GİK ÜYESİ ÇALIŞKAN, "EN KÖTÜ BARIŞ EN İYİ SAVAŞTAN İYİDİR”

Saadet Partisi Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi ve Marmara Bölge Sorumlusu Doç. Dr. Necmettin Çalışkan,Saadet Partisi İl Divan toplantısı için Edirne’ye geldi. Çalışkan,  toplantıda yaptığı konuşmada  son siyasi gelişmeleri değerlendirdi.

GİK ÜYESİ ÇALIŞKAN, "EN KÖTÜ BARIŞ EN İYİ SAVAŞTAN İYİDİR”

Saadet Partisi Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi ve Marmara Bölge Sorumlusu Doç. Dr. Necmettin Çalışkan,Saadet Partisi İl Divan toplantısı için Edirne’ye geldi. Çalışkan,  toplantıda yaptığı konuşmada  son siyasi gelişmeleri değerlendirdi.

Emre SEDEF
Emre SEDEF
02 Mart 2020 Pazartesi 06:46
GİK ÜYESİ ÇALIŞKAN, "EN KÖTÜ BARIŞ EN İYİ SAVAŞTAN İYİDİR”

               

Saadet Partisi Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi ve Marmara Bölge Sorumlusu Doç. Dr. Necmettin Çalışkan,Saadet Partisi İl Divan toplantısı için Edirne’ye geldi. Çalışkan,  toplantıda yaptığı konuşmada  son siyasi gelişmeleri değerlendirdi.

Çalışkan İl merkezinde yaptığı toplantıda son siyasal olaylar konusunda şöyle değerlendirme yaptı “Ülkemiz içinde bulunduğu günlerde olağanüstü badireler atlatıyor. Tüm vatan sahtı matem haline geldi. Acımız son derece büyük. Devletin en süt kademesindeki insanların daha şehit kanları kurumadan cenaze defnedilmeden olayları başka çekmeleri kabul edilebilir durum değildir. Bu ne islamidir, ne vicdanidir, ne de ahlakidir. Bunu şiddetle kınadığımızı belirtmek isterim. Bol miktarda şehit cenazesinin olduğu bir dönemde acımızı paylaşmaktan başka ifade edecek hiçbir şeyimiz yok.

EN KÖTÜBARIŞ EN İYİ SAVAŞTAN İYİDİR

Saadet Partisi 2012 yılının Ocak ayında Suriye’de iç savaş başlamadan bir heyet gönderildiğini  belirten Çalışkan, “O heyette ben de vardım. O gün Suriye konusunda ne söylediysek bugün de aynı şeyleri tekrar ediyoruz. Diyoruz ki; en kötü barış en iyi savaştan iyidir. Her ne pahasına olursa olsun, mutlaka en acil şekilde kanın durması durdurulması sağlanmalıdır. Biz ülke olarak Suriye konusunda ilk düğmeyi yanlış ilikledik. Başından beri 9 yıldan beri makul politika üretmediğimiz için bugünkü neticeler olumsuz bir noktaya geldi. Bugün bataklığın içine batmış bir ülke olarak hemen derhal Suriye’den çekilelim gibi bir sözü doğru bulmuyoruz. Ancak yapılması gereken şey, bir şekilde Trump, Netenyahu ile Putin ile oturup aynı masada görüşüyorsa, Esed ile de bir şekilde çözüm yoluna gidilmelidir. Bizim Soçi mutabakatı ile Suriye’nin bu hale geleceği belliydi. Soçi Mutabakatıyla Suriye’de muhaliflerin kontrolündeki Halep teslim edildi, tüm muhalifler İdlib’e toplandı. Bugün yaşanan önceden belirlenmiş bir sondu. Bugün maalesef 9 yıl önce plansız bir şekilde sınırımızdaki mayınları temizleyenler, ardından mayın temizledikleri yere beton blok ördüler. Milyonlarca insan vatansız kaldı. Türkiye’nin 9 yıl boyunca Suriyelilere verdiği en büyük zarar sınır kapısını açıp milyonlarca insanın ülkemize mülteci olarak kabulü ile milyonlarca insanın vatansız kalmasına zemin hazırlanmasıdır. Bunu da iş başındaki insanların basiretsizliği, ferasetsizliği, aldanmışlığı neticesinde gerçekleşmiştir. Bugün de yaşadığımız kriz neticesinde sınır kapılarını açıp Avrupa’ya tehdit unsuru olarak göndermek de aynı çirkefliğin aynı çirkin siyasetin yansımasıdır.” dedi

İDLİB ACISI BOT ÖLÜMLERİYLE PERDELENMEK İSTENİYOR

 İdlib’te yaşanan bu acı felaketi gölgelemek üzere iş başındakiler değişik yöntemlere  başvurdularını belirten  Çalışkan, “ Bunlardan bir tanesi botlardır. Şu anda Uluslararası bir suça olmasına rağmen göz göre göre 20 kişilik botlara 40-50  tane insanın bindiğine şahit oluyoruz. Öyle anlaşılıyor ki yeni insanlar ölsün böylece gündem başka yönlere çekilmek isteniyor. İdlib acısını bot ölümleriyle perdelemek istiyorlar. Ülkede huzuru güvenliği tesis etmekle görevli İçişleri Bakanı her saat başı seçim sonucu açıklar gibi ülkeyi terk etmek üzere olan mülteciler için şu kadar sayıda insan kapıya dayandı diye açıklama yapması da gerçekten hafif bir üsluptur. Bunu şiddetle telin ediyoruz. İçişleri bakanının görevi sınır kapılarına sahip çıkmaktır. At yarışı spikeri gibi dakika başı kaç insanın ülkeyi terk ettiğini açıklaması, dünya karşısında Türkiye’yi zor durumda bırakacak açıklamalar yapmak değildir. Böyle bir sayı verilecekse basın mensupları verir. İçişleri bakanı olayı tahrik etmez yatıştırmaya çalışır. Bakan olan bir kimse ülkeyi zor durumda bırakmak için değil ülkenin sıkıntılı dönemini örtbas etmek için gayret eder. Yaşanan virüs hadisesi dün gece itibariyle Irak, İtalya, Kore ile sınır kapılarımız kapandı. Bu da İdlib’te yaşanan o felaketin örtbas edilmesine yönelik yeni bir girişim. Bugün itibariyle bu virüsün Çin’de İran’da etkili olduğunu görüyoruz. Özellikle ülkemizi ticari açıdan sıkıntıya sokacak kesintisiz bir şekilde kapının sonuna kadar kapatılması da sadece yaşanan dramın örtbas edilmesinden başka bir şey değildir. İş başında yönetim sorumluluğu olan insanların biraz daha duyarlı ferasetli aklıselim davranmaları gerekir. Bugün bunlardan çok uzakta olduğumuzu görüyoruz. Umarız ki Cumhurbaşkanının etrafına kümelenmiş odaklanmış aklıselimden uzak insanlar, yerlerini aklıselim insanlara teslim ederler. Acı yaşadık milletçe üzüntülüyüz ama bu üzüntünün sonucunda oturup ağlayacak değiliz. İnternetin kesilmesini hepimiz yaşadık. Olay facia yaşanmış buna çözüm olarak sosyal medya internet veri akışını durdurmak, üçüncü dünya ülkelerinde bile görülmeyecek çirkinlikte olaylar. Bu acı hepimizin acısıdır. Muhalefete saldırılarını da çirkinliklerinin artmasının yeni bir vesilesidir. Ben tekrar tüm milletimize başsağlığı diliyorum. Yaralı askerlerimize acil şifalar diliyorum.”dedi.

Fikri Yalın

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.