Balkanlarda Adalet Haklar Kültür ve Dayanışma Derneği (BAHAD) Başkanı Safiye Yurdakul, Edirne Balkan Türkleri Federasyonu temsilcilerine “Belene Kampı” olarak bilinen toplama kampı süreci hakkında Balkan Türkleri Federasyonu temsilcilerine Edirne’de bilgi verdi.
Dün Balkan Türkleri Federasyonu Toplantı salonunda yapılan toplantıda konuşan Balkanlarda Adalet Haklar Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Safiye Yurdakul, Belene Adası Toplama Kampı, Cezaevi ve Sürgünde Tutulan Mağdur ailelerin de katılımıyla son süreç hakkında bilgiler verdi. Yurdakul burada yaptığı konuşmada, Müslüman azınlığına karşı uyguladığı zorla asimilasyon sürecinde yasadışı baskılara maruz kalanlar olarak Bulgaristan Devletinin Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi üyesi olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa Birliğince uygulanan hukuk normlarını uygulama yükümlülüğünü kabul ettiğini hatırlattı. Yurdakul, açıklamasında şunlara yer verdi:
“Bulgaristan Cumhuriyeti'nin insan ve azınlık hakları alanlarındaki uluslararası hukuku ve özellikle adaletin makul sürede sağlanmasını öngören Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini uygulama yükümlülüğünü üzerine aldığını göz önünde bulundurarak, Sofya ili Askeri Savcılığında 1984-1989 işlenen suçların sorumlularının, iştirakçi ve işbirlikçilerin adil ve tarafsız mahkemelerin yargılaması için savcılık ceza davası dosyası hakkında 31.05.2022 tarihli kapatma kararının bir an önce iptal edilerek hızlı, etkili ve tarafsızlık ilkelerine bağlı kalarak yargılama aşamasına geçilmesi ve bir an önce tamamlanması için çağrıda bulunuyoruz.
ÇAĞRIDA BULUNUYORUZ.
Bahse konu dava sözde "Soya Dönüş Süreci" olarak adlandırılan uygulamanın liderlerine karşı etnik nefreti yaymaya çalıştıklarından dolayı Bulgaristan Cumhuriyeti Başsavcılığınca 1991 yılında açılmıştır. Dava, 31 yıldır ceza davası soruşturma aşamasındaydı, mağdurların, bu davanın sonucuna bağlı olan hakları ise, sürüncemede kaldı. Sofya Ili Askeri Savcılığında kayıtlı dava dosyası, Totaliter Komünist Rejiminin ülkesini seven ve mutlu yarınlar için çalışan belli bir etnik grubu hedef alarak en kaba ve kabul edilmez bir şekilde işlemiş olduğu ağır İnsan Hakları ihlallerine - Uluslararası sözleşmelere, Uluslararası hukuk normlarını hiçe sayarak işlenen suçlara karşı geldikleri ve hedef etnik grubuna ait oldukları için psikolojik ve fiziksel işkencelere mağruz bırakılmak üzere, uzun süre yasadışı bir şekilde Belene adasındaki toplama kampinda tutularak, ülkenin Batı bölgelerine sürgüne gönderilmek suretiyle baskılara maruz bırakılarak, 1989 yılında ülkeden sınır dışı edilmiş olan bizler için hayati önemdedir.
İnsan hayatının ortalama süresi ile zorunlu asimilasyon ve etnik temizlik döneminde totaliter komünist rejimi tarafından uygulanan devlet terörü ortamında eski toplama kampı mağdurlarının yaşamış oldukları dikkate alındığında, soruşturmanın 31 yıl sürmesi hiçbir şekilde yasal ve makul süre olarak kabul edilmesi mümkün değildir, dosyada "şüpheli" olarak yer alan sadece 5 kişinin yer alması ve ardından son kişi 31.03.2022 tarihinde ölmesi üzerine 31.05.2022 tarihinde dosya kapatma kararının verilmesi üzerine diğer suçluların hayatlarını rahat geçirmesi ve adil yargılama ilkelerine aykırı olarak ceza davası savcılık dosyası kapatma kararını kabul edilmesi mümkün olmadığından Bulgaristan adaletini, soruşturmayı yürüten savcıları ve Başsavcıyı, Bulgaristan'ın adalet sitemine ve demokrasisine inancımızı zedeleyerek işlenen suçlanı korumak için 31 yıllık ceza davası savcılık dosyası üzerinde bulunan dosya kapatma kararını iptal edilmesini ve suçluları yargılamak üzere savcılık soruşturmasını hızlı, etkili, adil ve tarafsızlık ilkeleri ile uluslararası hukuk normlarını ve hukukun üstünlüğü ilkelerine uyarak, Avrupa Insan Hakları Sözleşmesini dikkate alarak harekete geçmeleri için çağırıyoruz.
ADİL YARGILANMA OLACAĞINA İNANCIMIZ VE ÜMİDİMİZİ KORUMAK İSTİYORUZ
Bizler, Bulgaristan'ın demokrasiye geçmiş olması sebebi ile Totaliter Komünist rejimi tarafından uygulanan hukuksuzlukları sona erdiren bir süreç olduğunu biliyoruz ve Adalet sistemine suçluların adil bir şekilde yargılanmasının sağlanacağına dair inancımızı ve ümidimizi korumak istiyoruz. Çünkü her halükarda gecikmiş adalet, adalet değildir. Sözde "Soya Dönüş Süreci" sadece yukarıda zikredilen azınlığa karşı işlenmiş bir suç değil, 2006 yılında Avrupa Komisyonu nezdinde Bulgaristan'ın resmi temsilcisi tarafından tanımlandığı gibi etnik soykırım ve 2012 yılında Bulgaristan Parlamentosunca açıklandığı gibi etnik temizlik şeklinde işlenmiş insanlığa karşı bir suçtur. Belene adası toplama kampı mağdurları ve aileleri 31 yıldır suçluların adil bir şekilde yargılanması için sabır ve büyük özveri ile Bulgaristan'ın Adaleti ve demokrasisine inancını kaybetmeden hukuki mücadele vermektedir. 31.05.2022 tarihinde ceza davası savcılık dosyasının kapatma karan mağdurlarda büyük hayal kırklığı ve üzüntüye sebep oldu. Şu anda mağdurların ve derneğimizin dosya kapatma kararına karşı itirazları hakkında mahkemelerin kararları beklenmektedir. Ayrıca Başsavcıya yönelik yasaların kendisine vermiş olduğu yetkiyi kullanarak dosya kapatma kararını iptal etmesi yönünde 25.06.2022 ve 30.06.2022 tarihlerinde derneğimiz tarafından verilen randevu talep dilekçelerine Başsavcının cevap vereceğine inanıyoruz ve cevabını beklemekteyiz.
Yaşanan İnsanlığa karşı suçların bir daha yaşanmaması için sorumlularının Adil bir şekilde yargılanması adına yaşanan bu önemli tarihi süreci tüm Sivil Toplum Kuruluşları ile paylaşmak üzere istişare ve bilgilendirme toplantılarımızı İstanbul ilinde gerçekleştirdik şimdi de Edirne'deki Sivil Toplum Kuruluşları ile birlikte oluyoruz. Eğer suçlular yargılanarak cezalandırılmazlarsa işlenmiş suçlar affedilmiş, suçlular da masum kabul edilmiş olacaklardır. Biz Bulgaristan'ı seviyoruz ve karanlık döneme ait olan suçların ancak hukukun üstünlüğü ve adil yargılama sağlanarak aydınlanacağına inanıyoruz.”
Gözde Kabasakal
