Süpürge otunun hasadının yapılmasıyla birlikte, hasadı yapılan süpürge otları el emeğiyle bağlanmaya başlandı. Hasadı yapılan süpürge otlarının demedi 7,5 Lira’dan satılıyor. Daha sonra süpürgeciler bu otları işleyerek el emeğiyle bağlayıp, süpürge haline getirerek geçimini sağlıyor.
“ EL EMEĞİ GÖZ NURU DEDİĞİMİZ BİR ZANAATIMIZ VAR”
48 yıldan beri geçimini el emeğiyle süpürge yaparak sağlamaya çalışan Mesut Kösdere, süpürgecilik mesleğinin artık son demlerini yaşadığını söyledi. Kösdere, süpürgeciliğin garanti bir iş olmadığını ve süpürge otunun ekiminin gün geçtikçe daha da azaldığını belirterek, “Biz 3 ay çalışıyorsak 1 ay çalışmıyoruz. Malın olmadığı zamanlarda işsiz kalıyoruz. Süpürge otunun ekimi de azaldı. Her zaman süpürge otu bulamıyoruz. Bulamadığımızda da zanaatımızı yapamıyoruz. El emeği göz nuru dediğimiz bir zanaatımız var ve bu da bitme noktasına geldi.
“ESKİDEN 250 TANE SÜPÜRGECİ DÜKKANI VARDI”
20-25 yıl önce Edirne’de 250 tane süpürgeci dükkanı varken şu anda en fazla 10 tane dükkan kaldığına değinen Kösdere, “Eskiden Bostanpazarı’nın her yerinde süpürgeci dükkanı vardı ama artık kalmadı. Bizim işimiz artık tatmin edici bir iş değil, tatmin olmuyoruz. Süpürge telinin kilosu 7.5 Lira oldu. Yaptığımız süpürgeyi 10 liraya satamıyoruz. Tutulmuşuz bu mesleğe bırakamıyoruz işte. Geçimimizi sağlamaya çalışıyoruz. Çırak yetişmiyor, yetişse garantisi yok zaten. Üretim azaldı satış azaldı. Böyle giderse bizde kapayacağız başka çare yok.” Dedi.
“EMEĞİMİZİN KARŞILIĞINI ALAMIYORUZ”
İmalatçının bu işten para kazanamadığını anlatan Kösdere, “İmalatçı para kazanamıyor, alan kazanıyor. Ben bu süpürgeleri toptancıya 9 Lira’dan veriyorsam adam bunu pazarda 15 lira’ya satıyor. Biz 50 kuruşun peşindeyiz ama onu bile bazen bulamıyoruz. Artık son demlerimi yaşıyoruz, oda bitmek üzere. Çiftçiler de ekim yapacak adam bulamıyorlar. Talepte azaldığı için zaten ekimler iyice azaldı. Bizden sonra bu mesleği yapacak bir nesil yok. Emeğimizin karşılığını alamıyoruz.” Diye konuştu.
“TARLADA BİR EZİYET BURADA BİR EZİYET”
Bir süpürgenin yapım aşamasını da anlatan Kösdere, “Süpürge otlarını demet olarak alıyoruz. Biz bunları ilk önce ıslıyoruz, ondan sonra fırın dediğimiz kapalı bir yerimiz var oraya bu süpürge otlarını ıslak bir vaziyette koyuyoruz. Kükürtümüzle birlikte bu süpürge otlarını yaktığımızda bir duman çıkıyor. O duman da süpürgeyi yumuşatıyor ve sarartıyor. Ondan sonra bu süpürge otlarını üç, dört hale getirip süpürgeleri yapıyoruz. Zarisi oluyor, tepesi oluyor bir demet dört yere ayrılıyor. Bu demetleri ayrı ayrı işlemek gerekiyor. Onun için tarlada bir eziyet burada bir eziyet yani.”Diye konuştu.
Barış Karapaça
