Şu özdeyişi takvimde gördüm ve sevdim. Aktarıyorum:
“Giysilerini kendilerinin en önemli yanı sayanlar genellikle elbiselerinden daha değerli değildirler.” Willam Hazlit
Giyinmek bir gereksinim mi? Yoksa hava atma aracı mı, Yoksa moda mı?...
Bu sorulara yanıt bulmak çok zor olsa gerek. Çünkü bu kişilere göre değişen bir olgu. Zamana göre de değişir. Ayrıca da bireyseldir.
Bana soracak olursanız; abartılı ve göz kamaştırıcı giysileri tercih etmem. Doğal olmaktan, doğal görünmekten yanayım. Bu, pejmürde giyinelim, anlamına gelmez. Giysilerde de temizlik ön planda gelir, gelmelidir kanısındayım. Yakışmalıdır da, abartıya kaçmadan…
Kişilik güzelliğinde, iç ve dış bütünleşmesi, bunun giysilerle tamamlanması öncelikli olmalı, sırıtmamalıdır.
Makyaj ve dekolte giyinmek…Kişi kendine yakıştırıyor ve rahat edebiliyorsa sorun yok diyeceğim ama; bunu söylemek dünyanın bir çok yerinde olası değil, sanıyorum.
Örnek vermek mümkün. Bir zamanlar yırtık elbiseler giymek çok ayıptı. Yamalı giymek normaldi. Son günlerde yırtık pantolonların moda olacağı aklımızın ucundan bile geçmemişti. Mini etek, tesettür için de aynı şeyleri söylemek zorunda kalıyor insan.
Görüntü güzelliği geçicidir. Bir süre sonra cazibesini yitirir. Oysa kişilik güzelliği kalıcıdır. Şu boşanmaların nedenleri bir araştırılsa, söylediklerimin de varlığı ortaya çıkacaktır. Göz dolduran giysilere rağmen takıntılar da öyle kanımca. Burada algıların yanılgısı söz konusudur. Pek uygun değil ama, derler ya:”Eşeğe altın semer taksan, yine eşektir”
Yine de en doğrusu insanın rahat edeceği gibi giyinmesi en doğal olanıdır. Başka bir deyişle; her insan istediği gibi giyinmelidir. Ancak gelenekler, görenekler, toplumun yapısı ve özelliklerini de göz ardı etmek ya da hiçe saymak rahatsız edicidir. Yine derler ya; “Moda, yakışanı giymektir”
Özetle: de bir eğitim işidir. Bir eğitimciye sormuşlar: “Çocuğumun eğitimine ve zaman başlayayım”
Eğitimci Çocuğunuz kaç yaşında? Demiş
Bir yaşında yanıtını alınca.Bir yıl geç kalmışsınız diye, soruyu yanıtlamış.
Eğitim önemiyle ilgili sözü de aynı takvimde görmüştüm.
Diyor ki: “Okul sayesinde, okulun vereceği ilim ve fen sayesindedir ki, Türk milleti, Türk sanatı,Türk iktisadiyatı, Türk şiiri ve edebiyatı bütün güzellikleriyle gelişir.-- Atatürk”
Bilmiyorum anlayan anlar işte. Zaten : “Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul-zurna az.”
ESİNTİ
Dört dörtlük bir esinti gibi
Caddelerimden geçiyor
Çok zaman
Durak durak oluyorum öylece
Bir önceki duraktan hep
Bir taşıta atlıor
Yürek biçiminde
Bu güzellik kim esiyorum
Kim bu güzellik diyorum
N.T
