Bilindiği gibi 18-24 Mart tarihleri arasında Yaşlılar Haftası kutlanıyor.
Bir hafta süresince yaşlılarla ilgili bir dizi etkinlikler yapılıyor.
Yaşlılar,yaşamlarının son yıllarını geçiren insanlarımızdan huzurevinde kalan yaşlılarımızın her birinin ayrı unutulmaz bir hatırası var.
Bazıları yakınları tarafından terk edilmiş, bazıları yakınlarını kaybedip bakacak kimsesi olmayanlar huzurevine sığınmış.
Edirne Huzurevinde ömür tüketen yaşlılarımızla konuştuğunuzda her birinin ayrı bir yaşam öyküsü olduğuna tanık oluyorsunuz.
Her biri huzurevinde kendi yaşıtları arasında huzurlu mutlu bir şekilde yaşamlarının son evresini sürdürüyorlar.
Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünce organize edilen huzurevindeki yaşlılara moral vermek için düzenlenen müzik etkinliğini katıldı.
Müziğin sesini duyan yaşlılarımızın bazıları müziğin ritmine kapılıp alkış tutarken, bazılarının ise ağladıklarına tanık oldum .
Bir yaşlı huzurevi sakinine neden ağladığını sorduğumda, sanatçının söylediği şarkının kendisinde geçmiş bir anıya hatırlattığını o aklına geldiği için gözyaşlarını tutamadığını belirtti.
Yaşlılar çok duygusal insanlar, yılların verdiği yükü acı tatlı anıları omuzlarında taşıyor onlarla yaşıyorlar.
Bazıları yakınlarının kendilerini ziyaret etmediğinden yakınıyor, Bazıları ise sevdiklerini kaybetmenin acısı ile dolu günlerini geçiriyor.
HUZUREVİNİ ZİYARET EDELİM
Huzurevi sakinlerini en mutlu eden şey kendilerinin ziyaret edilip hal hatır sorulması, sohbet edilmesi.
Orada toplantıda bulunduğum sürede sohbet ettiğim yaşlılarla muhabbet edip hatırlarını sorduğumda kendileri ile konuşmadan ne kadar mutlu olduklarını gözlerine baktığımda bakışlarında gördüm.
Adeta bir yakını ile görüşmüş gibi mutlu oldular.
Adı üzerinde burası huzurevi, huzur aramak huzurlu olmak için sığınılan yer.
Onların huzurlu olmalarına katkı yapmak için insanlarımızın fırsat buldukça burasını ziyaret edip orada günlerini geçiren insanlarımıza moral vermeleri, hem orada kalanları hem de ziyaret edenleri mutlu eder.
İnsanların yarın ne olacağını bilemez.
Bugün rahat olarak yaşamı sürdürdüğümüz evimizde yarın nerede olacağımız belli olmaz.
Huzurevinde de geçmişinde çok rahat yaşam sürüp daha sonra yakınlarının terk etmesiyle Devletin sıcak yuvasına, huzurevine sığınan insanlarımız var.
Bu ziyaretimde huzurevi sakinlerinin en önemli gıdasının sevgi ve saygı olduğunu gördüm.
Hem hüzünlendim hem de mutlu oldum.
ANKETÇİLER DE ŞAŞIRDI
Edirne’nin dört bir yöresinde mahalli seçim sonuçları için anket yapan onlarca gencimiz var.
Yollarda rastladıkları kişilere seçim sonuçları konusunda sorular yöneltiyor.
Bazıları evlerin kapılarını çalarak anket çalışmalarını evlere kadar yaygınlaştırıyor.
Kimin adına yaptığını sorduğunuzda, özel, hiçbir partiye bağlı olmadan yaptıklarını söylüyor. Aslında bu doğru değil seçimde iddialı tüm partiler anket yaptırıp durumlarını belirlemek istiyor.
Bunların sağlıklı sonuç vereceğine inanmıyorum.
Zira seçim sonuçları hakkında bilgisine başvurulan insanların bazıları endişeli, cevap vermek istemiyor, çekingen davranıyor.
Anketlere cevap verenler ise partilerin has adamları.
Onlar anketörlerin çevresinde dolaşıp kendi partisinin oyları yüksek gösterilsin diye çaba harcıyor.
Günümüzde özellikle bu seçim öncesi bu tür anketlerle seçim sonucunu tahmin etmek mümkün değil.
En doğru karar 31 Martta yapılacak seçimdeki sandık sonuçları verecek.
Bu seçimde sürpriz bir sonuç çıkar mı diye sorulsa ben gerçekten ülke genelinde bir sürpriz olacağı kanısındayım.
Bu sonuçlar önümüzdeki günlerde siyasette yeni dalgalanmalara da neden olabilir. Toplumdaki sessizlik, durumda belirsizlik, bunun alameti gibi görülüyor. Onu da bekleyip göreceğiz.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
FIKRA
“ HEY YAVRUM HEY! ATA BAK
Temel ilk kez at yarışlarına gidiyor, bu konuda bilgisi olmadığı için , yarışta hiç şansı bulunmayan bir ata büyük bahis oynuyor.
Bu arada yarış başlıyor Temel’in atı yarışta en geriye kalmış.
Önde koşan diğer atlara para yatıran kişiler ayağa kalkmış bağırıp çağırıyor.
Temel’de hiç ses yok.
Nasıl olsun ki, onun atı en arkada.
Fakat Karadeniz uşağı yenilgiyi kabul eder mi?
Temel’de ayağa kalkarak başlıyor diğerleri gibi bağırmaya:
“ Hey yavrum hey.! Ata bak ata. Kattı önüne hepsini kovalıyor.!”
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
OTOPSİNİN MAZİSİ ÇOK ESKİ
Türkiye’de otopsi yapılmasına ilk kez 1841 yılında izin verildi.
1866 yılında kurulan Mektebi Tıbbiye Mülkiye’nin Patolojik Anatomi bölümünde adli otopsiler yapılıyordu. 1909 yılında İstanbul’da bir Morg idaresi kuruldu.
İlk Morg Müdürlüğüne Dr Ali Rüştü Paşa atandı.
Böylece otopsi işlemleri doğrudan doğruya Morg İdaresi’nce yapılmaya başlandı.
Otopsi yapılmasına yargıç karar veriyordu. Otopsinin hangi durum ve koşullarla yapılabileceği yasayla belirlenmişti.
Olay yerine yargıcın gecikmesi tehlike oluşturuyorsa, otopsi savcının gözetimi altında iki doktor tarafından yapılırdı.
ÖZLÜ SÖZ
Eğer yürüdüğünüz yolda bir güçlük ve engel yoksa,bilin ki o yol sizi hiçbir yere götürmez,hiçbir başarıya ulaştırmaz.
Bernard.SHAW