursamıyor.
Müdahale edilmezse gelecek iyi şeyler getirmeyecek ülkemize.
Bu sorunu devlet derinden hissetmeli.
Bu sorunun çözümü için çalıştaylar düzenlenmeli. Öğretim programları ve ders materyalleri revize edilmeli.
Okulların duygu eğitimi konusunda rolleri artırılmalı.
Geç kalınmadan bu sorun mutlaka çözülmeli.
Bu sorun çözümlenmeli
Doğan Ceylan - Milli Eğitim Müfettiş
Yorum okuyucularımın…